İzmir ve Hüseyin Çelik…
Hiç birbirine uyuyor mu?..
Güzel bir çiçek vazosunun içine terlik sokulmuş gibi…
Ama o İzmir’i “burnu akan pas içinde bir çocuğa” benzetti önceki gün. Sonra da dört tekerleğine fren takılmış kamyona… Peşinden de kendisi gibi düşünmesini istedi İzmir’in…
Yanlış…
İzmir adamdır…
İzmir narin, zarif…
Onun için genelde “İzmir’e âşık” olunur…
Ama televizyonda Hüseyin Çelik’i görünce, o dakika oradan kaçmak gelir içimden…
*
Konya ve Kayseri’nin nasıl da mesafe aldığını anlattıktan sonra, İzmir’in gecekondulara boğulduğunu söylemesini dinlediğimde de kaçtı aklım…
Çünkü bu adam, o gecekonduların AKP’ye oy vermiş Anadolu kentlerinden kaçıp gelenlerden oluştuğunu bilmiyor… Sanki İzmirli yalısını, Kordon evlerini, Körfez manzarasını bırakıp gitti, arkalara gecekondu yaptı!..
Ayrıca kendisinin Konya, Kayseri ile kıyaslayıp İzmir’i “sümüklü çocuğa” benzetmesine karşın, İzmirlinin Konya’yı ayrı, Kayseri’yi ayrı sevdiğini… Oralara toz kondurmadığını da bilmeyecek kadar “İzmirli” olmaktan uzak…
*
İzmir barıştır…
Sevgi ve mutluluktur…
Onun için AKP’lilerin yüzde 70’inin yazlığı var o coğrafyada… Yazları gidip huzur bulmak için…
İzmir aydınlıktır çünkü…
Büyük savaşta yiğitliğini de kanıtlamıştır İzmir, böyle bir zamanda AKP’ye “hayır” diyerek yürekliliğini…
Yalaka değildir İzmir…
*
İzmir’i içinden çıkartırsanız Türkiye eski Türkiye olmaz… Ama Hüseyin Çelik’i hükümetten çıkartıp attılar, hükümete bir şey olmadı…
İzmir olmadan olmaz…
Ben geceleri İzmir’e gitmenin hayalini kurarım…
Ama televizyondan uzak dururum, ya Hüseyin Çelik çıkarsa, o an nereye kaçacaksın?..
Ayrıca sen kim, İzmir kim?..
İzmir aşkımız…
Sevdamızdır bizim…
(Cumhuriyet 24.12.2010)