Müptelalığın fena tarafı, bir süre sonra  müptelanın tatmin edilemez olmasıdır. İktidar ve güç hırsı da birçok  kötü alışkanlık gibidir. Denetlenemezse kişiyi ve çevresini pek güç  durumlara sokabilir. 
Tatminsizlik insanın  içinde derin kuyular oyar. İştah arttıkça kuyular daha da derinleşir.  Doldukça derinleşen kuyulardan geriye asla huzur bulamayacak bir kabuk  kalır. 
Kendi hırsınla kendi içini boşaltınca çaresiz bir endişeyle o boşluğa dolgu malzemesi ararsın. 
Ancak  ne çare ki artık hiçbir şey yetmez. İşte böyle 400 milletvekiliyle  başlar nihayetinde 550’sini birden istersin. İçerdeki tatminsiz açlığın  iştahını biraz köreltmek için neler neler yaparsın. 
Aslında  550 insan evladı ile tatmin olmak da mümkün değil. İşin doğrusu aradan  aracıyı çıkarmak ve günden güne genişleyen boşluğu milletin kendisiyle  doldurmak. 
Meydanlara kalabalıkları  doldurup onları bir nefeste içine çekebileceğini hissetmek varken 550  kişi kimin neyine yetsin. Bu işin tuhaf bir denklemi var. Hem tek,  yalnız ve alabildiğine kudretli olmak hem de bunu devasa kalabalıkları  içinde eriterek yapmak gerek. 
Milletin kendisiyle doğrudan birbirine karışıp bir milletadam olmanın önünde Meclis bir engel. Meclis bir bela. 
Ama  Meclis hep birbirine benzerlerden oluşsa. Meclis koltuklarında, kafanda  bir kalıba oturttuğun milletin bir örnek vekilleri otursa. O vakit  belki içi biraz huzur bulacak. 
Yerli milletvekili. Milli milletvekili. 
Aracıya  ihtiyacı yok. Ama madem bir Meclis şimdilik mecburi. Doğrudan irtibat  kurduğu millet ona 550 sessiz, yumuşak başlı, ufacık biblo versin yeter.  
Millet var çünkü orada. Onu başkan seçti. Ona miting yapıyor. Onun partisine oy veriyor. Boşuna “Allah bize yeter, millet bize yeter” denmiyor. 
Maceramızda  işin halkın seçtiklerinin bazısının milli bazısının gayri milli ilan  edildiği yere vardık. Dolayısıyla oy verenlerin de bir kısmı da gayri  milli olarak damgalanmış oldu. 
Sıhhatli  bir bünyede virüs yani. Tedip edilmesi, dezenfekte edilmesi, yok  edilmesi gereken bir yabancı unsur. Yerli değil, milli değil. Düşman ve  hain. 
Bugün bu HDP milletvekilleri.  Barajı aştılar, başkanlığın önünü kestiler. Bugün buna ses çıkarılmazsa  yarın CHP milletvekilleri gayri milli olacak. Bir süre sonra MHP’nin  yola gelmeyen milletvekilleri. 
Neticede o millet-adam. Bu millet de kendi ifadesiyle “adam gibi adam”. Millet adam gibiyse, ancak “Milletin adamı’na” destek verenler milletin parçası sayılır. 
Amacı Meclis’i “millilik” adına işlevsiz kılmak ve milletin tek temsilcisi olarak sarayı tahkim etmek. 
Anlamayanlara ise Mussolini’nin şu açıklamasıyla isyan etse yeridir: 
“Hâlâ aklınız eski kalıplarla çalıştığı için anlamıyorsunuz. Anlamıyorsunuz çünkü Meclis siyaseti ruhunuzu öldürmüş. Bu ülke siperlerden güçlü ve hayat dolu olarak çıktı.” 
Bu seçimde anlayıp anlamadığımız oylanacak. 
Bakalım anlamış mıyız.
cumhuriyet