HSYK Başkanvekili'nden mesaj var
                    
                                                
                            Geçen cumartesi günü bu köşede yayımlanan “HSYK Şikâyetler Karşısında  Adil mi?” başlıklı yazım için HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici’den  ayrıntılı bir açıklama aldım.
Yazım özellikle Deniz Feneri  soruşturmasını yürüten savcıların bu dosyadan alınmalarından sonra çıkan  tartışmaları değerlendirirken kamuoyunda HSYK’nın hâkim ve savcılar  hakkındaki şikâyetlerle ilgili işlemlerinde “seçici davrandığı” yolunda  bir izlenimin bulunduğunu belirtiyordu. Yazı, ayrıca yapılan şikâyet  başvurularına yanıt verilmediği yolunda avukatlardan gelen şikâyetleri  aktarıyordu.  
SEÇİCİ  DAVRANMIYORUZ
Ahmet  Hamsici, açıklamasında “HSYK’nın kendisine ulaşan her şikâyet  dilekçesini titizlikle incelediğini ve objektif olarak gereğine tevessül  ettiğini” belirterek, şöyle diyor:
“HSYK, iddia edildiği gibi  şikâyetler karşısında seçici davranmamaktadır. Kurulumuzun resmi  internet sitesinde her ay yayımlanan ‘Hâkim Savcı Şikâyet Bürosunun  Aylık Faaliyet Raporu’ incelendiğinde de durumun böyle olduğu daha net  bir şekilde anlaşılacaktır.”
Bu ifade üzerine HSYK’nın internet  sayfasına girerek Şikâyet Bürosu’nun temmuz ayı aylık faaliyet raporunu  inceledim. Burada yer alan tabloya göre temmuz ayında büroya bir önceki  aydan toplam 2568 dosya devredilmiş, ayrıca 339 yeni dosya gelmiş. 
HSYK, bu şikâyetlerden toplam 481 dosyayı sonuçlandırmış. Bunlardan 65 dosyada gelen şikâyetlerin “işleme konulmamasına”, 
18 dosyada ise “inceleme izni verilmesine” karar verilmiş. İncelemeden bir sonraki 
soruşturma aşamasına geçişe baktığımızda, 
8 dosyada “soruşturma izni verilmesi”, 
21 dosyada ise “soruşturma izni 
verilmemesi” kararı çıkmış. 369 dosya ise “diğer” (işlemler) faslında yer alıyor.
HER ŞİKÂYETE YANIT VERİLİR 
Hamsici,  “HSYK hâkim ve savcılarla ilgili şikâyet dilekçeleri, ilgili birimlere  intikal ettiği anda işleme konulduğunu ve yapılan inceleme ya da  soruşturma sonucunun şikâyetçiye tebliğ edildiğini” de vurguluyor.
Başkanvekili,  bu çerçevede avukat Celal Ülgen’in “HSYK’ya başvurularının tekine bile  yanıt verilmediği, başvuruların askıda bırakıldığı” yolundaki  iddialarının da “gerçekle bağdaşmadığını” belirtiyor.
Hamsici,  kayıtlar üzerinde yaptıkları incelemeye göre Ülgen’den 6 değil 4 başvuru  geldiğini, bunlardan üçünün eski HSYK’ya yapıldığını, sonuncusunun ise  geçen hafta 5 Eylül tarihinde kurula intikal ettiğini belirtiyor.  Hamsici’nin verdiği bilgiye göre bu 4 dosya üzerinde şu işlemler  yapıldı:
m Ülgen’in 17.3.2010 tarihli başvurusu üzerinde yapılan  inceleme sonucunda şikâyetin “işleme konulmasına yer olmadığına” karar  verildi ve bu durum 3 Ağustos 2010 tarihinde avukata tebliğ edildi.  Ülgen, dün yaptığımız görüşmede bu tarihli yazıyı aldığını kabul etti.
m  Aynı avukatın 31.8.2009 ve 5.5.2010 tarihli dilekçeleri müfettişler  tarafından incelemeye alındı, ancak HSYK 3’üncü Dairesi’nin 1 Temmuz  2011 tarihli kararıyla “soruşturma izni verilmesine gerek olmadığına”  karar verildi. Hamsici, açıklamasında, bu konuda hazırlanan bilgi  yazılarının “avukatlara tebliğ edilme aşamasında bulunduğunu”  belirtiyor. Yani yanıtlar henüz postaya verilmemiş. 
m Ülgen’in 22  Ağustos 2011 tarihli dilekçesi ise 5 Eylül tarihinde kurul evrak  bürosuna  gelmiş. Hamsici, “dilekçenin en kısa zamanda gereğinin takdir  ve ifası için 3’üncü Daire gündemine alınacağını” söylüyor. 
HSYK’nın  bu açıklamasına karşılık, Celal Ülgen, kurula 3 Şubat 2011 tarihli bir  dilekçe daha gönderdiğini, ayrıca kendi bürosundan  avukat Hüseyin  Ersöz’ün büro antetli kâğıtla gönderdiği 30.9.2009 tarihli dilekçenin de  açıklamasında telaffuz ettiği 6 sayısının içinde yer aldığını  belirtiyor.
İNCELEME ZAMAN ALABİLİYOR
Ahmet  Hamsici, “şüphelilerle ilgili ifadelerin alınması, tanıkların dinlenmesi  ve delillerin toplanması şikâyetin mahiyetine göre uzun zaman  alabildiğinden 30 gün içerisinde değil inceleme ve soruşturma sonunda  ilgilisine tebligat yapıldığına” da dikkat çekiyor.  
HSYK  Başkanvekili’nin kurulla ilgili eleştiri ve şikâyetler karşısında  gösterdiği duyarlılık ve iddiaların hepsine detaylı bir şekilde yanıt  vermesi kamuda hesap verebilirlik ilkesi ve inandırıcılık açısından  önemsenmesi gereken bir tutumdur.
 
(Hürriyet)
                                
                
                
                 
                    
                    
                
                
                
                
                    Hits: 2100