Ucubeler

~ 23.04.2011, Ataol BEHRAMOĞLU ~
Başbakan’ın ucubedir, yıkıla!fetvası sonrasında yıkılmasına karar verilen Kars İnsanlık Anıtı’nın yıkımını engellemek için 18 Nisan Pazartesi günü Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıdan çıkışlarında, Bedri Baykam ve asistanı Tuba Kurtulmuş, büyük olasılıkla kiralık bir cani tarafından öldürme kastıyla bıçaklandılar.
Bedri Baykam’ın yaralı böğrünü tutarak çevredeki araçlara yönelik Hastaneçığlıkları, silinmemek ve unutulmamak üzere, gözlerde, arşivlerde, belleklerde yerini aldı…
Çevredeki araçlarda bulunanların araç kapılarını içeriden kilitleyerek alçakça kaçışları da…
***
Hastaneye gece gidebildim.
Bedri’yi görme olanağı yoktu.
Annesiyle, yakın akrabalarıyla, birkaç yazar arkadaşla konuşup dertleştik.
Yara ciddiydi.
On iki parmak bağırsağı delinmiş, karaciğerde kesik oluşmuştu.
Caninin “profesyonelliğive bıçağı öldürme kastıyla sapladığı buradan da belliydi.
Asistan hanımın yarasının daha hafif olduğunu öğrendik.
Cani, özel niteliğe sahip olduğu bildirilen suç aletini, kendi iddiasına göre, hakarete uğradığı için sapladıysa, asistan hanımla derdi neydi?
Üstünde o bıçakla, Akatlar’da ne işi vardı?
Ucubelafıyla başlayan ve bu noktalara ulaşan olaylar halkası, yoruma yer bırakmayacak kadar açık değil mi?
***
Bedri Baykam’ın yatmakta olduğu yoğun bakım ünitesinin hemen yakınındaki bekleme salonunda bir süre, başka ziyaretçilerle birlikte, TV haber programlarını izledim.
Bunların hemen hepsinde, ucubefetvasını veren kişi, geniş katılımlı bir salon toplantısında bilinen üslubuyla konuşmaktaydı.
Lafı bir ara CHP’nin Silivri’de tutuklu milletvekili adaylarına getirdi ve belli ki bütün seçim kampanyası süresince diline dolayacağı sözleri tekrarladı.
Bu alaycı, aşağılayıcı, kışkırtıcı sözler üzerine, salonda uzun bir alkış tufanı koptu…
Konuşan kişiyi bir yana bırakıyorum, fakat o alkış sahipleri adına utandım…
Sanırsınız ki Mustafa Balbay ve onun genç eşi, artık ergenlik çağına ulaşmakta olan kızı, baba kucağının sıcaklığını henüz doğru dürüst tadamadan ondan koparılmış olan küçük oğlu, bu insanların düşmanıdır…
Sanırsınız ki yüzlerce insanı yaşama kavuşturan Dr. Haberal bu insanlara büyük kötülükler yapmıştır.
Sanırsınız ki Silivri cezaevi, tutukluluk süreleri her türlü hukuk, mantık ve vicdan ölçüsünün dışına taşmış, pek çoğu bu ülkenin seçkin yurttaşları olan ve haklarında henüz kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan kimselerin değil de, bu ülkeye bin bir kötülük yapmış bir düşman ordusunun savaşta esir düşmüş askerlerinin ve subaylarının kapatılmış olduğu bir yerdir…
O alkış sahiplerinin görünümüne o uzun alkış süresince gözlerimi ayırmaksızın baktım ve onlar adına utandım ve onlara acıdım da…
Çünkü insanlıklarını yitirmiş, sağduyudan tümüyle yoksun kalmış, duygusuz, bilinçsiz bir infaz aygıtına, makineye dönüşmüşlerdi…
***
Sonra kendi kendime, ucubekim diye sordum?
Mehmet Aksoy’un masum yontusu mu?
Yoksa bir sanat adamına ve asistanı hanımefendiye öldürmek kastıyla bıçak saplayan cani mi?
Yaralı ressam, yurtsever, mücadele insanı, Hastaneçığlıkları atarken, kahrolası, utanılası, üzerlerine tükürülesi, o iğrenç arabalarının kapılarını içeriden kilitleyerek, alçakça, suç ortakları gibi kaçanlar mı?
Kim ucube?
Seçkin ve bilgeleşmiş bir heykeltıraşın, olağanüstü emek, bilgi, sevgi ürünü, anıtsal yapıtı mı; yoksa kendilerini savunma olanakları kısıtlanmış insanlara bir kürsüden alaycı hakaretler yağdırılırken, o insanların aileleri, eşleri, babalarına hasret küçük çocukları da olduğu düşünülmeksizin ve askeriyle siviliyle bu ülkeye yapmış oldukları nice hizmet bir kalemde yok sayılarak o alaycı, kaba, bıçak yarasından da acıtıcı sözleri avuçları patlayasıya alkışlayan bir salon dolusu insan mı?
Kim ucube?
Gelecek günler, bu sorunun yanıtını en acı ve acımasız biçimde vermeyecek mi sanıyorsunuz?
Gerçekten, öyle mi sanıyorsunuz?..
Bir Not: 22 Nisan günü Kayseri’de uluslararası bir sempozyumda olacağım için 23 Nisan’da Kars’ta İnsanlık Anıtı çevresindeki arkadaşlar arasında bulunamayacağım. Fakat kalbim orada, onlarla birlikte çarpacak. A.B.

(Cumhuriyet 23.04.2011)

Ataol BEHRAMOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2099