Çok 'Kritik' Bir Genel Seçimler

~ 28.04.2011, Ergin YILDIZOĞLU ~
Türkiye’de, tipik bir kapitalist demokrasinin (iyi devletin) tanımlayıcı özelliklerinden farklı olmak anlamında olağanüstü bir devlet biçiminin şekillenmekte olduğunu artık liberal demokrat/sol kesimler de görmeye başladılar.
Bu olağanüstü biçime zemin hazırlayan süreçleri, dayanılmaz bir yüzeysellikle, demokratikleşme adına destekleyenlerin, savunanların şimdi askeri vesayetten kurtulmak isterken sivil vesayet altına girmeye ilişkin yakınmalarını ibretle izliyoruz. Dahası cemaat kavramı altında tartışılanlar, bu kesimlerin, bir siyasi partinin çok ötesinde bir siyasi-kültürel hareket olgusuyla karşı karşıya olduklarını kavramaya başladıklarını da gösteriyor.
Bu olağanüstü devlet biçimini inşa etmekte olan siyasi hareket, önümüzdeki seçimlerden sonra süreci hızlandırma, başkanlık sistemine geçmek gibi yeni kurumsal adımlarla projesini tamamlama şansına sahip olacaktır.
Burada, bu olağanüstü biçimi kurmakta olan siyasi hareketin hegemonya inşa süreçlerine yakın zamana kadar yardımcı olan yararlı salaklarla, farkında hainler (kendi ilkelerine aykırı davranmak anlamında) arasında bir ayrım yapmak durumunda değiliz. Tiksintimizi ifade edip devam edelim.
‘Olağan’ kapitalist devlet
Kapitalist devletin olağanüstü bir biçiminden söz ettiğimize göre, olağan kapitalist devletin kimi tipik özelliklerinden üçünü kısaca anımsamakta yarar olabilir. Ama, önce kapitalist devletin (biçimi ne olursa olsun) varlık nedeninin kapitalist üretim tarzının istikrarını sağlamak, temel ilişkilerini korumak, bu anlamda bir devrimi önlemek olduğunu vurgulayalım.
(1) Devlet, sivil toplum içinde doğrudan değil, varlığını doğallaştıran, ekonomi siyaset ayrımı görüntüsünü koruyan düşünce, algı ve varsayımları üreten, cami/kilise ve diğer dini örgütlenmeler, eğitim kurumları, aile, medya, kapitalist sınıf örgütleri, hatta spor kulüpleri ve sarı sendikalar yoluyla var olur. Devletin bu varlığı ne kadar zayıf, dolaylı bu aygıtların bağımsızlığı ne kadar güçlüyse, kapitalist devlet de iyi devlet kategorisine o kadar yakınlaşır.
(2) Devletin ordu ve polis gibi şiddet aygıtları, personelleri ve uygulamalarıyla, egemen sınıfları temsil eden siyasi örgütlenmelerden, devleti yöneten siyasilerden ne kadar uzak, bağımsız, yasalara ve yasal süreçlere saygılı bir görüntüsü sunabiliyorlarsa, devlet sınıflar üstü fantezisini, bütünü asla kavranamayan bir yüce varlık (sublime object) olma durumunu o kadar koruyabilir. Böylece kapitalist devlet bir iyi devlet olarak şiddeti açık biçimde (yasalara aldırmadan) uygulamaktan kaçınabilir.
(3) İyi kapitalist devlet, vatandaşlarının devletin etki ve erişim alanı dışında bir özel yaşamı, yaşam alanı olduğuna ilişkin varsayımı kabul eder, yasalarla korur; buna burnunu sokmadığına ilişkin görüntüyü de...
Seçimden sonra...
Kapitalist devlet, bu üç koşulu ihlal eden bir dönüşüm”, “değişim sürecine girmişse, artık iyi devletten değil, bu koşullardan uzaklaşmanın derinliğine ve yaygınlığına bağlı olarak çeşitli otoriter veya totaliter biçimlerden söz etmeye başlayabiliriz.
AKP hükümetinin, özellikle, Cumhuriyet Mitingleri korkusunun, buna karşılık uluslararası desteğin getirdiği cesaretin diyalektiğiyle başlayan ikinci döneminde, devletin, yukardaki üç koşuldan uzaklaşma sürecinin yeniden hızlanmasına, devletin biçiminde niteliksel bir değişim yaratmaya başlamasına şahit olduk.
AKP hükümeti ve onu destekleyen, taşıyan siyasi akımlar, önümüzdeki genel seçimlere, Cumhuriyet Mitinglerine kıyasla, çok daha yaygın, çok daha halk içerikli, çok daha somut, toplumsal yaşamın çok çeşitli alanlarında patlak vermiş bir hak mücadeleleridalgasının basıncı, korkusu altında giriyorlar. AKP bu dalganın karşısına getirdiği sorunları yönetemiyor, bildik egemen ama muhalif söylemini sürdüremiyor. Dahası, AKP’nin uluslararası desteği bu kez, 2007 seçimlerindeki kadar güçlü değildir. Bu kez AKP’nin karşısında yenilenmiş bir muhalefet partisi var. AKP, egemen ama muhalif söylemine olanak veren, Kürt sorununu çözme iddiasını”, “devletle savaşan partigörüntüsünü,yararlı salakların ve farkında hainlerin en azından bir kısmının desteğini, yardımını kaybetmiş olarak giriyor. Devletin şiddet aygıtlarının eylemlerinin düzeyi de yasaları aşan bir açıklık kazanmaya başlamış gibidir.
AKP ve hareket bu seçimleri kazandıkları takdirde, toplumsal muhalefetin daha da yükselerek, bir ekonomik krizle de çakışarak rejimini tehdit edecek düzeye ulaşmasını önlemek için çok daha kararlı hızlı ve uzlaşmaz davranacaktır. Bu siyasetçilerin bireysel niyetlerinden bağımsızdır; ekonomik ve siyasi iktidarların yapısal özellikleri gereği böyle olacaktır...

(Cumhuriyet 27.04.2011)

Ergin YILDIZOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2343