La Fontaine ve Yaklaşan Seçimler
Yaklaşan seçimler, benim gibilerde siyasetten çok bilim ve san’atın içine gömülme arzusunu kamçılıyor, zira bunlar insana güzel bir dünyaya kaçış sağlıyor. Bu dünyanın bizi çevreleyen çirkinliği cehaletin eseri olduğu için, bilim ve san’ata sığınmak insana zahirî bir cennet sunuyor ve yaratıcılığını kamçılıyor.
En son internete geleceği söylenen sansürü okuduğum zaman, ilk kez acaba memleketimde miâdım doldu mu diye düşünmeye başladım. Bilgiye (pornografi dahil!) ulaşımın engellendiği bir toplumun ancak bir tımarhane olabileceği kesindir. Tımarhane akıl hastanesidir, ve aklen hasta olduğuna inanılan insanların kendilerine ve çevrelerine zarar vermelerine engel olmak için onların hareketlerine sınırlama getirilir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) tarafından, «İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar» 22 Ağustos 2011 tarihinde yürürlüğe girecekmiş. Yani bu kurul boynumuza bir tasma takarak bizi istediği yere çekecek. Kurul diyor ki, canım eskiden neyse gene öyle olacak. Tasmalandığımızı biliyordum da, kendi ağızlarından duymak da hoş oldu sağolsunlar. Şimdi bu kurul neyin nesidir onu bir öğrenelim kendi web sitlerinden (imlâ yanlışları kuruma aittir):
«2813 sayılı Telsiz Kanununda değişiklik yapan 27.1.2000 tarihli ve 4502 sayılı Kanunla kurulan Telekomünikasyon Kurumu, 10.11.2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile yeni bir düzenlemeye tabi olmuş ve adıBilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak değiştirilmiştir. 2813 sayılı Telsiz Kanunu yeni bir düzenleme ile Kanunun adı ‹Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun› olarak değiştirilmiştir. Kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip özel bütçeli Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu ile Başkanlık teşkilatından oluşur. Kurul Başkanı Kurumun en üst idarî amiridir. Kurumun yönetim ve temsil yetkisi Başkana aittir. Başkan gerektiğinde temsil yetkisini yazılı olarak devredebilir.Kurum görevlerini yerine getirirken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi Kuruma emir ve talimat veremez.»
Bu kurulun yasaya göre «ilişkili olduğu bakanlık» Ulaştırma Bakanlığıdır. Personeli sözleşmeli olarak alınır. İşte burası zurnanın zırt dediği yerdir, zira kurum içinin AKP’ce yeniden şekillendirildiği haberlerimizden eksik olmadı. AKP’nin şekillendirdiği iddia edilen kurum, bizim neyi bilip neyi bilemeyeceğimize karar veriyor1. Buradan itibaren AKP’nin sözümona iyi ekonomik yöntemini öne sürüp, karşısında rakîbi olmadığı gafletini ifade ederek onu tercih ettiklerini söyleyenler için sözü La Fontaine’e bırakıyorum:
Bir gün kurt arkadaşı köpekle konuşurken köpeğe, nasıl olup da bu kadar bakımlı olduğunu, sağlıklı göründüğünü sormuş ve kendisini her gün tehdit eden açlık tehlikesini anlatmış. Bir lokma için her gün hayatımı tehlikeye atıyorum demiş. Köpek de bir yerde iş sahibi olduğunu, işverenin çocuklarıyla oynamak, kırk yılda bir hırsız korkutmak, işverenini görünce kuyruğunu sallamak gibi pek basit görevler karşısında kendisinin beslendiğini, kalacak bir yer temin edildiğini ve iyi bakıldığını söylemiş. Bu iş kurtun pek hoşuna gitmiş. Bana da böyle bir iş bulabilir misin, diye sormuş. Köpek de tabii hemen diye karşılık vermiş. Kurt mutlulukla arkadaşı köpekle iş aramaya giderken, birden köpeğin boynunda bir çizik izi görmüş. Geçmiş olsun, bu ne zaman oldu diye sormuş. Köpek de önemsiz demiş, sahibim beni arada bir bağlar da, tasmanın izi olacak.
Kurt bunu duyar duymaz yerinde çakılmış kalmış ve köpeğe hitaben, ah dostum demiş, bunu keşke daha önce söyleseydin. Beni bağlatacak bir rahatlık sahibi olmaktansa, hür olarak aç kalmayı ve her gün hayatımı tehlikeye atmayı yeğlerim. Kusura bakma, hoşçakal.
12 Haziranda oy verecek eşref-i mahlûkat, acaba diğer mahlûkattan kurda mı yoksa köpeğe mi benzemek istemektedir, bunu öğreneceğiz. 22 Ağustos günü boynumuza yeni bir tasmanın takılıp takılmayacağını da işte o isteğin istikâmeti kararlaştıracak. Köpeğe benzemek istemeyenleri geçenlerde bir vekil hazretleri (!) şer cephesi diye betimlemiş: Şerrin ete kemiğe bürünmüş şeklini merak ederse, medeni memleketlerdeki basında, ülkemizdeki hürriyet gaspeden şerrin tasvirini yapan haberleri okuması kifayet edecektir (o da, tabiî dil biliyorsa; ama Başbakanınki gibi değil).
1Egemen Bağış Beyefendi sınırlama değil, alternatif opsiyonlar (muhtelif tercihler demek istemiş yani) var demiş! Bu «alternatif opsiyonların» hepsinin aynı «liberte» derecesine sahip oldukları garantisini veriyor mu «minister» hazretleri?
(Cumhuriyet Bilim Teknik 03.06.2011)
Hits: 2114