Dünyaya Sığınamayan Mülteciler
                    
                                                 
                            Dünyaya sığınamayan mülteciler, aslında doğup büyüdüğü topraklar  üzerinde hayatlarını karartan, aç ve güvensiz bırakan gelişmiş  devletlerin sınırlarına dayanmış bekliyorlar.
Dünya mültecilere sınırlarını kapatıyor, tel örgüler çekiyor,  duvarlar örüyor. Geçen aydan beri 107 bin göçmen AB Devletlerinin  sınırlarında bekliyor.
Dünya bir nesilde tek bir çatışma nedeniyle en büyük mülteci nüfusunu yarattı. .
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 14.12.1950 tarihinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)  kurulmasına karar verdi. Demek ki 65 yıldır insanlar, Dünya üzerinde  yeni bir hayat arayışını sürüyor. UNHRC mülteci sorunlarını çözmek,  onları korumak, uluslararası çalışmaları koordine etmekle ve yürütmekle  görevlendirilmiş, vatansızlardan da sorumlu bir kuruluş. UNHCR, her  bireyin sığınma talebinde bulunabilmesini ve başka bir ülkede mülteci  olarak güvenli bir şekilde barınabilmesini sağlamak amacıyla kurulmuş.  Aynı zamanda eve gönüllü dönüş ve yerel entegrasyon ve üçüncü bir ülkeye yerleştirme seçeneklerini de hayata geçirmek için çalışıyor.
UNHRC büyük bir olasılıkla en zor ve en çaresiz zamanlarını yaşıyor…  Çünkü mülteciler Dünyaya sığınamıyor. Artık mülteciler, sınır boylarında  sürgün hayatının mahkûmları ve gelişmiş ülkelerin her türlü infazına karşı korunmasızlar.
Suriye’deki çatışmadan komşu ülkelere kaçan mültecilerin sayısı 4  milyonu geçmiş durumda. UNHCR, Suriyeli mültecilerin tek başına  dünyadaki en büyük mülteci krizi olduğunu teyit ediyor. Türkiye’de  bulunan Suriyeli mültecilere eklenen komşu ülkelerdeki toplam Suriyeli  mülteci sayısının, 4.013.000’den fazla olduğu belirlenmiş durumda.  Türkiye, bölgedeki Suriyeli mültecilerin tamamının yaklaşık yüzde 45’ine  ev sahipliği yapıyor. 4 milyon sayısı, Türkiye’deki 1.805.255,  Irak’taki 249.726, Ürdün’deki 629.128, Mısır’daki 132.375 Lübnan’daki  1.172.753 ve Kuzey Afrika’da diğer yerlerdeki 24.055 Suriyeli mülteciyi kapsıyor.
Mültecilerin dışında en az 7,6 milyon kişi Suriye içinde yerlerinden  edilmiş olarak aç, susuz ve güvensiz yaşamlarını çok zor koşullarda  sürdürmeye çalışıyor. António Guterres, “Biz mültecilerin ve onlara ev  sahipliği yapan yerel halkın daha da fazla umutsuzluğa sürüklenmesine  izin vermeyi göze alamayız” diyor ama bunlar insanlara umut veren sözler  olmaktan çok uzakta ve gerçekler insanlara umut vermiyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri António Guterres’e göre; “Bu, bir nesilde tek bir çatışma nedeniyle yerinden edilmiş en büyük mülteci nüfusu.  Dünyanın desteğine ihtiyaç duyan; fakat bunun yerine çok kötü şartlarda  yaşayan ve daha da çok fakirliğe sürüklenen bir nüfus…” (Güncel Hukuk Ekim 2015)  
2000 yılından itibaren göçmen kaçakçılığı sonucu yaklaşık 40 bin  insanın öldüğü tahmin ediliyor. 2014 yılının ilk dokuz ayında ise bu  rakam 4 bin 77… Göçmen kaçakçılığında en yaygın kullanılan yöntem olan  deniz taşıması ile 2014 yılında, sadece Karayip Denizi, Akdeniz, Kızıl  Deniz, Aden Körfezi ve Bengal Körfezi’nde 348 bin 455 yasadışı geçiş  yapıldığı ve bu geçişlerde 4 bin 272 ölüm vakası yaşandığı belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler’in son rakamlarına göre, deniz yoluyla Avrupa’ya  geçenlerin yüzde 45’ini Suriyeliler, yüzde 12’sini Afganlar, yüzde 8’ini  Eritreliler, yüzde 4’ünü Nijeryalılar, yüzde 3’ünü Iraklılar, yüzde  3’ünü Somalililer, yüzde 2’sini Sudanlılar, yüzde 2’sini Gambialılar,  yüzde 2’sini Bengladeş ve Senegalliler oluşturmuş. 2015 yılında şu ana  kadar Ege ve Akdeniz’de 366 bin 402 göçmen deniz yoluyla Avrupa’ya  geçmiş. Bunların 244 bin 855’i Türkiye’den Ege Denizi’ni kullanarak  Yunan adaları yoluyla, 119 bin 500’ü ise, Libya ve diğer ülkelerden  Akdeniz’i kullanarak İtalya’ya geçmişlerdir. 2015’te Akdeniz ve Ege’de  şu ana kadar yaşamını yitirenlerin sayısı 2 bin 800 olarak açıklanmıştır  (Demirbaş Timur).
Prof. Dr. Timur Demirbaş’a göre; “İç savaşlar nedeniyle ülkelerinden Avrupa’ya gitmek isteyen göçmenler ile ilgili AB ülkelerinin “geri püskürtme”(pushback)  denilen tedbirleri artırmaları, insan kaçakçılarının aldıkları  ücretlerin yükselmesi ve ölümlerin artması şeklinde iki sorunu da  beraberinde getirmektedir.” (Güncel Hukuk Ekim 2015)
Kriz sürüyor ve büyüyor. Devletler, insanlara yaşadıkları toprakları  dar ediyor. İnsan ticareti ile ilgili olarak devletlerin iç hukukundaki  suçlar artık sınır aşan suçlar olarak düşünülmelidir.
Artık mültecilerin eve geri dönme umudu kalmadı. Mülteciler sürekli  yoksullaşıyor. Artık ucuz iş gücü olmaktan öte insanlık dışı iş gücü  olarak çalıştırılıyorlar… Çocuk işçiliği, dilencilik, çocuk yaşta  evlilikler veya fuhuş gibi suçların yarattığı olumsuzluklar mültecilerin  ve üzerinde yaşadıkları toprakların çaresizlik örnekleri olarak  artıyor.
Başa çıkmak ve çözüm bulmak gerekiyor ama nasıl? 
Mülteciler artık devletlerin sınırlarında yaşıyor ve oralarda  ölüyorlar veya sınırlara ulaşmak için kullandıkları yollardan biri olan  denizlerde boğuluyorlar. Sahile ölüsü vuran Aylan Kurdi bebek ve diğer  utanç fotoğrafları yüzyılın gerçekleri olarak insanların yüzlerine tokat  gibi çarpılıyor, ama insanlık aymazlığını sürdürüyor.
Mülteciler, yeniden bir yaşam kurmak ve güvenli topraklarda yaşamak  için üzerinde yaşadıkları toprakları, evlerini ve aşlarını terk ettiler.  Doğup büyüdükleri ve o topraklar üzerinde toprak olmak istedikleri  halde, savaşta öldürülmemek ve aç kalmamak için geçmiş hayatlarını  geride bırakıyorlar. Bir başka gerçek ise Dünyaya sığınamayan  mültecilerin aslında doğup büyüdüğü topraklar üzerinde hayatlarını  karartan, aç ve güvensiz bırakan gelişmiş devletlerin sınırlarına  dayanmış bekliyorlar...
Yeniden bir hayat kurmak, ekmek, su ve güvenli bir yaşam için el kapılarında el açıyorlar.  
Yüzyılımızın utancı büyük insanlık, mülteci oldu, Dünyaya sığınamıyor. (Fİ/EKN)
Fikret İlkiz
İstanbul Üniversitesi Hukuk  Fakültesi mezunu. İstanbul Barosu Dergi Yayın Kurulu Üyeliği  (1992-2003), İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi (SEM) Kuruculuğu ve  Yürütme Kurulu Üyeliği ve SEM "AİHS ve Bireysel Başvuru" Bölüm  Başkanlığı (1996-2002), Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Araştırma  Uygulama Merkezi Yürütme Kurulu Üyeliği (2002-2005), Basın Konseyi Hukuk  Danışmanlığı ve Genel Sekreter Vekilliği (1992- 1996), Cumhuriyet Gazetesi Avukatlığı ve Hukuk Danışmanlığı (1982-2004) ve Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü (1997-2002) görevlerinde bulundu. Halen Güncel Hukuk Dergisi Genel Yayın Koordinatörlüğünü yapıyor.
 
 
                                
                
                
                 
                    
                    
                
                
                
                
                    Hits: 1678