AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilere, cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulanan 50+1 şartının değiştirilmesinin isabetli olacağını söyleyince CHP’li yetkililer ve birçok gazeteci, bunu “AKP, MHP’den kurtulmak istiyor” şeklinde yorumladı.
Oysa yerel seçim öncesinde AKP’nin böyle bir çabaya girişmesi mantık dışı. Nasıl ki Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkındaki suç duyurusundan iktidarın haberi olmadığını düşünmek, bugünkü koşullarda, akla yatkın değilse Erdoğan’ın yerel şeçim öncesinde Cumhur İttifakı’nı tehlikeye atacak bir düzenlemeyi Bahçeli ile görüşmeden ortaya atacağını düşünmek de öyle...
Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi (AYM) arasında yaşanan kriz ve ardından Bahçeli’nin AYM Başkanı Zühtü Arslan’a “terörist” imasında bulunmasından sonra 17 Kasım Cuma günü bu köşedeki yazımda şu satırlar yer alıyordu:
“İktidar, yapmak istediği anayasa değişiklikleri öncesinde, Anayasa Mahkemesi’ni yeniden yapılandırarak bir engel olmaktan çıkarmak istiyor. Bu krizler bilinçli olarak yaratılarak AYM’nin sorun haline dönüştüğüne, var olan yasaların ve anayasanın yetersiz olduğuna ve bunların değiştirilmesi gerektiğine dair algı güçlendiriliyor. Planlanan anayasa değişiklikleri demek ki öylesine tepki çekecek ki Erdoğan, bütün bu operasyonu yapabilmek için ittifaklara ve dışarıdan destek aldığı güçlere daha çok ihtiyaç duyuyor.”
Tüm gücünü 50+1 sistemine borçlu olan Erdoğan, tasarlayarak büyük krizler yaratıyor ki anayasa değişiklikleri kaçınılmaz görülsün. Amaç, muhalefeti 50+1’i değiştirme vaadiyle anayasa pazarlığına oturtmaktır çünkü asıl hedef, Erdoğan’ı ömür boyu koltuğunda oturtacak bir düzenlemedir!
Tüm bunlar, hazırlanan tuzağın bir parçasıdır.
Nitekim Bahçeli, dün MHP grubunda yaptığı konuşmada, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Türkiye’nin istikbal haysiyetidir. Hiç kimse cumhurbaşkanımız ile aramıza giremeyecektir” diyerek 50+1 sistemini savunurken şu sözleri de ekledi:
“Cumhur İttifakı olarak yeni sistemin doğasını zedelemeyecek onarımın uzlaşmayla yapılacağı inancındayım.”
Ayrıca unutmayın, MHP 2021’de Cumhuriyetin 100. yılında 100 maddelik anayasa önerisi hazırladığını duyurmuş, teklifte AYM’nin “yüksek mahkeme” statüsünden çıkarılıp özel bir statüde düzenlendiği, Erdoğan’a üçüncü kez seçilme hakkı verdiği, cumhurbaşkanlığı yeminindeki “tarafsızlık” kelimesinin kaldırıldığı, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi için ilk turda zorunlu olan yüzde 50+1 barajının yüzde 40’a düşürülebileceği de medyaya yansımıştı.
O teklif neden TBMM’ye gelmedi bilmiyoruz, belki de daha uygun bir zaman beklendi. Bahçeli’nin kastettiği “sistemin doğasını zedelemeyecek onarım” bu kapsamda değerlendirilebilir.
Anayasaya göre Erdoğan’ın yeniden aday olması için, TBMM’nin erken seçim kararı alması gerektiğini de unutmayın. Belki de bu krizler öyle bir aşamaya getirilecek ki bu zorunlu görülecek...
Oysa anayasa değişikliği konusunda AKP’ye verilmesi gereken yanıtı 6 Eylül 2023 tarihli yazımda belirtmiştim:
Siz var olan anayasayı bile her gün çiğniyorsunuz. 21 yılda demokrasiyi ve hukuk devletini yerle bir ettiniz. Üstelik tüm kesimlerin üzerinde anlaştığı bir toplumsal sözleşme olan anayasayı, siyasi partiler ve demokratik toplum örgütü temsilcilerinin yer alacağı kurucu Meclis yapar. Anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerini hedefleyenleri, laik Cumhuriyet ve kadın düşmanı şeriatçı partileri de ittifak ortakları arasına alan, onları TBMM’ye sokan AKP bunu yapamaz. Dolayısıyla karşıdevrimcilerle anayasa yapma girişimine HAYIR!
Bakalım muhalefet iktidarın bu tuzağına da düşüp yine figüran mı olacak?
https://www.cumhuriyet.com.tr/