İktidarın kullandığı çok da işe yarayan bir  yöntem var. Saçmalasa da, hata da yapsa bundan mağdur olarak çıkabilmeyi  becermek. Hatta bu saçmalamayı ya da hatayı eleştirenleri düşman  gösterip hedef haline getirebilmek. 
Cumhurbaşkanı üniter devlette başkanlığa örnek olarak, kimse Hitler örneğini  vermemişken kendi kendine Hitler’den bahsetti. Gelen tepkiler üzerine  Saray, bunu kötü bir örnek olarak verdiğini açıkladı. Oysa Hitler bir  federasyonda, yarı başkanlık rejiminde iktidara gelmişti. Bundan  bahsedenler derhal en hafifinden kötü niyetli ilan edildi. Hitler  örneğinin sakilliğini ve örnek olarak verilmesindeki cahilliği göstermek  neredeyse vatan hainliği olarak ilan edildi. 
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Dini Bilgilendirme Platformu”nda “öz kızını öperken şehvet duymanın nikâha etkisi olur mu” diye  bir soruya cevap verildi. Cevapta bazı hallerde bunun nikâha etkisi  olmayacağı, çeşitli dini kaynaklara atıfla yer alıyordu. 
Haliyle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesindeki bu cevap medyada eleştirel bir şekilde işlendi. 
Netice? 
Önce internet sitesinden o bölüm kaldırıldı. Sonra Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı, “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun böyle bir fetvası kesinlikle olmamıştır. Olmaz. Olamaz” dedi. 
O vakit sitenizde neden böyle bir şey yayımlandı diye soranlara ise bunun bir “sabotaj” olduğu söylendi. 
Aradan bir süre geçtikten sonra dün Diyanet İşleri Başkanı bir açıklama yaptı. Buna göre öyle bir cevap verilmişti. “İlgili arkadaşlar” ise “açığa alınmıştı”. 
Demek ki haber doğruydu. Kurumun kendi sitesinde bu akıl almaz cevap yer almıştı. Demek ki bir sabotaj yoktu. Demek ki bazı “ilgili arkadaşlar” vardı. Bir hata işlemişlerdi ki “açığa alınmışlardı”. 
Ama Diyanet İşleri Başkanı medyadaki haberleri “İslamofobik bir nefret içeren, gayri ahlaki bir haber mühendisliği” olarak değerlendiriyor. 
Resmi  sitenizde ensesti müsamahalı bir cevap koydunuz mu koydunuz. Bu cevap  dışarıdan birilerinin sitenize müdahalesiyle mi oldu? Hayır. 
Bazı “ilgili arkadaşların” marifetiyle konduğunu ve o arkadaşların bu sebeple açığa alındığını bizzat söylediniz. 
O vakit, sabotaj derken neyi kastediyordunuz? 
Bu  olan bitenin haber değeri olmasından daha doğal ne olabilir. Sizin  kendi kendinize, kendinizi düşürdüğünüz bu halin haber yapılmasının  neresi “İslamofobik bir nefret içeren, gayri ahlaki bir haber mühendisliği”dir? 
Diyanet  İşleri Başkanlığı’nı düşürdüğünüz bu durumdan dolayı özür dilemek  yerine, bu düşürdüğünüz durumu haber yapanlara saldırmak hangi anlayışla  izah edilebilir? 
Bu skandal cevabı internet sitenize kim koydu? 
Bunu yapan “ilgili arkadaşlardan” biri mi? 
Şayet ve açıklamalarınızdan anlaşıldığı kadarıyla vaziyet bu ise, neden bunun bir “sabotaj” olduğunu söylediniz. 
Diyanet  İşleri Başkanlığı sitesinde enseste müsamahalı böylesine bir metnin yer  aldığını haber yaparak sizin gerekli önlemler almanızı sağlayan basın  mensuplarına ancak teşekkür edebilirsiniz. 
Unutmayınız ki o metni oraya o basın mensupları değil belli ki kurumunuzdan birileri koydu. 
İslamofobi diyerek şahsi basiretsizliğinizi İslamın ardına gizlemeye çalışmayın. 
Yetkinin yanında sorumlulukla geldiğini, bütün meşruiyetinizin de buna dayandığını unutmamanızda fayda var.
cumhuriyet