Alman parasıyla yemlenenleri niçin gizledi?
                    
                                                
                            Çok önemli ve ağır bir iddiaydı. Ülkenin Başbakan’ı   hem Almanya’yı  Türkiye’yi bölmek için silahlı mücadeleye girişmiş PKK’yı parasıyla  desteklediğini söyledi. Hem de muhalefet partisi belediyelerinin Alman  yemlenmesine “aracı-postacı-ulaştırıcı” olduğunu TV ekranlarından haykırdı.
Kendi ortaya attı.
Gündemi kendi değiştirdi.
İddiasını takip etmedi.
 
Şimdi partisine oy verenleri aşağılıyor, “Ben zengin sınıf  üyesi, para şımarıklarının yaptığı gibi lüks Mercedes’e ve lüks BMW’yi  makam aracı yapıp biniyorum, sen ucuz dandik otomobile ancak  binebilirsin… Sen benim gibi lüks otoya binecek adam değilsin…” demeye getiren konuşmalar yaparak gündemi değiştiriyor; “Alman parasıyla yemlenenleri açıklayacağım” sözünü unutturuyor.
Nerde bu belge?
Hangi Alman Vakfı?
Hangi Belediye’yi yemledi?
Ne kadarı PKK’ya aktarıldı?
Bu soruların cevaplarını bu toplumun insanları mutlaka duymalıydı değil mi? Başta AKP milletvekilleri; “Sayın  Başbakan sen bu iddiaları ortaya atıyorsun. Alman Vakfıları’nın  parasını CHP Belediyeleri PKK’ya aktarıyor diyorsun. Bunun belgelerini  nereden bulduysan buldun neden götürüp savcılara bunu bir “dava dosyası  haline getirsinler” diye vermiyorsun?” diyemediler.
AKP’li milletvekilleri de susuyor.
AKP’li bakanlar da dilsizleşti.
AKP’yi kuranlar da seyrediyor.
 
Xxx
 
 
Bu konu üzerine çok yazı yazıldı. Alman vakıflarından Türkiye’de “etki ajanı” gibi çalışanlara paralar, imkanlar, fırsatlar aktarıldığı hep yazıldı. Alman Vakıfları, “kim cumhuriyet değerlerinden vazgeçilmesi gerektiğini söylüyorsa” onlara her türlü desteği veriyordu.
Daha önce de yazmıştım.
Başta gazeteciler var.
Araştırma kuruluşları.
Ulusal ve yerel gazeteler.
Belediyeler. Sendikalar.
Çevreci örgütler.
Özel üniversiteler.
Üniversiteden profesörler.
Bölücü yapılanmalar.
Şeriatçı örgütler.
Tarikat önderleri.
Cumhuriyeti alttan oyanlar.
Kıbrıs sorununda, Ermeni sorununda, Kürt sorununda kimler; “Verelim kurtulalım, özür dileyelim kurtulalım, bölünelim mutlu olalım” görüşlerinin şu ya da bu şekilde borazanlığını yapıyorlarsa Alman Vakıfları’nın yemlediği kişi ve kurumlar onlar oluyordu.
 
Xxx
 
Çok önemli bir iddiaydı.
İnsanlar umutlanmıştı.
Açıklayacak beklentisi doğmuş, yemlenenleri göreceğiz diye düşünmüş, “Elinde belgesi olmasaydı Başbakan bu iddiayı ortaya atmazdı.” demişlerdi.
Neden açıklamadı.
İnsan şüpheleniyor:
Ucu kendi partisine kadar geldiği için mi “Alman Vakıflarından yemlenenlerin isimlerinin ve kurumlarının halka açıklanması” konusunu gündemden düşürdü.
Alman Kalkınma Bankası’ndan “altyapı-üstyapı proje kredisi alan başta Ankara ve İstanbul Belediyeleri olmak üzere çok sayıda AKP’li belediyenin” adı yayınlandı.
O yemlenmeye girmezdi.
Onlar proje kredisiydi.
Altlarında Türkiye Hazinesi adına Başbakan’ın ya da Bakanları’nın imzası bulunuyordu.
 
Xxx
 
Başbakan’ın “yemleniyorlar” dediği; Alman Siyasi  Partileri’ne bağlı olarak çalışan ve Alman devleti tarafından parasal  destekle var edilen  Vakfıların Türkiye’deki işbirlikçilerine  aktardıklarıydı.
Başbakan niçin vazgeçti?
Neden devam etmedi?
Son 30-40 yıl içinde Alman Vakıfları’ndan “kimlerin beslenip   desteklendiğini, hangi gazetecilerin gezilere götürüldüğünü, hangi  araştırma şirketlerine, üniversite hocalarına, hangi çevreci örgütlere,  hangi sendika ve belediyelere nelerin ne yolla aktarıldığını ” ortaya çıkartacak bir ciddi çalışmayı sonuna kadar kovalamadı.
Bir takas yapılmış olabilir.
"Sokma dilini vakıflarımızın içine biz de sokarız dilimizi senin tarikatların içine" diye uyarılmış olabilir.
                                
                
                
                 
                    
                    
                
                
                
                
                    Hits: 2183