TÜRKİYE 'DEN HABERLER 2

~ 13.02.2012, Av. Muazzez ÇÖRTELEK ~
Ülkemizdeki haber trafiğini izlemek mümkün olamıyor. Değil gün gün izlemek, saat saat izlemek bile zor. Televizyonun karşısındasınız diyelim, gonk sesine benzer bir müzikle ekrana kıpkırmızı, kopkoyu bantlar düşüverdiğinde anlıyoruz yeni ve olağan üstü bir şeyler olduğunu. Olaylar üzerinde yapılan ve mantıklı gibi gözüken pek çok yorumun çabucak eskiyivermesi de işin cabası. Olağan, normal bir gün yaşamak ne kadar zormuş meğer. Geçtiğimiz hafta yaşanan bu yoğun gündemden birkaç başlık seçtik yazılı basından. Hepsini de linkleri ile veriyoruz ki dönüp hatırlamak isterseniz, bakabilmenize bir kolaylık sağlasın diye.
 
  • Geçtiğimiz hafta ile sınırlı kalmayacağı anlaşılan MİT- Yargı- Siyaset bağlamındaki gelişmelerden küçük alıntılarla başlayalım;
 
  • 07.02.2012/Olaylar, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının, MİT Müsteşarı MİT müsteşarı Hakan Fidan, MİT eski müsteşarı Emre Taner ve müsteşar yardımcısı Afet Güneş ‘i şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasıyla başladı
 
İddialar üzerine Habertürk TV'den Yasemin Güneri'nin ulaştığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda görevli savcılar böyle bir talepte bulunmuş olsaydı ve böyle bir soruşturma başlatmış olsalardı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak bana haber verirlerdi. Haber vermedikleri için adı geçen kişilerin çağrıldıkları yönündeki bilgi doğru değildir. Böyle bir davet doğru olsaydı mutlak benim haberim olurdu. Bu olayı ilk kez sizden duyuyorum." dedi. Ancak daha sonra bu çağrının doğru olduğu anlaşıldı.
 
  • http://siyaset.milliyet.com.tr/ozel-yetkili-savciliktan-mit-yoneticilerine-ifade-cagrisi/siyaset/siyasetdetay/07.02.2012/1499324/default.htm
 
  • 08.02.2012/Yazılı ve görsel basında, MİT çalışanlarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ötürü haklarında cezai takibat yapılmasının Başbakan'ın iznine bağlı olduğunu içerdiği ve bu nedenle müsteşarın ifade vermeye gitmeyeceğini belirten yazılar yer aldı.
 
siyaset/siyasetdetay/08.02.2012/1499689/default.htm
 
 
 
  • 10.02.2012/11.02.2012/12.02.2012/ Aradan geçen süre içinde önce, AKP Isparta Milletvekili Recep Özel, MİT mensuplarının veya özel bir görevi ifa etmek üzere Başbakan tarafından görevlendirilen kişiler haklarında yapılacak soruşturmalar için Başbakan’dan alınan iznin Özel Yetkili Mahkemelerin yetki alanına giren suçları da kapsayacak şekilde genişletilmesi için kanun teklifi verdi, arkasından Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ın da ifadeye çağrıldığı soruşturma dosyasının, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya’dan alındığını bildirdi.
 
Savcı Sarıkaya, görevinden alındığı Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde öğrendi. Konya’nın Çumra Hâkimliği’nden 2005’te Adalet Müfettişliği’ne atanan SadrettinSarıkaya, 2011’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na atanmıştı. Sarıkaya daha sonra özel yetkili savcı olarak Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde görev aldı. Üç aydır burada görev yapan Sarıkaya, KCKsoruşturmasını yürütüyordu.
 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ise, Sarıkaya'nın "soruşturmanın gizliliğini ihlal" ve "amirinden bilgi gizleme" nedeniyle görevden alındığını açıkladı.

 
 
  • Kısaca aktardığımız bu gelişmelerin dışında geçtiğimiz günlerin kayda değer olaylarında bazı başlıklar da şöyle:
 
  • 10.02.2012/ Füze sistemini Türkiye istedi;
NATO Genel Sekreteri Rasmussen, Rusya ve İran'ın karşı çıktığı füze savunma sisteminin Türkiye'de konuşlandırılması talebinin Ankara'dan geldiğini söyledi ve şöyle devam etti. Soğuk savaş döneminde Türkiye'nin Rusya'nın komşusu olarak önemli bir rol oynadığını hatırlatan Rasmussen, "Türkiye bugün de önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Bizim Kosova, Afganistan ve son olarak da Libya'daki operasyonlarımıza çok önemli katkıda bulundu" diye konuştu.
 
 
  • 11.02.2012/ Başbakana 2. Operasyon;
Başbakan, Cuma günü ikinci kez, operasyon geçirdi. Başbakanlık, operasyonun Koşuyolu Medipol Hastanesi’nde Prof. Buğra tarafından gerçekleştirildiğini açıklayarak, “Operasyonunun ikinci ve son aşaması tamamlandı. Başbakan 3 gün dinlendikten sonra mesaisine hafta içinde başlayacak” denildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Kasım 2011 tarihinde laparoskopik yöntemle başarılı bir sindirim sistemi ameliyatı geçirmişti. Kamuoyu bu ameliyatı 2 gün sonra öğrenmişti. Geçirdiği ameliyatın ardından iki hafta İstanbul Kısıklı’daki evinde dinlenen Erdoğan, daha sonra çalışmalarına tekrar başlamıştı.
 
 
  • 12.02.2012/ Eşime ikinci al dedim:
Yaşam koçluğu yapan ve “Çokeşlilik yasal olsun” açıklamasıyla tartışma yaratan Sibel Üresin, HT Pazar'dan Helin Avşar'a konuştu.

Sibel Üresin, geçen yıl yaptığı “Çokeşlilik yasal olsun” açıklaması ve yarattığı tartışmalardan hatırlanıyor. Bazı açıklamalarından kısa bir özet;
 
“Toplumumuzda çok ciddi bir yaralanma var, kadın bozuldu. Kadınlara en büyük zararı yine kadın veriyor. O yüzden yaptığım işle, evli çiftlerin hayatlarına iyi geldiğimi hissettiğimde manen çok tatmin oluyorum. Çokeşliliği savunmuyorum. Kuran-ı Kerim’deki gibi yaşanırsa sonuna kadar arkasındayım. Günümüzde çokeşlilerin zina yaptığına yüzde 100 eminim. Bunu eleştiriyorum.” diyor.
 
“Bu ülkede çokeşlilik zaten yaşanıyor, resmileşsin” dedim.

Çok eşlilik kadın içinde geçerli olabilir mi?
Olamaz. Dinen haram.

KadınKocam üzerime kadın aldı, bende alayımdiyebilir.
Bir kadın aynı anda 4 adamdan hamile kalabilir mi? Bir kere vücut buna müsait değil. Ama bir adam 5’er dakika arayla 4 kadını hamile bırakabilir.

Tanınmanın zor taraflarıda olabiliyor.
Televizyona çıktığım için eşimle aram bozuldu, bana TV ambargosu koydu. AK Partili değilim, siyaseti sevmiyorum. Sadece yasa çıkması fikrine sıcak bakıyorum. Bazı partilerden “İstişare yapalım” diye mailler geldi. Bu konuyu hangi parti gündeme getirirse desteğim var. Kanunların kadınların hakkını koruduğuna inanmıyorum. Kimse çalışmanın kadını daha iyi bir yere getirdiğini ilan etmesin. Hem dışarıda hem evde kocan tarafından sömürülüyorsun.

Üç fıstık gibi Rus kız geldi eve, ne yaparsınız?
Eskiden ayrılmayı düşünürdüm ama şimdi düşünmem. Benim için hayat eşittir erkek değil.

İlk evliliğinizde başınıza böyle bir şey gelseydi ne olurdu?
Çok eşlilik kadının fıtratına çok zor gelen bir şey. Allah kadının fıtratına kıskançlık koymuş. Üzerine kuma kabul eden bir kadına “Neden” diye soramazsınız. Onun tercihi. Belki arkası, belki mesleği olmadığı için katlanıyor. Belediye başkanlarının eşleri de geliyor. İlk eşine soruyorum “Neden bırakmıyorsun” diye. “Resmi davetlere ben gidiyorum, soyadını ben taşıyorum. Neden bırakayım” diyor.
 
Söyleşi bu minvalde sürüyor…
 
 
  • 12.02.2012Türk olsaydım delirirdim;
Lagendijk’in Habertürk'ten Elif Key'e yaptığı açıklamalardan bazı bölümler aktardık; Gazetenin yorumu şöyle:
 
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun eski Eşbaşkanı Joost Lagendijk, gazeteci Nevin Sungur’la evlendi, adeta bizden biri oldu. Gündemin hızından ve her gün bir sürü topun peşinden koşmak zorunda olmaktan o da yakınıyor. O hem artık Türkiyeli hem de dışarıdan bakabiliyor. Sorular;

-Türkiyede sabah tutuklamalarla kalkıyoruz, öğlen ülkenin bir yerinde deprem dahi olsa gece dizileri konuşuyoruz. Sizce Türk olmak ne kadar kolay ne kadar zor?
Çok zor. Türkçem o kadar iyi olmadığı için ülke gündemini biraz geriden takip ediyorum ve bu benim avantajım, çünkü olaylar sakinleştikten sonra daha rahat bakabiliyorum. Siz her gün bir sürü topun peşinden koşmak zorundasınız. Herhalde Türk olsaydım delirirdim. Bir sürü konu çözümsüz bırakılıyor. Sonrasında hasara bakılmıyor. Ülkenin nereye gittiği, nasıl bir polarizasyondan geçtiği görülmüyor.

-KöşenizdeAKP, ABden uzaklaşmak doğrultusunda bir siyasi adımın entelektüel zeminini mi hazırlıyordiye sordunuz.
Biraz endişeliyim. Başmüzakereci Egemen Bağış’ın pazarlıklar konusunda mutsuz olduğunu biliyorum çünkü hiçbir ilerleme kaydedilemiyor. Bağış acele etmiyor, Sarkozy ve Merkel’e ne olacağını bekliyor ve 2014’e kadar sabretmek gerektiğini düşünüyor. Çünkü seçimlerle gidebilirler. Ancak AB şu anda farklı bir dinamik içinde, ekonomik anlamda ayakta kalmaya çalışıyor. Ne siyasi ne de entelektüel anlamda genişlemeye dair bir ajandası yok. En son Hırvatistan’ı kabul ettiler ama onunla da kimsenin ilgilendiği yok.
…(…)

AUSTER ARTIK DAHA ÜNLÜ

- Paul Auster meselesi var. Sizce Başbakan bu konuyu neden uzattı? Bu iş en çok kime yaradı?
Hata yaptığını düşünüyorum. Muhtemelen bugüne kadar Paul Auster’ı da duymadı. Auster ünlü bir yazar ama ABD’nin en önemli yazarlarından biri değil. Ama artık Erdoğan sayesinde daha da ünlü! Şimdi bir sürü sinek var ve bunlar “konuşma özgürlüğü” hakkında vızıldıyor. Auster Türkiye hakkında olumsuz yazılar yazan gazeteciler sayesinde durumdan haberdar ve aslında Erdoğan da Auster’a değil böyle yazılar yazan gazetecilere kızgın! Ama böyle yaparak, Auster’ın söylediğini onaylıyor ve “Türkiye‘nin ne kadar otoriter bir başbakanı var” diyenleri ispatlıyor. Auster’a “Gelme” demek yerine, “Mr. Auster seni anlıyorum, ama gel ben sana neyin ne olduğunu, İsrail’den farkımızı anlatayım” diyebilirdi.
…(…)

-Türk gazetelerinde çok fazla köşe yazarı olmasını eleştiriyorsunuz.
Türkiye’de köşe yazarlarının fikirlerine çok fazla değer veriliyor. Her gazetede neredeyse 10-15 köşe yazarı var. Avrupa’da her gazetede 3-4 köşe yazarı vardır ve kendi fikirlerinden çok, somut gerçeklerle ilgili yazılar yazarlar. Ben de köşe yazarıyım gerçi!
 
Av. Muazzez ÇÖRTELEK | Tüm Yazıları
Hits: 13222