Bunun adını koymak gerekiyorsa; “askerleri sahadan atıyorlar” demeli... Birinci cumhuriyeti ringten indiriyorlar. Ringte sadece “Yeni Türkiye’yi kuruyoruz” diyen bugünkü iktidar kadroları kalıyor.
Kestiremiyorum.
Ringde tek boksör mü olacak!
Tek boksör kiminle dövüşecek!
Ringten askerler gidiyor.
Askerin yerini halk mı alacak!
Ring aynen kalacak mı?
Ring kalacaksa; Birinci Cumhuriyet’in; “1- İrticaya karşı olmak (Laiklik) 2- Bölünmeye karşı olmak (Milli Birlik) 3- ABD’nin uydusu ve taşeronu yapılmaya karşı olmak (Tam Bağımsızlık)” şeklinde özetlenen 3 temel değerini koruma ve savunma görevini bu kez sahadan atılan askerlerin yerine halk yapacak. İyimserim... Eldiveni halk giyebilsin isterim.
28 şubat bir ring çekişmesiydi.
28 şubat sadece “balans ayarı yaptık” diye tankların yürütüldüğü tarih değil aynı gün Milli Güvenlik Kurulu’nun toplantı tarihidir. Bu toplantıda Ordunun önde gelenleri ile seçilmiş hükümet olmuş sivillerin önde gelenleri 9 saat tartıştılar.
28 şubat kararları alındı.
Kararların altı imzalandı.
Kararları imzalayan sivillerdi.
Xxx
1997 yılı 28 şubat kararlarının(15 yıl önce) altında o yıllarda devlet bakanı olarak şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de imzası var biliyorsunuz.
Niçin imzaladı?
Korkmuştur diyemeyiz.
Seçilmişdi Abdullah Gül.
Arkasında halk vardı.
Arkasında halk olan bir siyasetçi; arkasında tank olan bir askerden niçin korksun? Kararların altına imza atmasının nedeni, bence, korku değil ikna olmuş olabilir. O günlerin gazetelerinde yazılan; “28 şubat günü 9 saat süren Milli Güvenlik Kurulu’unda konuşulanlar ve alınan kararlar” arşivde duruyor. Bu 9 saatlik toplantıda askerler seçilmişlere; “siz bu yönetiminizle Cumhuriyet’in 3 değeri; “1- İrticaya karşı olmak(Laiklik) 2- Bölünmeye karşı olmak (Milli Birlik) 3- Uydu yapılmaya karşı olmak (Bağımsızlık) ilkelerini zedeliyorsunuz” diye çıkıştılar, belgelerini sergilediler ve “ikna ettiler ki” içlerinde şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de olduğu siviller (Dönemin Başbakanı, Başbakan yardımcısı, bakanları) kararların altını imzaladı.
İmzalamakla kalmadı.
Kararları uyguladı.
Xxx
Önceki gün operasyon başladı.
Savcılar harakete geçti.
28 şubatta askeri kadronun önde gelenlerini 15 yıl sonra “hesap vermek üzere göz altına” çağırıyorlar. Bir takım şaşkınlarla iktidar yağcıları bu olayı; “28 şubatçılara demokrasi ayarı-Demokrasi adına hayırlı girişim-Askeri vesayetin son bulması” diye değerlendirmekteler…
Bu askerlerin sahadan atılması.
Senin yerin kışladır denilmesi.
Cumhuriyetin 3 değerinin savunulması görevinin askerlerden ebediyen alınması… Birinci Cumhuriyet’in ringten indirildiği günleri yaşıyoruz.
Ringde tek boksör olmaz.
Ring kalacaksa…
Eldiveni halk giyecek.
KUTU
(uyan borusu)
Uysa da!
Uymasa da!
Çin’e Başbakan ile giden o kadar gazeteci içinden birisi bile çıkıp; “Karadeniz fıkrasına çevirdiniz sayın başbakan” diyemedi, sormayı aklından geçirmedi. Daha 3 ay öncesine kadar Başbakan, MİT Başkanı Fidan’ın Oslo’da PKK temsilcileri ve Kandil’de Karayılan ile görüşmesini devlet adına yapığını söylüyordu. Çin gezisinde aynı başbakan, “Onu Kandil’e de Oslo’ya da ben gönderdim, MİT Başkanı Fidan benim sır küpümdür” dedi. Dün farklı söylüyordu, bugün farklı söylüyor: Karadeniz fıkrası oldu: Uysa da… Uymasa da…