Koltuk kapma değil "kendim için bir şey istemiyorum" kurultayı olmalı!
Salı ve Çarşamba günü Ankara’da toplanacak CHP Kurultay’ını değerlendirenler “vitrine çıkacak yeni ve eski şöhretli isimler” üzerine laf oynatıyorlar.
60 üyeli Parti Meclisi seçilecek.
Parti Meclisi’nde bir koltuk tuttuğun zaman Genel Başkan’a yakınlaşıyor, partinin yönetici kadrosu içine giriyor, ilk seçimde de listenin seçilebilecek sırasından milletvekilliğini garantiye getiriyorsun.
60 kişilik koltuk var.
700 kişi istekliymiş.
Sanki “Parti Meclisi’nde Koltuk Kapma Kurultayı” olacak. Böyle bir hava veriliyor. Oysa bu Kurultay, “halkın gönlüne seslenerek AKP’nin yükselişinin önünü kesen ve CHP’nin ülküsünü (hedefini-programını) net bir şekilde ilan edip parti içinde var olan gruplaşmaları, küskünlükleri, kırgınlıkları ortadan kaldıran” tazelenmiş yeni bir umudu ateşleyebilmeli.
Delegelerin çoğu bunu istiyor.
Xxx
Okuduğunuz ve “3-4 gün sürecek” bu yazıyı yazmak için kendimce 12 il seçtim. Bu illerde CHP’de en az 10 yıldan beri partili delege olan ve geçimini siyasetin ve partinin sunduğu fırsatlardan değil kendi emeğiyle sağlayan 12 delege ile telefonla konuştum. 1 saat, bazısıyla 2 saat sürdü bu içten, samimi ve gizleneni olmayan konuşmalar. Bu konuşmalarda adı geçenlerin isimlerini yazmayacağım.
CHP’de iyi insanlar var.
Çalışkan, dürüst, idealist.
Cumhuriyetçi, demokrat.
Bunlar partide çoğunluktalar.
Delegeler; “CHP’nin parti yapısının en tepeden en tabana siyaseti geçim kaynağı görmeyen, en küçük bir çıkar beklemeyen, ülkesinin ve halkın ışıklı geleceği için mücadeleyi göze alıp çalışan kadrolara” dönüşmesini istiyorlar. Bu Kurultay, halkın gönlüne “CHP’deki iyi insanlar kendisi için bir şey istemez, ülkesi için çalışan yurtseverlerdir” duygusunu koyacak adımları atabilir.
Xxx
Delegeler diyorlar ki:
CHP zor günlerin partisidir.
Bu partiyi 90 yıl önce kafalarında “emperyalist saldırganlığı Anadolu’dan kovduktan sonra bir gecede padişahlığı, hilafeti kaldırıp, devrimleri yapma” düşüncesi ve boyunlarına idam fermanı asarak, istiklal mücadelesine girenler kurdu. Bu parti, Adnan Adıvar, Topal Necati, Cami Baykut, Cevat Dursunoğulları, Hasan Ali Yücel gibi “kendisi için bir şey istemeyen idealist iyi insanların” partisi oldu.
Kurultay, fazilet yükseltebilir.
Kadrolarına: “Cumhuriyeti kurduğu o günlerin fazilet mücadelesi ruhunu” yeniden aşılayabilir.
AKP’nin yükselişini durdurabilir.
CHP için donan halk desteğini “Türkiye’yi yönetmeye hazır olacak” şekilde canlandırabilir. En azından çok etkili bir muhalefet ve “laikliğe sahiplenme” yaratabilir.
Delegeler diyorlar ki:
Partinin buna ihtiyacı var.
Halkın da böyle bir partiye.
Xxx
CHP’yi “halkın Türkiye’yi yönetecek parti” olarak görebilmesinin anahtarı Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun elinde. AKP’nin ülküsü; “Türkiye’nin her santimetre karesine İslamcı damgası vurmak” olarak seçildi. Adım adım bu hedefe gidiyor. CHP’nin ülküsü de “Türkiye’nin her santimetre karesine laiklik damgasını vurmak” olmalı. CHP, oy getirir yanılgısıyla dindar görünüp AKP’nin taklitçisi durumuna düşmemeli. Böyle bir dindar görünme taklitçiliği CHP’ye oy getirmedi, getirmiyor, getirmez.
Delegeler diyor ki:
Kılıçdaroğlu sözünde durmalı.
Parti içi demokrasi çalışmalı.
Parti içi hukuk da çalışmalı.
Partinin bütün organları, bloklaşmayı-gruplaşmayı- kutuplaşmayı- hizipleşmeyi ortadan kaldıracak olan “tam ve ortak listeli (yani çarşaf listeli) seçimlerle” belirlenmeli.