SEÇİM SONRASI

~ 10.06.2011, Av. Reha TAŞKESEN ~
Seçmenler bir kez daha sandığa gidiyorlar. Geleceğe yönelik umutlarını sandığa atacakları oy pusulaları ile somut kılmaya çalışacaklar. Beğenilerini ya da hoşnutsuzluklarını, mutluluklarını ya da mutsuzluklarını verecekleri bir oy ile seçim sonrasına taşıyacaklar. Gelecek dört yıl için Türkiye’nin yazgısına egemen olacak bir siyasal resmi ortaya koyacaklar.
 
Seçimin sonucu hakkında birçok değerlendirme yapıldı. Birçok öngörü, birçok araştırma sonucu açıklandı. Görsel ve yazılı basında birçok övgü ve eleştiri yayımlandı.
 
Seçim sonrası nasıl Bir Türkiye’ye gözümüzü açacağımız konusuna ise hiç değinilmedi.
 
Seçim sonrası nasıl bir Türkiye’de yaşayacağımız hiç tartışılmadı.
 
Seçim sonucunun iki konu için önem taşıdığı inatla ve ısrarla yazıldı ve söylendi. “Anayasa Yazma” ve “Kürt Sorunu” seçimin sonucu ile sıkı bir şekilde ilişkilendirildi. Diğer küçük ancak çok önemli sorunlar üzerinde hiç durulmadı. Artık bireysel özgürlüklerin kısıtlandığı, insan onurunun çiğnendiği, özel yaşamın gizliliğinin hiçe sayıldığı bir Türkiye’de yaşadığımız/yaşayacağımız gerçeğine hiç dokunulmadı.
 
Büyüme eğilimi gösteren ekonomi ile düzeyi giderek düşen daha az demokrasiye razı olma seçeneği arasında sıkışmış bir Türkiye noktasına geldiğimiz konusuna hiç değinilmedi.
 
Seçim sonrasında; yasal olmayan dinlemelerin yapılması, yatak odalarının gözlenmesi, heykellerin yıkılması, kadınların aşağılanması, erkeklerin tehdit edilmesi, tutuklama sürelerinin cezaya dönüşmesi, bilgisayarlarda erişimin kısıtlanması ya da yasaklanması, sınavların kirletilmesi, kutsal din duygularının siyasi maksatla alabildiğine sömürülmesi, işadamlarının mali denetim ile baskı altına alınması, işsizlerin işe alınma noktasında bizden ya da bizden değil şeklinde ayırıma maruz kalması, düşmanlıkların ve gerginliklerin tırmanması sona erecek mi sorularına yanıt verilmedi.
 
Siyasi partilerde, sivil toplum örgütlerinde, sendikalarda, odalarda, yerel yönetimlerde ve toplumun her kesiminde demokrasiyi etkin ve yaygın kılmadan Türkiye’de bir ileri demokrasi anlayışının varlığından söz etmek en azından kendimizi kandırmak olacaktır.
 
Değişim ve dönüşüm sözcüklerini çok kullanıyoruz. Ancak, nereye doğru bir devinim içerisinde olduğumuzu hiç tartışmıyoruz. Değişimi ve dönüşümü nasıl anladığımızı hiç konuşmuyoruz.
 
Seçim sonrası daha güzel bir Türkiye’ye gözümüzü açmak istiyoruz!
 
Haydi, o zaman hepimiz sandığa gidelim.
 
Av. Reha Taşkesen / Ankara
Av. Reha TAŞKESEN | Tüm Yazıları
Hits: 2657