Deniz Feneri savcıları: Neden 18 ay beklenildi?

~ 01.09.2011, Yeni Yaklaşımlar ~
Görevden alınan Deniz Feneri savcılarının, mahkemenin tedbir kararında tahrifat yaptıkları iddiasına ilişkin HSYK'da yaptıkları savunmada ve yakın çevrelerine yaptıkları açıklamalar basına yansıdı. Savcıların 'neden 18 ay beklenildi?' şeklindeki karşı sorusu ise dikkate değer.
Radikal gazetesinden Deniz Zeyrek'in haberi şöyle:
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK tarafından soruşturmadan el çektirilen Deniz Feneri savcılarının belgede tahribat yaptıklarını iddia edip, dosyanın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na servis edildiğini ima etmişti. Savcılar, “siyasetçi konuşabilir ama yargı mensupları siyasetçilerle polemiğe giremez” gerekçesiyle Ergin’in yönelttiği suçlamalara yanıt vermediler. Tek istisnası, Savcı Naci Türkaslan’ın ‘dosya servis etme’ imasına verdiği “Meslek hayatım boyunca kimseye servis yapmadım... Buna ahlakım el vermez. Bundan sonra da yapmam...” yanıtı oldu. Ancak, gerek HSYK’ya yapılan savunmada gerekse savcıların yakın çevrelerine söylediklerine bakılırsa, Ergin’in gündeme getirdiği her sorunun savcılar nezdinde bir yanıtı var. İşte bu sorular ve yanıtları:
Soru: Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Deniz Feneri zanlılarıyla ilgili tedbir kararını içeren belgede tahribat yapıldı mı?
Yanıt: Belge tedbir kararını uygulayacak ilgili kurumlara gönderilirken ilgisiz bölümler kapatıldı. Bu işlem HSYK müfettişleri ve Bakanlık tarafından ‘tahribat’ olarak görülüyor.
Soru: Hangi bölümler kapatıldı?
Yanıt: Tartışmalı belge, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Deniz Feneri soruşturması çerçevesinde zanlıların malvarlıklarına tedbir konulmasına ilişkin talebi doğrultusunda Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği tedbir kararıdır. Üç maddelik kararın ilk maddesinde “18 zanlının şirketlerdeki paylarına el konulması” hükmü var. İkinci maddede “zanlıların ortağı olduğu şirketlerin sahip olduğu varlık ve değerlere el konulması” talebine, ‘zaten ilk maddede tedbir kararı alındığından’ verilen olumsuz yanıt var. Üçüncü maddede ise Mehmet Sıddık Balıkçı için istenen tedbir kararının açık kimliği ve TC Kimlik Numarası olmadığından reddedildiği hükmü yer alıyor. Deniz Feneri Savcıları, Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararını, 1. maddede yer alan tedbir kararının uygulanması için tapu sicil ve kadastro müdürlüklerine gönderirken 2. ve 3. maddeleri kapatarak göndermiş.
Soru: Soruşturma savcılarının böyle bir değişiklik yapma yetkileri var mı? Yapıldıysa neden bu değişikliğe ihtiyaç duymuşlar?
Yanıt: Kararın gönderileceği kurumların kararın tamamını görmesine gerek yok. Bu nedenle ilgisiz bölümlerin kapatılması yargı sisteminde usul haline gelmiş. Kapatma işlemi, kararın gönderildiği kuruma “burası seni ilgilendirmiyor” denilmesinden ibaret. Halihazırda Ergenekon, Balyoz gibi önemli yargılamaları yapan İstanbul mahkemelerinin CMK’nın 250. maddesindeki katalog suçlarla ilgili birçok kararı Ankara’daki savcılara gönderildiğinde, kararların ilgisiz bölümleri kapatılarak gönderiliyor. HSYK’nın bu uygulama nedeniyle daha önce cezalandırdığı yargı mensubu olmadı.
Soru: İki bölüm kapatılınca başka bir karar ortaya çıktı mı? Çıktıysa bu karar doğrultusunda yeni bir işlem tesis edildi mi?
Yanıt: 2. ve 3. maddelerin kapatılması, 1. maddedeki “zanlıların şirketlerdeki paylarının dondurulması” işlemini olumlu ya da olumsuz etkilemedi. Ancak tapu sicil ve kadastro müdürlükleri, karardaki kapalı yerler konusunda hiçbir tereddüt duymadığı gibi, taşınmazlardaki payları dondurmak yerine taşınmazın tümü hakkında dondurma yoluna gitti. Deniz Feneri savcıları, müdürlüklerin bu tavrından kaynaklanan sorunun giderilmesi için şirketlerin avukatlarına ‘uygulamaya itiraz edin’ telkininde bulundu. Buna karşın tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinin dondurma kararlarına itiraz edilmedi.
Soru: Savcılık reddedilen talepleri reddedilmemiş gibi işlem yaptı mı?
Yanıt: Mahkemenin reddettiği iki talebin, kabul edilen ilk taleple ilgisi yok. Tersine, 2. maddedeki ret kararı, 1. maddedeki tedbir kararı gerekçe gösterilerek alınmış. 3. maddedeki ret kararı da Mehmet Sıddık Balıkçı’nın TC kimlik numarası ve açık kimliği mahkemeye bildirildikten sonra kaldırıldı ve Balıkçı hakkında da tedbir işlemi yapıldı. Dolayısıyla reddedilen iki talebin kapatılması, mahkeme kararında istenen işlemlerin hiçbirini olumsuz etkilemedi.
Karşı sorular
HSYK’nın savcılarla ilgili soruşturma dosyasında sanık avukatı Ersan Şen’in imzalı ve Mart 2010’da yazılmış bir şikâyet dilekçesi de yer aldı. Ayrıca, 18 ay boyunca tapu sicil ve kadastro dairelerinin hiçbir işlemine itiraz edilmedi. Hal böyle olunca da soruşturmadan el çektirilen savcılar şu sorulara yanıt arıyor;
* 18 ay boyunca işleme konulmayan şikâyet dilekçesi neden şimdi işleme konuldu? Zamanlamanın soruşturma kapsamında tutuklamaların başlamasıyla bağlantısı var mı?
* Sanık avukatları, savcılar uyardığı halde neden tapu sicil ve kadastro dairelerinin işlemlerine itiraz etmedi?
* İlgisiz bölümlerin kapatılması ‘tahribat’ sayılacaksa, HSYK bunu neden aynı işlemi uygulayan diğer yargı mensuplarına, örneğin İstanbul özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin işlemlerine teşmil etmiyor?

(SolHaber)

Hits: 1483