Yeni Paradigma İhtiyacı

~ 12.06.2009, Yeni Yaklaşımlar ~

Türkiye’de hukuk ağır yaralıdır. İnsanlar, haksızlığıa uğradıkları duygusu içindedirler. Halkın yargıya güveni en alt düzeydedir. Yargı, siyasetin hesaplaşma arenasına dönüşmüştür. Polis adliye basabilmektedir. Korku toplumu yaratılmıştır. Adil yargılama yanında, yargılama adaleti de gerçekleşememektedir. Yargılamada sav – savunma dengesi kurulamamıştır. Belki de iş yükü altında ezilmekten olacak, yargı yerlerinin, insanlık onuruna ve özgürlüğüne bu denli kayıtsız, vurdumduymaz ve duyarsız kaldığı başka bir süreç görülmemiştir. Avukatlar, mesleki ve kişisel bakımdan ağır sorunlarla boğuşmaktadır. Avukatlar için en önemli ve yakıcı sorun, geçim derdi olmuştur.

Daha bir çok olumsuzluğun sıralanabileceği böyle bir ortamda, Türkiye’nin en önemli hukuk kurumu olan Türkiye Barolar Birliği 30.ncu Genel Kurulunu yapıyor.

Avukatlık Yasasının 76. maddesine göre Barolar, avukatlıkavukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzeninin, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuş meslek kuruluşlarıdır.

Türkiye barolarının ve Türkiye Barolar Birliği’nin yasayla verilen bu görev ve sorumluluklarını ne kadar yerine getirdiği ise kocaman bir soru işareti olarak önümüzde asılı durmaktadır.

Hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi için çaba göstermek, aslınad her hukukçunun doğal görevidir. Hukukun üstünlüğü kavramı; hukuksal değerlerin üretilmesi, üretilen hukuksal değerlerin kurallaştırılması ve kuralların uygulanmasının sağlanması sürecinin adıdır. Hukukun üstünlüğü, sosyal, siyasal ve yargısal bir süreç boyunca işleyen hukuk sistemini tanımlar. Her aşamada, ciddi hukuk politikalarının üretilmesi, geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi gerekiyor. Hukuk politikalarının üretilip hayata geçirilmesinde görev üstlenmek Türkiye Barolar Birliği’nin öncelikli işidir.

Hukuk politikası, hangi sosyal hedeflere hangi hukuksal araçlara ve hangi hukuksal yollar üzerinden ulaşılabileceği sorularının sorulup, bir karara varıldığı bilimsel çalışma alanıdır. Türkiye Barolar Birliği; bir çatı örgüt olarak, barolara ve avukatlara daha sonra da topluma karşı ülkenin hukuk politikalarının gerçekleştirilmesinde sorumluluk taşımaktadır.

Günümüz yanlış hukuk uygulamaları karşısında sadece demeçlere tepki veremek, bu sorumluluğu yerine getirmek için yetmemekte, Türkiye’nin olumsuz hukuk tablosunun düzelmesi konusunda etkili olamamaktadır. Yasama ve yargının geliştirilen hukuk politika ve projelerini dikkate alması için Türkiye Barolar Birliği’nin kamuoyu üzerinde bir ağırlık yaratması, hukuk pusulasının Türkiye Barolar Birliğini göstermesi gerekmektedir. Günümüzde böyle bir ağırlığın yaratılamadığı ne yazık ki görülüyor. Oysa muhalif olmak, dikkate alınmama sonucunu doğurmamalıdır. Bu avukatlar adına asla kabul edilemeyecek bir sonuçtur.

Bu nedenle, uygulana gelmekte olanın dışında, yeni bir paradigmaya gereksinim olduğu açıktır. Türkiye Barolar Birliğini ülkenin hukuk politikalarında çekim merkezi yapacak yeni paradigmanın asgari koşulları bize göre şunlardır;

Türkiye Barolar Birliği öncelikle; adaletsizliği kaçınılmaz bir yazgı olarak değil, kabul edilmez bir sonuç olarak gören davranış tutarlılığı göstermelidir.

Adaletsizlikler karşısında; özgürlüğü ve eşitliği aynı anda gerçekleştiren, toplumun ürettiği değer, olanak ve fırsatlardan herkesin hakça yararlandığı paylaşımcı, dayanışmacı bir toplumsal sistemi ve böyle bir düzenin üstün hukuk anlayışının savunucusu olmalıdır.

Hukuk politikasının çerçevesini toplumsal hedeflerimiz çizmektedir. Türkiye Barolar Birliği bu hedefleri gerçekçi olarak belirleyen çalışmalar yapmalı, ilgili yerlere ve kamuoyuna sunmalı, kamuoyunun ne üretildiğinin farkında olacağı çalışmalar yapılmalıdır.

Avukatı, maddi ve manevi bakımdan özgürleştirecek projeler geliştirip, her avukatı buna inandırmalıdır. Avukatları, toplumsal sorunlara yabancılaşmaktan kurtaracak, ülkede hukukun üstünlüğünü sağlamak konusunda heveslendirmelidir. Ülkede hukuk bilinci ve kültürünü yerleştirip yaygınlaştıracak çalışmalar yapmalıdır. Gittikçe artan maddi kaynaklarını hukuku inşa etmede kullanmalıdır.

Böyle bir başarı öyküsü yaratmak hiç de zor değildir.

Çünkü avukatlarda işlevsel olarak var olan diyalektik ve analitik düşünme becerisi, günümüzde olup bitenleri okumakta ve anlamakta barolara avantaj sağlamaktadır.

Bu nedenle, yaratıcı bir yenilikçiliğin önderliğine en çok gereksinim duyulan bu dönemde, avukatlığı koruyup kollayacak, insanlığın haksızlığa, hukuksuzluğa ve gericiliğe karşı tarihsel itirazını dile getirecek, aklın ve bilimin ışığında tasarlanmış bir eylemlilik gerekmektedir. Bu eylemlilik, Türkiye Barolar Birliğinin 30.ncu Genel Kurulunda bir avukatların önünde görmezden gelemeyeceği bir görev olarak durmaktadır.

AVUKATLAR! DAHA FAZLASINI HAYAL EDİN VE HAYALLERİNİZİN GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE İNANIN!

Hits: 1561