Yunus Emre’ye hep kulak verelim; “Her gün yeniden doğar…” diyor. Mevlana’yı yeniden okuyalım; “Dün dünde kaldı cancağızım…” diye yazıyor. Yunus ile Mevlana’nın çağrısına uyalım. Bizim kalemimize yılmak, yenilmek, yılgınlığa düşmek, iktidar yandaşı, egemen yalakası olmak yakışmaz.
Biz bugüne bakalım.
Putinimiz oluyor.
Görelim.
CHP’nin “muhalefet acizliği” olmasaydı ve AKP, İstanbul’u kaybetseydi Tayyip Erdoğan, savcıdan kaçırdığı oğlu ile cepleri rüşvet doları dolu hediye takım elbise alan bakanını yanına alıp o balkon konuşmasını yapamayacaktı.
Balkondan işareti verdi.
Şimdi Putin oluyor.
Nasıl ki, Rusya lideri Putin, hem Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor ve hem de Rus Başbakan Medvedev’e her istediğini yaptırtan bir çeşit “dediğim dedik, çaldığım düdük” başkanlık sistemini sürdürüyor. Tayyip Erdoğan da aynı modeli Türkiye’ye vidalamak için yola çıktı.
* * * *
Haberi Gül verdi.
Kuveyt’e yanında götürdüğü yandaş gazetecilere; “Başbakan Erdoğan ile konuşmanın zamanı geldi” dedi.
Oturacaklar.
“Tahterevalli”yi konuşacaklar.
Hooop aşağı!
Hooop yukarı!
Gül, aşağı!
Erdoğan, yukarı!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başbakanlığa inecek. Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığına çıkacak.
Biri; Putin’leşecek.
Öbürü; Medvedev…
“Tahterevalli” için oyları yetiyor mu? Evet yetiyor. Son seçimde (şu anda resmi olmayan sonuçlara göre) AKP 19 milyon 455 bin oy aldı. Elçilik ve konsolosluklarda verilen ve henüz seçim sonuçlarına ilave edilmeyen 3 milyona yakın oydan bir bölümünü ekleyince, Saadet Partisi (1 milyon 248 bin oy) ile Büyük Birlik Partisi (713 bin oy) ile BDP’den (2 milyon 925 bin) akacak oyları da katınca Tayyip Erdoğan, ilk turda ihtiyacı olan 22 milyon 363 bin oyu alarak; “halkın seçtiği Türkiye’nin Putin’i” olacak.
* * * *
Abdullah Gül’ün de aşağı inip, hiç beklemeden başbakan olabilmesi için Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Milletvekili seçimleri birleştirilecek. Muhtemelen Gül’ün “konuşma zamanı geldi” dediği bu iki seçimin birleştirilmesi olsa gerek.
Birleştirilmezse de oluyor.
AKP’den Tayyip Erdoğan’ın Medvedev’i olmaya hazır, dediklerini eksiksiz ve sorgulamadan yapacak, 100 tane aday (en güçlüsü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu) çıkar.
Oyları alan tahterevalli kurar.
Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül, rüşvetçilik ve yolsuzluğu koruyanlar diye tarihe yazıldılar. Bu yazıyı alınlarından silemezler. Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, dolar dolu kutular, kasalar, yasaklar, adam kayırma, kişi zengin etme, yargıyı esir alma, “Alo Fatih…” telefonlarıyla simgeleşen diktatörlük tafraları ve orduyu kumpasa getirterek tahterevallilerini kurdular.
Biri; hooop aşağı!
Öbürü; hooop yukarı!
* * * *
Türkiye Rusya değil.
Tahterevallileri çürük.
Muhalefet, muhalefet olsa.
Halkı yanına almayı başarır.
Edirne’de çocukların parkını betonlaştırmaya gelmiş rantçı kepçesinin önüne oturarak yıkımı durduran 75 yaşındaki Kıymet Peker gibi bir insanı bulur; “işte Cumhurbaşkanı adayımız…” diyerek 22 milyon oyun Putinciliğin tahterevallisine dayanak olmasını önler. Çürük tahterevalliyi ancak halkın birleşen gücü yıkar.