'SA'ları Bilelim...

~ 21.04.2011, Ali SİRMEN ~
Türkiye’nin gündemi olağandışı olaylarla öylesine sık sarsılıyor ki, hiç yazacak konu sıkıntısı çekmediğimiz gibi, gelişmelere de yetişemiyoruz.
YSK’nin vetosuyla ilgili depremi ve sonuçlarını da bu durumda yarın ele alacağım; şu satırlar yazılırken henüz belirginleşmemiş çözüm ne olursa olsun, büyük hukuki maluliyetin, siyasi şüphelerin giderilemediğini anlatmaya çalışacağım.
Ama bugün,YSK kararı kadar önemli bir başka olaya, Başbakan’ın YGS skandalına karşı gösteri yapan öğrencilerle ilgili söylediklerine değinmek istiyorum.
Gelecekleri çalınmak istenen ve belki de çalınmış olan gençlerin Taksim Meydanı’nda yaptıkları gösteri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı fevkalade tedirgin etmişti. Başbakan gençlerin gösterileri üzerine şunları söylemişti:
- Taksim’de bir kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek problem değil.
Bu girizgâhtan sonra da baklayı ağzından çıkarmıştı:
- Onlar YGS karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken biz de kalkarız onların karşısına 5 bin 10 bin genci koyarız.
***
Değerli okurlarım,
Başbakan’ın bu açıklamasını okuduğumda dehşetten tüylerim diken diken oldu ve bir an için Hitlerin ünlü kahverengi gömlekli SA’larını (Strumableitung - yani Fırtına Kıtası) düşündüm.
SA çağrışımı yalnız bende değil, değerli dostum Melih Aşık’ta da oluşmuştu, dünkü Açık Penceresinde bu hususu dile getiriyordu.
Burada çok üzücü ve ürkütücü bir gerçeği vurgulamak isterim. Son zamanlarda Türkiye’de olup bitenler hep Nazi Almanyası’nı çağrıştırıyor ve onları iyi anlamak, günümüzde, ülkemizde olup bitenlere ışık tutuyor.
Daha önce bu sütunda 25 Mart 2008’de Riechstag yangınının nasıl olduğunu yazmış ve Hitler’in bu düzmece olaydan sonra yetkileri elinde toplamayı başarmasının öyküsünü anlatmıştım.
Bugün de isterseniz, Hitler’in kendisine karşı olanları şiddet kullanarak yıldırmada aracı olarak kullandığı Mussollininin kara gömleklilerinden esinlenmiş olan Strumableitung’larına (SA) bakalım.
***
SA’lar 1921 yılında, Hitler ve eski bir Alman subayı olan Ernest Roehm (Röhm okunur) tarafından kurulmuştur. İlk önceleri gövde gösterisi amacıyla kurulmuş olan SA’lar zaman içinde, Nazi karşıtlarını ve özellikle solcuları güç kullanarak sindirmek için kullanılmışlardır.
1923 Birahane Darbesi sonrasında bir süre için dağılan SA’lar, 1925’te yeniden canlanmış ve 1931’de radikal Roehm’ün önderliğinde büyük güç kazanmış, iş çevreleri ile orduyu tedirgin etmeye başlamıştır.
Nazi ileri gelenleri içinde Hitler’e sendiye hitap eden tek kişi Roehm, 1933’te Hitler hükümetine girmişti ve SA’ların 1932’de 400 bin olan mevcudu 1933’te 2 milyona yani resmi ordunun sayısının üstüne çıkmıştı ve Roehm solcular ile Yahudilere karşı sindirme hareketlerini büyük ölçüde arttırmıştı.
Özel yaşamındaki skandallarını hiç çekinmeden yaşayan Roehm, daha sonra öbür Nazi liderlerinin telkinleriyle Hitler tarafından tasfiye edilmiş ve 30 Haziran 1934’teki Nacht der langen Messerde (Uzun bıçaklar gecesinde) 400 SA ileri geleni ile birlikte öldürülmüş, SA’nın yerini SS’ler almıştır.
***
Nazilerin muhaliflerini sindirerek iktidarı almalarında büyük payı olan SA bindirilmiş kıtalarının öyküsü kısaca budur.
Başbakan’ın Taksim’e 10 bin kişilik bindirilmiş kıta çıkarma tehdidi ile sindirme amaçlı, SA’lar arasında bir ilişki kuramayanlara, değerli sanatçı ve demokrasi savaşçısı Bedri Baykam’a yapılan saldırının aynı güne rastlamasındaki garip tesadüfü anımsatmak isterim.
21. yüzyıl dünyasında, Tayyip Erdoğan böyle bir şeye cüret edebilir misorusuna verilecek yanıt ise şu olacaktır:
- Şimdilik telaffuza cüret etti, kurmaya edip etmeyeceğini de zamanla görürsünüz.

(Cumhuriyet 21.04.2011)

Ali SİRMEN | Tüm Yazıları
Hits: 2187