Aralarında akademisyen, yayıncı, siyasetçi ve gazetecilerin de olduğu çoğu tutuklu 193 kişinin yargılandığı İstanbul KCK davasının ikinci duruşması dün olaylı başladı. Silivri Cezaevi Kompleksi’nde görülen davanın ikinci duruşmasında bazı avukatlar, üzerlerinde kimlik ve cübbeleri olmasına rağmen jandarma tarafından duruşma salonuna alınmadı. Çıkan tartışmada jandarmalar, avukatları yaka paça yerlerde sürükledi.
MAHKEME: JANDARMANIN SORUMLULUĞU
15. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma sıkı yönetimi aratmadı. Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların kimlik tespitine geçtiği sırada, duruşma salonuna girmek isteyen avukatlarla jandarmalar arasında tartışma çıktı. Sadece yaka kartı olan avukatların duruşma salonuna alınacağının bildirilmesi üzerine çıkan tartışma büyüyünce, duruşma salonunda bulunan avukatlar meslektaşlarının salona alınmamasına tepki gösterdi, mahkeme heyetinden duruma müdahale etmesini istedi. Bu talebe Hakim Ali Açlık’ın yanıtı, “Dışarıdaki inzibattan jandarma sorumludur” oldu.
KİMSE ALINMADI, 'ROBOCOP'LAR ALINDI
Mahkemenin tutuksuz sanıkların kimlik tespitine devam etmek istemesi üzerine gerginlik arttı. Ayağa kalkan sanıklar, alkış tutarak mahkeme heyetine sırtını döndü. İtirazlarını devam ettiren avukatlar ise bir sonuç alamayınca duruşma salonunu alkışlar eşliğinde terk etti. Bu sırada kapıda görevli olan jandarmalar ile avukatlar arasındaki tartışma büyüyünce Jandarmalar avukatlara saldırmaya başladı. Avukat Hüseyin Boğatekin, jandarmalar tarafından yaka paça yerlerde sürüklendirildi. Bu sırada duruşma salonuna robocop kıyafetli jandarmalar alındı. Üzerlerinde cop, ellerinde kalkan olan robocop jandarmalar, izleyicilerin olduğu bölümün etrafını sardı.
AVUKATLARDAN SUÇ DUYURUSU
Karşılaştıkları saldırı üzerine toplantı düzenleyen avukatlar jandarma görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Toplantının ardından karşılaştıkları saldırıyı ve uygulamayı anlatmak için 3 avukat duruşma salonuna girerken 5 avukatın ise Başsavcı Turan Çolakkadı ile görüşmesine karar verildi. Duruşmaya bir süre ara verilirken, izleyicilerin mahkeme heyetini yuhaladığı gerekçesiyle salona alınmayacağı bildirildi. Bu kararla sanık yakınlarından bir kadın, “Babamı iki saniye de olsa görmek istiyorum” diyerek sinir krizi geçirdi.
AVUKATLAR DURUŞMADAN AYRILDI
Aradan sonra başlayan duruşmaya sadece 3 avukat girdi. Söz alan avukat Sinan Zincir, iki gündür 12 Eylül ortamını aratmayan koşullarda avukatlık yapıp sanıkları savunmaya çalıştıklarını belirterek, “Dünden bugüne çantalarımız aranıyor, telefonlarımız alınıyor ve darp ediliyoruz. Bugün darp edilen avukat arkadaşımız Hüseyin Boğatekin’in tutanağını mahkeme heyetine sunuyoruz. Bizler ezilenlerin ötekilerin avukatlarıyız. Duruşmayı bekleyen aileler var. Olağanüstü hal uygulanıyor. Biz diğer avukat arkadaşlarımızla birlikte celseden ayrılıyoruz” diye konuştu.
'SİZİN ÖZEL YETKİNİZ KALMADI'
Avukat Feyzi Çelik ise mahkeme heyetine “Duruşma kapalı oturum mu, aileleri almıyorsunuz?” diye sorarak, CMK’nın 250. Maddesinin kaldırıldığını hatırlattı. Çelik, “Sizin özel yetkileriniz alındı. Artık normal bir mahkemesiniz. Bu nedenle tüm sanıkları dışarıya çıkartamazsınız. Sadece olay çıkaranları tespit edip onları çıkarabilirsiniz” dedi.
CHP’li vekiller: Siyaset, yargı eliyle dizayn ediliyor
KCK İstanbul Davası'nın ikinci duruşması için Silivri’ye gelenlerin arasında CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da vardı. Aileler duruşma salonundan çıkarılınca Tanrıkulu ve Ağbaba da salondan ayrılarak duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı. "Türkiye’nin her yerinde yargı eliyle siyasetin dizayn edilmekte olduğunu kaydeden” Tanrıkulu yargılamanın 'Bunun bir yansıması' olduğunu belirtti. Tanrıkulu, "Maalesef Türkiye’de yargı siyasetin her alanına müdahale ediyor. Hükümetin çizdiği alan dışında siyaset yapılmasına yargı izin vermiyor. Devlet ve hükümetin çizdiği alan dışında Türkiye’nin herhangi bir yerinde herhangi bir muhalif duruş yargının zulmüyle insanların karşı karşıya kalmasına neden oluyor" dedi.
Avcı: Kendimizi güvende hissetmiyoruz
Duruşmadan ayrılan avukatların ardından sanıklar söz aldı. BDP İstanbul Yürütme Kurulu Başkanı tutuklu sanık Mustafa Avcı, mahkemeye önyargısız geldiklerini belirterek, mahkemeden aynı tutumu göremediklerini söyledi. Kendimizi yalnız ve güvende hissetmiyoruz diyen Avcı, gösterdikleri tepkinin mahkemeye ve heyete olmadığını ifade ederek, “Yalnız ve savunmasız kaldığımız için bu tepkiyi gösterdik” dedi.
ERSANLI: AİLELERİMİZ YANIMIZDA OLSUN
Tutuklu sanık Büşra Ersanlı da avukatların belli bir irade göstererek duruşmadan ayrıldıklarını söyleyerek, “Ben avukatlarımızın duruşmaya gelmesini istiyorum” dedi. Ailelerin bir irade beyanında bulunmadıklarını belirten Ersanlı, “En azından iddianame okunurken ailelerimiz yanımızda olsun” diye konuştu. Sanıkların ardından söz alan Mahkeme Başkanı, Avukatlara biz girin diyoruz ama onlar kendileri girmiyor diyerek, ailelerin bugün mahkemeyi alkışladıkları ve slogan attıkları için bugün duruşmaya alınmayacaklarını söyledi. Sonraki duruşmalarda ailelerin yeniden salona alınacağını belirten başkan, tekrar olay çıkarsa salona alınmayacaklarını ifade etti.
ZARAKOLU TÜRKÇE CEVAP VERDİ
Duruşmaya kimlik tespiti ile devam edildi. Aralarında tutuksuz sanık yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da olduğu üç tutuksuz sanık sorulara Türkçe yanıt verirken, diğer tutuksuz sanıklar ise Kürtçe yanıt verdi. ardından iddianamenin okunmasına geçildi. Tutuksuz yargılanan Zarakolu duruşmaya eşiyle birlikte geldi.
Sanıkların mahkemeye sırtını dönme protestosu duruşma boyunca devam etti. Mahkeme, bir sonraki duruşmanın Perşembe yapılmasına karar vererek, duruşmayı sonlandırdı.
PEN: KCK Davası’nda adalet yok
Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin ve yayıncı Ragıp Zarakolu İstanbul KCK davasından yargılanan yazar ve gazetecilere destek verdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın toplantısı düzenleyen Schoulgin ve Zarakolu Silivri'deki yargılamalarda adalet olmadığını söyledi. Toplantıda konuşan Zarakolu “Yedi yıl önce Türkiye Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi yıllık raporunda yeni Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) düşünce, ifade, basın ve yayınlama özgürlüğünü ilerde tehdit edecek olan çok vahim düzenlemeler içereceği yönünde uyarıda bulunduklarını ve bu uyarılarının dikkate alınmadığını" kaydetti.
'BELGELERİN ÇALINMASI ŞÜPHELİ'
Zarakolu'nun ardından konuşan Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Schoulgin ise Türkiye'nin dünyada en çok siyasal tutuklu bulunan ülke olduğunu söyledi. Schoulgin Silivri'deki davadaki izlenimleri hakkında “Orada hukuk ve adaletin alay etmek anlamına geldiğini gördüm” dedi. Schoulgin, ayrıca polis ve jandarmanın kuş uçurtmadığı otoparkta araçlarının kapı kilitlerinin kırıldığını söyledi. Schoulgin, hırsızların aracın içindeki paraya dokunmayıp bilgisayarlarını ve belgelerini çaldıklarını söylerken Zarakolu da konuyla ilgili olarak "Polisin gözünün önünde yapılan bu hırsızlık çok şüpheli. Belgelerimiz ve bilgisayarlarımız istihbaratın eline geçmiş olabilir" ifadelerini kullandı.
Toplantıya Halil İbrahim Özdem, Mustafa Köz, Düşünceye Özgürlük İnsiyatifi'nden Şanar Yurdatapan ve Türkiye Yazarlar Birliği'nden Tuğrul Paşaoğlu da katıldı. Şengül Mor
ELÇİN YILDIRAL - SERBAY MANSUROĞLU
(Birgün)