Mollalar dayatıyor

~ 29.09.2022, Ali SİRMEN ~

CNN muhabiri Christian Amanpour’un geçen hafta New York’ta yaşadıkları, yine yurdun dört bir yanında özgürlük için sokaklara dökülmüş göstericiler ile başları dertte olan İranlı mollalaların, zulümlerini bütün dünyaya dayatmakta inat ettiklerini bir kez daha göstermiştir.

16 Eylül’den bu yana göstericiler ile rejim yanlısı güçlerin çatışmalarına sahne olan, İran’ın Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Birleşmiş Milletler toplantılarına katılmak üzere ABD’ye gelmiş olmasını fırsat bilen Christian Amanpour, 2009’dan bu yana İran’da görülen en büyük protesto dalgasını görüşmek için İranlı yetkililere başvurarak cumhurbaşkanıyla bir görüşme isteminde bulunuyor. CNN’nin Lübnan doğumlu muhabiri vakti geldiğinde görüşme mahallinde beklerken gelen yetkililerden biri, kendisinden başını örtmesini istiyor. Amanpour bu isteği böyle bir adet olmadığını söyleyerek kibarca reddediyor. Taraflar tutumlarında direnince görüşme kalıyor.

İranlı yetkililerin molla diplomasisinin, geleneksel iki yüzlülüğü yanında hırtlığını da içeren bu tavrı, İranlı kadınlara yaptıkları dayatmayı kendi yurtları dışında da herkese dayatmakta ne kadar dirençli olduğunun göstergesidir.

***

İran şu anda geniş halk topluluklarını sokaklarda Mollarşinin bekçileriyle karşı karşıya getiren gösterilerle çalkalanmaktadır. Olayların nedeni, 13 Eylül günü, başını gereği gibi örtmemiş olduğu ileri sürülen 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından “irşat” için çağrıldığı karakolda ölmesidir.

İran’da kadınlar sokaklarda yürürken Devrim Muhafızları tarafından yoldan çevrilip karakola götürülebilmektedir. Bu bütün İranlı kadınların başına gelebilecek normal bir olay olarak görülmektedir. Ayettullah Humeyni tarafından kurulmuş olan sayıları 1 milyonu bulan Pasdaran-ı İslami denen Devrim Muhafızları rejimin sahipleri olarak, vatandaş hele hele kadınlar üzerinde her hakka sahiptirler.

Sokakta başlarını gereği gibi örtmediğini düşündükleri kadınları bu gerekçeyle karakola da götürebilmekteler. Karakola götürülen kadınların birçok defa burada tecavüze maruz kaldıkları mağdurların ifadeleriyle sabittir.

Devrim muhafızları ekonomik ve siyasal alan da dahil olmak üzere İran’da yaşamın tümünü denetimi altında tutmaktadır. Son yıllarda ekonomideki özelleştirmeler Devrim Muhafızları eliyle olmuş, mollaların ülkeyi baskı altında tutma aracı olan bu kuruluş, sivil halka karşı tam bir baskı mekanizmasına dönüşmüştür.

Mahsa Amini’nin Devrim Muhafızları’nın elindeyken ölümünün duyulması üzerine 17 Eylül’de sokağa dökülen kadınların başörtülerini çıkararak yakmaya başlamalarıyla patlak veren ve bütün yurda yayılan ve 2009 olaylarının da boyutlarını aşan son gösteriler sırasında ölü sayısı 100’ü geçmiştir.

Olayların bir türlü önlenememesi üzerine, zalimlikleriyle tanınan Devrim Muhafızları’nın sokağa indiklerinde acımasız tepkileriyle gösterilerin katliama dönüşmesinden korkulmaktadır.

***

Olayların katliama dönüşmesinden zerrece fütur etmeyen mollalar, artık tahammülü tükenmiş olan halkın tepkisini emperyalizmin kışkırtmalarına bağlamaya çalışmaktadırlar.

Önce Mehmet Ali Güller sonra Zülâl Kalkandelen değindiler, “mollarşi”nin sıkça başvurduğu bu yönteme kanmamak gerekir.

Genç kızları karakola celbederek tecavüz edenlerin, insanları sopalarla döverek öldürenlerin aynı dilden ve aynı dinden olmaları bir teselli olamaz.

Mollarşi, baskıcı yüzünü ortaya sererken bu girişimlerini anti emperyalizm kalkanı ardına gizleyerek ikiyüzlülüğünü de aşikâr kılmaktadır.

İran, Humeyni’nin başlangıçta bazı gafillerin devrim sandıkları darbesiyle 1979’dan bu yana, bütün demokratik yolları kapatmış ve zulme mahkûm bulunmaktadır .

Ve İran bu rejimini elinden gelse dünyaya yayma peşinde olduğunu her fırsatta ortaya sermektedir.

https://www.cumhuriyet.com.tr/

 

Ali SİRMEN | Tüm Yazıları
Hits: 4604