Defter Dürme!
                    
                                                
                            Meydanlar tavını aldı. Sandığa yaklaşıyoruz. Sarsıcı bir sonuç  olacağı izlenimini taşıyorum. Sürpriz olur mu bilmiyorum ama kesin “defter dürme seçimi” olacak. Ya muhalefet Meclis’te etksiz bir azınlığa düşüp silinecek ya da “Tayyip Bey sen çok şımardın, bu silleyi hakkettin” diyen şiddetli bir tokat gelecek.
Bu seçim farklı olacak.
 
Oylar sayılmayacak.
Bu seçimde oylar tartılacak.
Halkın doğurgan dünyası karar verdiyse “pörsümüş-yalancı-sürekli dönen, herkese bağıran, kibirli tek adam tapınmalı bir yapıdan dinamik bir ileri demokratik Türkiye’ye” sıçrayarak geçilecek yeni ve ışıklı bir kapı açılır.
Putlar sallanmaya başlar.
Eskiye ait ne varsa sarsılır.
Öyle bir süreç yola çıkar ki, birkaç yıl sonra ancak anlayabilir ve adına “defter dürme halk hareketi” demek zorunda kalırısınız.
Eskiler aşınmışsa!
Kalıplar dökülüyorsa!
Liderler vizyon açamıyorsa!
Açlar henüz doymadıysa!
Toklar “Tek Adama” biatlanmışsa!
Beyaz ihtilal dediğimiz “dip dalga patlamış” geliyordur fakat biz hissetmiyoruzdur. Seçim günü  o “defter dürmeli dip dalga” kendini sandıkta gösterir.
 
Xxx
 
 
O çok böbürlenen!
O çok kibirlenen!
Yağı bitmiş kandile döner!
Tahminim; ya iktidarın defterinin dürülmesi sürecine girilecek ya  muhalefetin son 50 yılın muhasebesini yeni isimlerle ve yeni  paradigmalarla yapması mecburiyeti doğacak.
Bir yüzleşme seçimi olacak.
Aslında bu seçime; sadece iktidar ve muhalefet partileri, bağımsız adaylar değil; arkasına Büyük ABD ve Büyük AB’yi alarak  “Tek Adam” yaratmaya ve Türkiye’yi 2023’e bu Tek Adam’ın ağzına bakarak taşımaya karar vermişlerin alayı da giriyor.
Son 10 yıldır sahne aldılar.
Birbirilerine kenetlendiler.
İktidara yapıştılar.
“Tek Adam”ı şu tipler yarattı:
Kızıl Sultan İkinci Abdülhamit’i paranoyak saplantı haline  getirenler… Kurtuluş savaşı öncesi Sultan Vahdettin ile işbirliğini  seçmiş damarın bugünkü uzantıları… Said-Nursi’ye bütün zamanların din  alimi damgasını vuracak kadar kuklalaşanlar… Komünzimle Mücadele  Derneği’nin Erzurum Şubesi temsilciliğinden gelip ABD’ye yerleşerek Türk  siyasetine  “Pansilvanya penceresi” açan düküntüler…  
   
 Xxx
 
Bitmedi.
Tiplemeye devam ediyorum.
Dönekliklerini kendi ağızlarıyla itiraf etmiş eski solcu bozuntuları… Atatatürk düşmanlığını “statikoyla mücadele”  diye yutturan sahteciler… Osmanlı tarihini bilimsel analizden geçirip  ders çıkartmak yerine onu yücelten, taşlaşmış, mumyalaşmış fosiller…  Demokarat patentli Avrupa Birliği misyoneleri… Açılımcı, katılımcı,  hayali proje düzenbazları… İktidar bağımlısı medya patronlarının  cüzdanlarını tırtıklayan çürümüş, iş takipçisi gazeteciler güruhu…  İdeolojilerin ve uygarlıkların sonunu ilan etmeye memur edilmiş sol  liberal yaftalı ikinci cumhuriyet maskaraları… Globalizim, küreselleşme,  özelleştirme hokkabazları… Militan sokak faşizminden feragat edip  gazete patronlarının lütfuna sığınarak gazete köşelerine tünemiş  baykuşlar… Gazete köşelerinde ve manşetlerinde iktidarın her attığı  kemiğe koşan tetikçiler…Bu seçimde “Tek Adam”ın şahsında bunlar da oylanacak.
Halk farkına vardıysa!
Defteri dürer!
 
 
KUTU
(Uyan Borusu)
 
Padişah Tahtı!
 
Padişah tahtının lojmana taşınması çok ilginç bir haber oldu. En  güzel şakayı da MİZAHHABER adlı bir site yaptı. Sultan 3. Selim’in  tahtını lojmana taşıtan Topkapı Sarayı’nın iktidardan torpilli müdürü Yusuf Benli’nin  tahtı otursun diye Başbakan Erdoğan’a göndereceğini yazdı.  Bu müdür  tahtı lojmana niçin taşıttı? Kültür Bakanı gerçekten bu konuyu ciddiye  alan soruşturma sürecinin takipçisi midir? Lojmana taht taşıtan müdür  Yusuf Benli, birkaç ay önce de; Topkapı Sarayı Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı için “Prof Ortaylı, ancak misafir ağırlama işi yapar, Saray bizden sorulur” diyerek iktidarın adamı olduğunu Zaman Gazetesi’inde ilan etmişti.
                                
                
                
                 
                    
                    
                
                
                
                
                    Hits: 2340