Rektörler şöyle bir bildiri yayımladılar diyelim:
“Rektörlük sadece rektörlük değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Rektörlük makamı bizim ahlakımızdır...”
Arkasından patronlar bildiri yayımladı misal:
“Patronluk sadece para değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve patronluk makamı bizim ahlakımızdır...”
Peşinden sendikacılar:
“Sendika bizim için sadece sendika değildir... Sendikacılık sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Sendikacılık bizim ahlakımızdır...”
Ve siyasetçiler...
“Siyaset bizim için sadece ikbal değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve siyaset bizim ahlakımızdır...”
Bürokratlar:
“Bürokratlık bizim için sadece makam değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve bürokrat görevi bizim namusumuzdur...”
Bizim yalaka medya yayımladı:
“Gazetecilik bizim için sadece Başbakan’ın uçağına binmek değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve gazetecilik görevi bizim namusumuzdur...”
Milletvekilleri:
“Milletvekilliği bizim için sadece koltuk değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve milletvekilliği bizim namusumuzdur....”
Sıkı mı?..
Tabii ki yayımlamadılar...
Şaka zaten...
Ama Çarşı Grubu aynı metni yayımladı:
“Futbol, bizim için sadece futbol değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Hayatı futbola değil, futbolu hayata feda edeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın... Ve Çarşı bizim namusumuzdur...”
Anladınız mı?..
Bilinçtir bu...
Yürektir...
“Çarşı” adını duyunca, irili ufaklı herkesin gözünün önüne gelen o yağız gence duyulan güven ve saygıdır...
Sevgidir...
Çıkarım varsa yılanla yaşarım yerine, yılanın zulmüne başkaldırıdır...
İkbal severlik değil, yurtseverliktir...
“Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” diyebilen öpülecek alındır...
Daha ne denir?..
Hâlâ anlamıyorsan...
Ve hâlâ utanmıyorsan...
Çık biraz ar al Çarşı’dan...
26 Eylül 2013 - Cumhuriyet