Eskiden “Bastır Ankaragücü” derlerdi. Ankara piyasalara bastırırdı. Şimdi piyasalar Ankara’ya bastırıyor. Daha çok döviz sat. Faizi de yükselt.
Ankara ise piyasaların baskısına dayanamayarak isteneni yapıyor da...  Bu işin sonu ne olacak? Duvara dayanma yıkılır. İnsana güvenme ölür  derler... İşte o biçim. Merkez Bankası’nın rezervine güvenme... Biter. Faizi yükseltme... Başın daha fazla belaya girer.
Merkez’in döviz tanzim satışı yaparak dövizdeki artışı durdurması  imkânsızdır.  Piyasa uzun süredir Ankara’ya bastırıyor. Günde 140 milyon  dolar tanzim satışı yetmez. Günde 1.5 milyar dolar satış yapılsın, piyasa doyar. Fiyatlar iner.
Dün Merkez Bankası 1.3 milyar dolarlık ihale açtı. Dolar satın almak  isteyenlerin 1.85 TL’den alım yapmak istedikleri görüldü. Ucuz alanların  pahalı satmasını (spekülasyonu engellemek isteyen) Merkez 750 milyon  doları 1.8630 TL’den sattı.
Net döviz pozisyonu küçülüyor
Merkez Bankası dolarları 1.8630’dan sattıktan sonra piyasada dolar  1.8720’den işlem gördü. Ucuz alanlar pahalı satmaya devam etti. Bir  noktayı hatırlatmakta yarar var: Genelde Merkez Bankası’nın brüt döviz  varlığından söz ediliyor. Ve de Merkez’in döviz rezervinin 85.6 milyar  dolar olduğu, bol bol kullanılabileceği söyleniyor. Tanzim satışı  yanlıları, “Bu 85 milyar dolar hangi gün için birikti... Harcansın”  diyor.
Merkez’in döviz varlığı var ama buna karşı döviz pozisyonu da var. Açık  anlatımıyla brüt rezervin tamamı Merkez’in parası değil. Son rakamlara  göre Merkez’in toplam dış varlığı 92.5 milyar dolar. Buna karşı 39.7  milyar dolar döviz yükümlüğü (borcu) var. Sonuçta net döviz pozisyonu  sadece 52.8 milyar dolardır. Merkez’in “El kesesinden hovardalık  yapması” yanlış olur. Merkez’i döviz satmaya zorlayanlar, yakında, “Bu  yetmedi. Faizi de yükselt” demeye başlayacak.
Sorun cari açık
Döviz fiyatının neden yükseldiğini anlayamayan (hastalığı teşhis edemeyen) fiyat artışını durduramaz. Dış ticaret açığı  devam ediyor. Bakanımız “İhracatta Cumhuriyet Rekoru”ndan söz ediyor.  Esas rekor ithalatta. 100 milyar dolar ihracatın gerisinde 180 milyar  dolar ithalat var. Aylık 7-10 milyar dolar dış ticaret açığı, aylık 6-9  milyar dolar cari açık oluşturuyor. Şimdiye kadar 7 milyar döviz açığı  verildiğinde sermaye hareketi ile 8-9 milyar dolar döviz girişi  oluyordu. Arzın fazla olması nedeniyle hem rezerv artıyor hem de döviz  ucuzluyordu. Temmuzda cari açık 5.3 milyar dolara geriledi ama sermaye  hareketi ile ülkeye 3.2 milyar dolar girebildi. Ona nereden geldiği  belli olmayan 1.4 milyar doları ekleyiniz.
Sonuç: 5.3 milyar dolar açığa karşılık 4.6 milyar dolar döviz girişi.  Arz talebin altına düşünce dövizin artmasından doğal ne olabilir ki? Şu  günlerde bakacağımız ihracat  değil, ithalat ve cari açık. Cari açık ile her ay 5-7 milyar dolar  döviz bulmak zorundayız. Açığı kapatacak dövizi bulamadığımız sürece  döviz fiyatının artmasına seyirci kalacağız.
Bugünün döviz trafiği sadece ihale değil. Merkez sağ eliyle döviz  verirken, sol eliyle döviz toplamaya çalıştı. Piyasaya 750 milyar dolar  satmakla kalmadı. Döviz mevduat hesaplarının zorunlu karşılığını yüzde  6.0’ya indirerek piyasaya 1.3 milyar dolar saldı. Piyasaya (750+1.300) 2  milyar 50 milyon dolar toplam para akıtan Merkez, döviz rezervinin  azalmaması için bir başka karar aldı. Bankaların TL mevduatları  karşılıklarının büyük bölümünün döviz olarak tutulmasına imkân verdi. Bu  kararla bankalardan 3.5 milyar dolar döviz çekmeyi umuyor.
(Milliyet)