Hacı Özkan'in anasına söylemediği: Hakaret, dayak, taciz

~ 11.06.2011, Yeni Yaklaşımlar ~

ANKARA/İSTANBUL - Hopa’da 31 Mayıs’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto sırasında öğretmen Metin Lokumcu’nun gaz bombasıyla yaşamını yitirmesi üzerine Ankara ve İstanbul’da aynı gün protestolar düzenlenmiş, başkentteki eyleme polis müdahale etmişti. Arbede sonrası Özgür Çağdaş Ersoy, Ozan Gündoğdu, Soner Torlak, Göksel Ilgın ve Ferat Konukçu; 3 Haziran’da tutuklandı. Gösterilerde panzerin üzerine çıkan Halkevleri MYK Üyesi Dilşat Aydın’ın, polislerce kalçası kırılacak şekilde dövüldüğü ileri sürüldü. Gözaltı ve sonrasında yaşananlarla ilgili önceki günkü basın açıklamasında konuşan Hacı Özkan adlı sendikacı, gözaltına alındığı gün yaşadıklarını ağlayarak ve “Orada yaşadıklarımı anama diyemedim. Umarım bu işkenceyi yapanlar analarına söyleyebilmişlerdir” diye anlatmıştı. Özkan neler mi yaşamıştı? Gösteriden sonra tutuklanan beş kişiden biri olan Soner Torlak, o gün Hacı Özkan ile aynı otobüsteydi: 

İşkenceye yolculuk 
“Otobüste birkaç kişiye linç denebilecek biçimde toplu dayak atıldı. Örneğin Hacı adlı arkadaşımın Danıştay’da memur olduğunu öğrendiklerinde ‘Böylesi o. çocukları ancak Danıştay’dan çıkar’ diye küfredildi. Plastik kelepçelerle ellerimiz arkadan ve sıkılarak bağlandı. Herkese küfredildi, dayak atıldı.” Yaklaşık beş saati polis otobüsünde geçiren diğer göstericiler de aynı ‘işkenceye yolculuk’tan bahsediyordu: “Yol boyunca sırayla ve topluca dayak atıldı, yaralı halde gözaltına alınanlar dahi dikişleri patlayıncaya kadar dövüldü, ‘Çocuklara vurmayın’ diyen yaşlılar tokatlandı, kadınlar elle taciz edildi, ağır küfürler yağdırıldı.” ODTÜ öğrencisi Ömür Çağdaş Ersoy da Dilşat Aktaş’ın sopalarla dövülmesine tanık olduğunu iddia etti: 

‘Anlatmaya utanıyorum’ 
“Güvenlik Şube’ye bağlı 10 polis soda şişesi ve taş atarak, kalın tahta sopalarla bir kadını kovalamaya başladılar. Kadını dövdüler. Şahit olduğumu görünce beni de dövdüler. Barış Önal ve Murat Akkuş’u elleri kelepçeliyken dövdüler. ‘Dövmeyin çocukları’ diyen Ahmet Altun’u da dövdüler.” Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Zeynep Cansu Elifoğlu da cinsel taciz ve şiddet iddiasını yineliyor: “Karşı koltukta oturan kel bir kişinin 30-40 defa kafasına tokat attılar. Bunu yapan polislerden birinin adı, Ramazan’dı. Bir polis üzerime oturdu. Göğüslerimden sıkarak itti.” 
Eski KESK Basın Yayın Sorumlusu Hüseyin Gülpınar, “Beş saat boyunca işkenceye maruz kaldık. Hakaretlerini ve yaşadıklarımızı anlatmaya ben utanıyorum. Özellikle kadın arkadaşlarımıza ağır küfürler edildi. Taciz ediyorlardı. Başımıza bir kişi basıyordu ve diğerleri dövüyordu” derken, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu da emniyet bahçesinde park etmiş otobüslerdeki işkenceyi “Emniyet müdür yardımcısı da şaşırdı. Ben tepki verince, talimat verdi ve kelepçeleri çözdürdü” diye anlattı. 

Polis: Vatandaş müdahale etti 
Polisin hazırladığı ‘Olaylı Yakalama Tutanağı’nda göstericilerin flama, soda şişesi, taş ve sopalara polislere saldırdıkları, birçok polisin yaralandığı ve bazılarının linç olmaktan kurtulduğu, 200 kişilik bir grubun Kızılay’ı trafiğe kapattığı, polis otolarının hedef alındığı, bir trafik polisinin linçten son anda kurtarıldığı ileri sürüldü. Tutanakta ‘bazı vatandaşların eylemcilere tepki gösterdiği’ iddia edilerek, şu ifadelere yer verildi: “Ayrıca bu sırada korsan göstericilerin çevreye taş ve sopalarla yaptıkları saldırılara tepki gösteren bazı vatandaşlar tarafından ismi bilinmeyen eylemcilere müdahale edildiği görülmüştür.” Tutanakta, 11’i polise ait 12 resmi araç ile bir polis kamerasının hasar gördüğü ileri sürüldü.

 
(Radikal 11.09.2011)
Hits: 1799