Allah akıl versin!
TÜRKİYE Birleşik İşçi Parti Başkanı Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan ile EMEP’ten Prof. Dr. Cem Somel partilerinden istifa edip Numan Kurtulmuş’un Halkın Sesi Partisi’ne (HSP) geçmişler. (Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “AK”lığını öykünerek kendilerine “HAS Parti” demişler ama Halkın Sesi Partisi’nin kısaltılmışı “HSP”dir. Kimse bana “HAS” dedirtemez.)
Aslında haslıkla-maslıkla ilgileri, ilişkileri yok, şaşkın solu kazıklamaya niyetli bir Milli Görüşpartisi.
TÜRKİYE’DE YENİ KAVRAM
Ezgi Başaran’ın Zeki Kılıçarslan ile yaptığı söyleşi 12 Aralık 2010 tarihli RadikalGazetesi’nde yayımlandı. Eğer Latin Amerika’ya özgü Kurtuluş Teolojisi’nden (Kurtuluş İlahiyatı’ndan), Chavez ve Morales’ten söz edilmeseydi bu yazıyı yazmayı aklıma bilgegetirmezdim. Çünkü her zaman olduğu gibi, Türkiye’de yeni bir kavram olan KurtuluşTeolojisi’nin de ırzına geçiyorlar, geçiliyor. (Kurtuluş Teolojisi için, 19 Aralık Pazar günüyayımladığım “Yerlilerin Gözyaşları”nda adı geçen Bartolomeo de las Casas’ı anımsayalım!)
MÜSLÜMAN SOL’A SORUN
Birtakım aklıevvel oportünist, “Kaz uçar da Laz uçamaz mı?” misali, madem ki birHıristiyan Sol var, o halde neden bir Müslüman Sol olmasın diyor. “Müslüman Sol (Sosyalist)” olduğunu ileri sürenlere bir sorun bakalım: Müslümanlığı mı yoksa sosyalistliği mi öne alıyorlar, öncelik hangisinde?
Benim bildiğim, Latin Amerika’da Marksistler, Sosyalistler gidip Kilise’ye kapılanmıyorlar, yamanmıyorlar. Tam tersine Bartolomeo de Las Casas ve Dom Helder Camarageleneğine bağlı Kilise gidip yoksulları, ezilmişleri, açları buluyor ve onları örgütlüyor, solile ilişkilerini kuruyor. Latin Amerika Katolik Kilisesi’nden, geçmişte, yüzlerce-binlerce rahip, yoksul köylüye, aç işçiye yol gösterdiği için öldürülmüştür.
“Latin Amerika solu din düşmanı değil, dinle uzlaşıyor!” diyorlar. Hayır efendim, tam tersine, Kilise gidip solu buluyor, aç ve yoksul halkın hizmetine gidiyor.
Kurtuluş Teolojisi’ni ağzına alanlar Michael Löwy’den çok önce Bartolomeo de las Casas’ı,Dom Helder Camara’yı öğrenmek zorundadır.
KENDİ AYAKLARIYLA GELSİNLER
Osmanlı tarihi boyunca ve Cumhuriyet döneminde “Din elden gidiyor!” diye silahı eline alan, ayaklanan şeyhler, imamlar gördük. Ama açlara, yoksullara, ezilenlere öncülük edenbir tek şeyh ya da imam var mı? Kimse bana, “Ama Kuran yoksulları korur!” demesin, bendin adamı var mı, onu soruyorum. (Şeyh Bedreddin bile tartışılabilir!)
Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, “Soğuk Savaş sonrasında kitleleri harekete geçirmek için din ve mezhep çok önemli bir araç haline geldi!” diyor.
İşte ben bu nedenle yazımın başlığını “Allah akıl versin!” koydum. Solun mücadeletarihinden habersiz olanlar ya da bile bile o tarihe ihanet edenler böyle konuşurlar. Dinve mezhebi kullanarak açları, işsizleri, ezilenleri “solcu” yapamazsınız, sadece irticaya, kökten dinciliğe ve terörizme hizmet edersiniz. Bekleyin, dinden, mezhepten, tarikattanbir hayır gelmediğini anlayıp bilinçlenen Müslüman kendi ayağı ile gelip kendi sınıfını, solu, kendi partisini bulacaktır. Sadece gerçek adaletin ne anlama geldiği anlatılsın, yeter!
(Hurriyet 21.12.2010)
Hits: 2287