Biz geçen sene başımıza bir reis, koca  millet ailemize bir şef seçmedik mi? O seçilsin diye millet olarak büyük  fedakârlıklar göstermedik mi? Muhalefet partileri bile bir araya gelip  kimsenin tanımadığı bir aday göstererek reisimizin önünü açmadı mı? 
Başbakanlık binası olarak başlayan inşaat, seçimden sonra Cumhurbaşkanlığı sarayı olarak tamamlanmadı mı? 
Yolsuzluk iddialarını elimizin tersiyle itip cumhurbaşkanımız nezdinde herkesin masumiyetini teslim etmedik mi? 
Allah aşkına nedir bu Meclis zulmü? 
Milli  irade ciddi iştir. Çocuk oyuncağı hiç değildir. Milli irade sabah akşam  sandık kurularak taciz edilemez. Birisine günde bir, bilemedin iki defa  “Nasılsın” diye sorulur. On dakikada bir “Nasılsın, günün nasıl geçiyor” diye sorulursa bu zulümdür, tacizdir. 
Milletimize sorulmuştur, milletimiz de reisini seçmiştir. Genel seçim sonuçlarını da genel olarak “AKP iyi ya” şeklinde değerlendirmek gerekir. Teknik ayrıntılarla, milletvekili sayılarıyla bu milleti oyalamayın. 
Yani  yüzde bir-iki oy eksik kaldı diye bir memleket bu kadar gerilmez. Üçün  beşin hesabı olmaz. Birinci parti kimse, hükümet de o olmalıdır. Kaldı  ki bir hükümete ihtiyaç da yok. 
Aksaray,  Meclis’ten büyük. Saraydaki salonlar, Bakanlar Kurulu’nun toplandığı  odalardan geniş. Ezici bir seçim zaferi kazanmış cumhurbaşkanının  atayacağı danışmanlar herhalde tuhaf koalisyonların pazarlıkla gelmiş  bakanlarından daha iyi çalışacaktır. 
Ayrıca Meclis nedir eninde sonunda? 550 kişi. 
Yahu  bu memlekette 36 bin köy, 17 bin mahalle muhtarı var. Toplam 53 bin  muhtar eder. Hepsi seçilmiş. Büyük çoğunluğu seçim bölgelerinde  rakipsiz. Mahallelerin, köylerin seçim sonuçlarına bakalım. Partilere mi  daha çok seçmen oy vermiş muhtarlara mı? 
Dün Ali Sirmen, Cumhuriyet’te gayet güzel anlatmış. 
Başımıza reisimizi seçtik. Milli iradeyse milli irade. 
En aşağıda ise muhtarlarımızı seçtik. Demokrasiyse en tabandan geleni, en katılımcısı bizde. 
Meclis eski Türkiye’nin, Batı taklitçisi, milli şuurumuza ters bir müessesesi. 
Kanunları  Meclis’in yapması Allah’ın emri midir? Yuvarlak hesap 55 bin muhtar  var. Her gün aralarında 550 muhtar Aksaray’da toplansın, cumhurbaşkanı  onlara istediği kanunları söylesin, onlar da onaylasın. Zor iş de değil,  her muhtara yüz günde bir görev düşer. Toplanan muhtarlar sürekli  değişeceği için çoğulculuk da demokrasi de hakiki işlevini bulur. 
Hem  herkes muhtarını tanır. Gider taleplerimizi muhtarlarımıza anlatırız.  Onlar da yüz günde bir sıra geldikçe taleplerimizi Ak Saray’a anlatır. 
Bakınız, bizim Ortadoğu’ya model olmamız gerek. Ortadoğu, Batı’nın empoze ettiği yönetim modelleri sebebiyle kan ağlıyor. 
Türk tipi başkanlık rejimi bir kurtuluş ümididir. 
Devletin başına başkan, mahalleye muhtar seçiyoruz. Gerisine de karışmıyoruz.
  Doğrudan demokrasi budur. Milli iradenin aracılara ihtiyacı yok.  Ticaretten de biliriz ki aracılar herkesi sömürür. Meclis aracı bir  müessesedir. Kaldırılıp yok edilmelidir. 
Meclis, milli iradenin önünde artık sadece bir engeldir.
