Aklınızdan ne geçiyor!
Tahmin ediyorum.
Haklısınız. Otomobillerin, kamyonların, otobüslerin ve tüm taşıt araçlarının egzoz borularından “fırt… fırt….” çıkan “egzoz gazı” ile “2.8 milyon memur emeğinin” kuşkusuz bir yakınlığı, bir benzerliği, bir bağlantısı yoktur.
Bağlantıyı ben kurdum.
Memur maaşına zam istiyor.
İktidar da hesap yapmış.
Yüzde 6 (3 artı 3) zam öneriyor.
Aynı iktidar egzoz gazı ölçüm bedeline yüzde 14 zam yaptı. Otomobili, kamyonu, otobüsü, taşıt aracı olan vatandaşlar “egzoz gazı ölçümlerine” bu yıl yüzde 14 zamlı ödüyorlar. Kanun var, mecburi kılınmış. Taşıt araçlarını, “egzoz gazı muayenesi” ile teknik şartlara (farların ayarı, lastiklerin balansı, frenlerin sağlamlığı) uyup uymadığının kontrol edildiği “genel muayeneye” götürmek zorundalar.
Genel muayene 148 TL oldu.
Egzoz muayenesi 32 TL’ye çıktı.
Memur maaşına yüzde 6 zam.
Egzoz gazına yüzde 14 zam.
Emeğe uygun görülen egzoz gazı ölçümüne verilen zammın yarısı bile değil.
Xxx
Kuyruklar oluşuyor. Önceden randevu alıyorsun. Muayene istasyonuna gidiyorsun. Sıran gelince teknisyen senin arabanın egzoz borusunun içine Almanya’dan ithal bir elektronik çubuk sokuyor. Sana da “bas gaza… çek ayağını gazdan… bas gaza… çek ayağını gazdan…” diye yönlendirme veriyor.
Gaz pedalına basıyorsun.
Egzozdan; fırt… fırt…(!)
Ayağını çekiyorsun.
Egzozdan: furt…furt…(!)
5 dakikada Beşiktaş.
5 dakikada muayene tamam.
Ver 32 TL…
Bir yıl önce kırmızı renkli “emisyon pulları” bedavaydı. Şimdi ona da 5 TL fiyat koymuşlar. Biri Türk, biri Alman iki ortak şirket, Özelleştirme İdaresi’nden 2007 yılında “Araç Muayene Hizmeti Tekelini” devraldıkları günden beri para kırıyorlar. O tarihte Türkiye’deki tescilli araç sayısı 6.5 milyon adetti, 2011 yılı sonu itibariyle 16 milyon 89 bine çıktı. Yasa gereği 16 milyon aracın sahibi 2 yılda bir genel teknik muayeneyi ve yılda bir de “egzoz gazı muayenesini” yaptırmak zorunda. Yaptırmayanlara yüzde 7 ceza bindiriliyor ve her ay ceza yüzde 7 artarak büyüyor.
Xxx
Bence yüzyılın soygunu sayılır.
Devletin (Karayolları Genel Müdürlüğü) tekelinde olan “araç muayene hizmeti” AKP iktidarı döneminde Özelleştirme İdaresi’ne devredilerek ihale yoluyla Türk Doğuş ve Alman TÜVSÜD şirketlerine 613.5 milyon dolar karışlığında verildi.
Rekabet hukukuna aykırı.
AB hukukuna da ters.
Liberal ahlaka bile aykırı.
İki özel şirkete “gelir amaçlı gizli tekel” yaratılarak ve her yıl araç muayenesine ne kadar zam yapılacağı da önceden garanti edilerek 20 yıllığına menfaat yaratıldı. Bu devlet tekelini özele devrederken; birbirine rakip yüzlerce sayıda muayene istasyonu (ABD de böyle yapmışlar) oluşturmayı düşünmediler. Bu ülkede memur emeğinin “otomobil egzoz borusundan 5 dakikalık fırt fırt gaz fışkırtması” kadar değeri yok. Tayyip Erdoğan iktidara “hortumları keseceğiz” diye geldi. Memuru emeğinden devlete hortumlatıyor, araç sahiplerini de egzoz gazından yerli yabancı 2 şirkete hortumlatıyor!
Eski hortumcuları geçti.
KUTU
(uyan borusu)
Postmodern
diktatör!
Yani seçilmiş diktatör demek. Diktatör olmayı şekil şartına kılıfına, kitabına uydurmak da diyebilirsiniz. Postmodern diktatörlüklerde dün eski AKP’li Bakanlardan Kürşat Tüzmen’in “açıkladığı kararları” tek adamlar alır. Kürşat Tüzmen, “Fenerbahçe’nin küme düşmesine, kendisi de fenerli olan Başbakan izin vermedi” açıklamasını yaptı. ABD gazetesi de; “ABD istihbarat veriyor Türk Ordusu da kaçak köylüleri terörist diye vuruyor” haberini, belge ve kanıtlarıyla yayınlandı. Başbakan da “istihbaratı ABD’nin verdiğini” bildiği halde halktan gizliyor. Bu da ancak seçilmiş diktatörlükler de olabiliyor.