Baş imamlar olmuş israfçı!
Masal güzeldi.
Dinleyeni mest ediyordu.
Egoları tetikliyordu.
“Bir lokma-bir hırka kültürüyle” büyümüş bizim Adil Düzencileri, Tarikat müridi olmuşları ve sonra da muhafazakar liberalliğe gelip dayanmış AKP’li bakanları bile kendine ram ediyordu. Amerikalılar ve Avrupalıların zengin sınıfı gibi düşünmeye, onlar gibi giyinmeye, onlar gibi yemeye, 4 çarpı 4 çeker ciplere onlar gibi binmeye; “Müslüman zengin olmalıdır, gerekiyorsa feneri soymalıdır” demeye başlıyorlardı.
Daha çok arzu et.
Daha çok tüket.
Daha hızlı büyü.
Ölenler ölsün, aldırma!
Sen ve senin egon!
Sen sadece egonu düşün.
Masal buydu ve işte bu masal; 1944’de imparator ülke olmaya soyunan ABD’nin “kendi parası dolarla” dünyayı yönetirken ve Dünya ABD’yi finanse ederken Türkiye’de de “tükete tükete büyüme masalı” sürüp gidiyordu.
Xxx
Bu masal etkileyiciydi.
İktidara yarıyordu.
Tayyip Erdoğan, “kazandığından fazla harcatan ve ülkeyi başkasının parasıyla tükete tükete büyüten” bu büyüleyici masal sayesinde karizmasına karizma katıyor, üçüncü defa oylarını yüzde 50’lere kadar yükselterek iktidara geliyordu.
Her masalın sonu var.
Masalın sonu yaklaşıyordu.
2 trilyon dolar rezervi olan Çin ekonomisi, ABD’ye sürekli borç veren haline gelmişti. Bütün dünya ABD’yi finanse ediyordu. O da Irak’a giriyor, Afrika’yı kuşatıyor, Kafkaslar’da, Orta Asaya’da, Ortadoğu’da “petrol ve doğal gaz kaynaklarını” kontrole alıyor, yeşil kuşak stratejileri, ılımlı İslam teraneleri, Soros fonları ve turuncu devrimler- Arap Baharları ile her bölgede “ABD kuklası hükümetler” kurabiliyordu.
Balon çok şişmişti.
Durdukça şişiyordu.
Üretimden ayrı bir finans sistemi geliştirilmişti. Sistem, halkı tüketme iştahından, ihtiyacının üstünde harcama libodosundan, şirket yöneticilerini egoist çakallıklarından, banka sahiplerini de ahlaksızlıklarından yakalıyordu.
Şiştikte şişiyordu.
Vücut kendi özünden, kendi kanından, kendi canından “kendi kurdunu” yaratıyordu. Finans sistemi, üretimin çok üstünde şişen (100 dolar etmesi gereken evi 1000 dolara, 10 dolar etmesi gereken hisse senedini 10 bin dolara çıkartan) bir canavara dönmüştü.
Canavar, sahibini yiyordu.
Masal, acı sonla kıvranıyor.
Xxxx
Bu yüzden şuanda “dünyanın en israfçı Başbakanı” seçilmesi gereken bizim Başbakan Tayyip Erdoğan, halka “israf ekonomisinden kaçınalım-verim ekonomisine geçelim.” öğüdü vermeye başladı.
Kendisi israfçı Başbakan!
Cemaate “verim vaazı” veriyor.
Bir uçakla yetinmedi.
Uçak sayısını 3’e çıkardı.
Makam otolarını artırdı.
Korumaları kullansın diye ABD’den 4 çarpı 4 özel zırhlı araçlar getirtti. Atatürk’ten buyana Çankaya’da en yüksek harcamayı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Cumhuriyet tarihinde Başbakanlık bütçelerinde en yüksek VİP harcamayı da Başbakan Tayyip Erdoğan yaptılar.
Ekonomiden sorumlu bakan Ali Babacan da “vatandaşlarımız; 2 bin lira geliri varsa 3 bin lira harcamasın. Gelirinden fazla yemesin” demeçleri vermeye başladı.
Baş imamlar olmuş israfçı!
Bakan halka talkın veriyor.
Talkın: Aşılama, zihne sokma, akla yerleştirme, telkin etme demektir.
KUTU
(Uyan Borusu)
Şortlu kızı
tokatlayan adam!
Kameralar kayıt yapmış. Yüzü görünüyor. Otobüste şortla seyahat ediyor diye voleybolcu genç kızı tokatlayan bu adam yakalanabilecek mi? Sıvas’ta Madımak Oteli’nde 35 kişiyi yakanların bir numaralı firarı sanığı Cafer Erçakmak, 18 yıl aranmış bulunmamıştı. Ölünce de gizlice toprağa verildiği ortaya çıkmıştı.
Hits: 2169