İzmir’de, Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce avukat; adalet sistemini, özel yargılamaları ve yaşandığını öne sürdükleri hukuksuzluğu protesto etmek için "Dün DGM bugün ÖGM, Özel Görevli Mahkemeler Kaldırılsın" sloganıyla bir araya geldi. 5 bine yakın avukatın cübbeleriyle katıldığı mitinge katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay’ın sert çıktığı İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal yaptığı konuşmada, "Şu an huzurunuzda özel görevli mahkemenin suç duyurusuyla şüpheli sıfatıyla da bulunuyorum ama biz şüpheli filan değiliz, bizim ne olduğumuz şüphesiz. İstanbul Barosu hiçbir mercinin tehdidine boyun eğmez" dedi.
30’u aşkın baro, binlerce avukatla özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin yarattığı hukuksuz uygulamaları ile avukatların savunma hakkının engelleyen soruşturma ve yargılamaları protesto etmek için Gündoğdu Meydanı’nı doldurdu. İzmir, Eskişehir, Kocaeli, Bursa, Çanakkale, Adana, Uşak, Aydın, Manisa, Balıkesir, İstanbul, Ankara ve Tekirdağ barolarının yanı sıra Çağdaş Hukukçular Derneği’nin de kitlesel biçimde katıldığı 5 Mayıs İzmir Mitingi’nde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve eşi Türkegül Kocaoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, CHP Milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Musa Çam, Hülya Güven, Oğuz Oyan, Mahmut Tanal, Bülent Tezcan, Dilek Yılmaz ve sendikaların temsilcileri de yerini aldı. Çeşitli sloganlarının atıldığı ve Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayan yürüyüşe 5 bine yakın avukat cübbeleriyle katıldı. Öte yandan polisin herhangi bir arama noktası koymaması ve miting alanında sadece avukatların bulunması da dikkat çekti.
KOCASAKAL: ŞÜPHELİ DEĞİLİZ
Törenin ilgi odakları 397 yılla yargılanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile demeçlerinden kaynaklı Genelkurmay ile Başbakan Erdoğan’ın hedefinde bulunan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal oldu. Kürsüden avukatlara seslenen Ümit Kocasakal, Türkiye’nin gittikçe özel görevli mahkemler, özel görevli medya gibi özel görevlerle donatılmış bir yapıya büründürüldüğünü belirterek "Şu an huzurunuzda özel görevli mahkemenin suç duyurusuyla şüpheli sıfatıyla da bulunuyorum ama söyleyeyim yönetim kurulumuz, biz şüpheli filan değiliz. Bizim ne olduğumuz şüphesiz. Adalet istiyoruz, adil yargılanma hakkını, savunma hakkını, tam bağımsız Türkiye istiyoruz. Bundan da hiçbir şüphemiz yok bizim" dedi.
"SALONLARDAN ADALETİ ÇIKARTMIŞ OLURSUNUZ"
Yargılamadan savunma çıkarılırsa geriye hiçbir şeyin kalmayacağını da vurgulayan Kocasakal, "Salonlardan avukatı çıkartırsanız adaleti çıkartmış olursunuz. Bu savunma hakkı bizler için değil buradaki yurttaşlarımız için gerekli. Su gibi, hava gibi, ekmek gibi gerekli. Avukat savunma hakkının teminatıdır. Özel görevli mahkemeler artık mahkeme olmaktan çıkmış birer gözaltı, tutuklama, yakalama ve dinleme merciilerine dönüşmüştür. Bunlara mahkeme demek mümkün değil artık. Halkı kandırıyorlar. Halkımıza şunu söylüyoruz; bu mahkemeler bu yapısıyla varken kimse güvenlik içinde olamaz, biz de güvenlik için de değiliz. Halkımız için sizler için gerekli bedeli de ödemeye hazır olarak bu savunma hakkını savunuyoruz ve savunacağız" diye konuştu.
"HİÇBİR MERCİNİN TEHDİDİNE BOYUN EĞMEYİZ"
Son günlerdeki yaşanan gerilime ilişkin de konuşan Kocasakal, şunları söyledi:
"Bir takım şeyler söyleniyor okuyorsunuz. Şunu herkes bilsin. İstanbul Barosu, barolar, hukukçular kimseyi tehdit etmez. Ama hiç kimsenin ve hiçbir mercinin de tehdidine boyun eğmez. Bunu herkes böyle bilsin. Ben açıkça söylüyorum bu mahkemeler hele ki gizli tanık gibi bir hukuk devleti için bir felaket olan bu güçle birleşince hak ve özgürlükler için tam bir dinamit etkisi yaratıyor. Önce bu mahkemeler kaldırılacak sonra yargı bağımsızlığı tam olarak tesis edilecek. Bu olana kadar hukukçulara, bizlere, durmak, yılmak, boyun eğmek yok. Bizlerin asla efendisi olmayacak, bunu kafanızdan çıkarın."
PEKDAŞ: AVUKATLAR SAVUNMA YAPAMAZ HALDE
İzmir Barosu Barosu Başkanı Sema Pekdaş da, "Bugün demokrasi ve hukuk devletinde yeri bulunmayan özel görevli ağır ceza mahkemelerine karşı savunmadan kaynaklanan meşru ve demokratik tepkimizi göstermek, adalet ve özgürlük arayışı, adil yargılanma hakkı için buradayız" dedi. 17 Nisan 2011 tarihinde Türkiye Barolar Birliği ve 57 baro ile yayınladıkları deklarasyonda da bu konuya dikkat çektiklerini ancak aradan bir yıl geçmesine rağmen uygulamaların son bulmak bir yana artarak devam ettiğini de anlatan Pekdaş, şu anda 91 gazetecinin de hapishanede olduğuna işaret ederek basın özgürlüğünün de tehdit altında olduğunu vurguladı. Pekdaş, geçtiğimiz yılda pek çok avukat hakkında da mahkeme salonlarında savunma sırasında söylediklerinden dolayı dava açıldığını belirterek "Meslektaşlarımız cübbelerini bırakarak duruşma salonundan ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Bugün de özel mahkemelerdeki adil yargılanma hakkı ihlalleri savunmanın yok sayılma uygulamalarıyla artarak devam etmektedir. Bunlar nedeniyle savunma yapılamaz hale gelmiştir. Avukatlar savunmaya yönelik sözleri nedeniyle soruşturma ve yargılanma tehdidi altında sindirilmeye çalışılmaktadır. Savunmaya kalkan eller kırılır" dedi.
Yaklaşık üç saat süren miting, konuşmaların ardından sloganlarla sona erdirildi.
(Hürriyet)