ÇHD davasında avukatlara verilen hapis cezaları 150 yılı aştı

~ 12.11.2022, Yeni Yaklaşımlar ~

ÇHD üyesi avukatların mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek yargılandığı davada ceza yağdı. "Örgüt üyeliği" ve "örgüt propagandası" suçlamaları ile verilen cezaların toplamı 150 yılı aştı.

Meltem AKYOL - İstanbul

Aralarında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da yer aldığı ÇHD üyesi 21 avukatın yargılandığı davada mesleki faaliyetleri suç gösterilen avukatlara toplam 150 yılı aşkın hapis cezası verildi. Katıldıkları basın açıklamaları, hazırladıkları raporlar nedeniyle yargılanan ÇHD üyesi 19 avukata “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla 150 yılı aşkın hapis cezası verildi. Kararın okunmasının ardından mahkeme heyetine tepki gösteren avukatlar salondan “Ebru Timtik ölümsüzdür” sloganları ile çıkarıldı.

AVUKATLARIN 10 YILDIR YARGILANDIĞI DAVADA KARAR AÇIKLANDI

Karar duruşması beş gündür devam eden duruşmada mahkeme, avukatlara ceza yağdırdı. Zeki Rüzgar ve Günay Dağ açısından ayrılma kararı veren heyet, adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda hayatını kaybeden Ebru Timtik yönünden ise düşme kararı verdi.

Mahkemenin ceza verdiği avukatlar hakkında hükümleri şöyle oldu:

Selçuk Kozağaçlı’ya “Örgüt üyesi olmak” suçundan verilen 8 yıllık hapis cezası yarı oranında arttırılarak 12 yıla çıkarıldı. Kozağaçlı’ya “örgüt propagandası yapmak” suçundan da 1 hapis cezası verildi.

Barkın Timtik’e “örgüt üyesi olmak” suçundan verilen 8 yıllık hapis cezası yarı oranında arttırılarak 12 yıla çıkarıldı. Timtik’e “örgüt propagandası yapmak” suçundan altı kez birer yıl olmak üzere 6 yıl, ayrıca “görevi yaptırmamak üzere direnmek” suçundan 12 ay hapis cezası verildi. Ayrıca Timtik hakkında daha önce “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla verilen 1 yıllık hapis cezasının da hükmün açıklanması geri bırakılması kararı bozuldu.

Oya Aslan’a “örgüt üyesi olmak” suçundan verilen 7 yıllık hapis cezası yarı oranında arttırılarak 10 yıl 6 aya çıkarıldı. Ayrıca Aslan’a “örgüt propagandası yapmak” suçundan altı kez birer yıl olmak üzere 6 yıl hapis cezası verildi.

Dosya kapsamında tutuklu olan Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Oya Aslan’ın tutukluluğunun devamına karar verildi.

Özgür Yılmaz hakkında “örgüt propagandası yapmak” suçundan 1 yıl hapis cezası verildi. Yılmaz, 2017’de açılan ikinci davada “örgüt üyesi olmak” suçundan 13,5 yıl hapis cezası almış ve cezası kesinleşmişti. Bu nedenle bu dosya kapsamında “örgüt üyesi olmak” suçundan cezalandırılması talebi de reddedildi.

Betül Vangölü Kozağaçlı “örgüt üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Betül Vangölü Kozağaçlı’ya ayrıca “örgüt propagandası yapmak” suçundan iki kez 10’ar ay hapis cezası verildi.

Güray Dağ, Efkan Bolaç, Serhan Arıkanoğlu, Mümin Özgür Gider, Metin Narin, Sevgi Özer Sönmez, Alper Tunga Saral, Rahim Yılmaz ve Selda Kaya Yılmaz’a “örgüt üyesi olmak” suçundan her birine ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Taylan Tanay’a “örgüt üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Tanay’a ayrıca “örgüt propagandası yapmak” suçundan da beşer kez 10’ar ay hapis cezası verildi.

Gülvin Aydın’a “örgüt üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Aydın’a ayrıca “örgüt propagandası yapmak” suçundan 10 ay hapis cezası verildi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Şükriye Erden’e “örgüt propagandası yapmak” suçundan dört kez 10’ar ay hapis cezası verildi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Naciye Demir’e “örgüt propagandası yapmak” suçundan beş kez 10’ar ay hapis cezası verildi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Güçlü Sevimli’ye “örgüt propagandası yapmak” suçundan 10 ay hapis cezası verildi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

KARARA TEPKİ YÜKSELDİ: "BU İŞ BÖYLE BİTMEZ"

Kararın ardından salondan alkışlı tepki yükseldi. Kararın kabul edilemez olduğunu söyleyen Selçuk Kozağaçlı, “Asla kabul etmiyoruz. Devrimci avukatlar teslim alınamaz. Ebru Timtik ölümsüzdür” dedi.

Tutuklu avukatlar alkışlar ve “Ebru Timtik ölümsüzdür” sloganları eşliğinde salondan çıkarıldı. Karara tepki gösteren avukatlar “Biz 10 yıldır buradayız, meslektaşlarımızı savunuyoruz; sizin arkanızda kimse olmayacak. Biz adalet sisteminizi yargıladık, siz sahte delilleri savundunuz, bu iş böyle bitmez” dedi.

KARAR DURUŞMASINDA SON GÜN | "KARAR SAHTE DELİLER ÜZERİNE KURULDU"

Silivri Hapishane Kampüsü duruşma salonunda görülen duruşmada tutuklu yargılanan avukatlar ile İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç ve çok sayıda avukat hazır bulundu.

HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Cumartesi İnsanlarından İkbal Eren’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin takip ettiği duruşma salonunda çok sayıda jandarmanın bulunması dikkat çekti.

TUTUKLU SANIKLAR ALKIŞLARLA KARŞILANDI: HEPİMİZ İYİYİZ

Bu dosyadan tutuklu olan avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Oya Aslan ile başka bir dosyadan tutuklu olan Avukat Özgür Yılmaz salona alkışlar eşliğinde getirildi. Kozaçağlı salona girerken izleyici sıralarına dönerek, “hepimiz iyiyiz, merak etmeyin” dedi.

AVUKAT: JANDARMA GÖREVLİLERİNİ ÇIKARIN…

Duruşma başlamadan bir avukat söz aldı ve “Dışarıda kimliklerini bilmediğimiz bir sürü silahlı insan var, insanların girmesine izin verilmiyor. Avukatlar içeri giremiyor. Bu saygısız bir tavır, buna son verin. İçeride silahlı insanlar, kasklı insanlar var. Eğer bu talimatı siz verdiyseniz bu talimatı geri almadan yargılamaya başlayamayız” dedi. Mahkeme başkanı buna karşın “Düzenimiz budur, oturun başlayalım” duruşmayı dedi.

Avukatın içerideki silahlı, kasklı güvenlik güçlerinin dışarı çıkarılmasını talep eden avukata “Onlar güvenlik gerekçesi ile burada, tabancalarında mermi yok” yanıtını verdi.

İTİRAZLAR ÜZERİNE AVUKATLAR SAVUNMAYA BAŞLADI, JANDARMALARIN BİR KISMI DIŞARI ÇIKARILDI

Mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan, dördüncü gün oturumunda savunma yapacak avukat sayısını 5 ile sınırlamış ve avukatlara başka söz vermeyeceğini açıklamıştı. Duruşma başlarken mahkeme başkanı bunu hatırlattı ve bütün avukatlar adına savunma yapıldığını iddia etti: “Sanıklar müdafilerine söz verirken ısrarla sordum. Tüm sanıklar adına mı konuşuyorsunuz dedim, ‘evet’ dediler. Hiç müdahale etmedim, gayet güzel konuştular. Daha sonra bir avukat çıkıp ‘20 avukat daha konuşacak’ dedi, böyle olmaz. Şimdi son sözleri sorup hükmü açıklamak istiyorum.”

Mahkeme başkanına itiraz eden Avukat Burak Yılmaz, dosyada yargılanan her avukatın kendi müdafisi olduğunu hatırlattı ve “Dün boşaltın dediniz, bereket buradaki, jandarma aklıselim davrandı da bir sorun çıkmadı. Ama bugün gerginlik var. Her yerde jandarma var, normalin çok üstünde bir sayı. Evet karar hazır ama o kararı bellekte takıp karar vermek istemezsiniz. Bunu anlıyoruz ama biz müvekkillerimizi savunmak istiyoruz. Ama daha biz müvekkillerimiz için savunma yapmadık ki son sözlerini alıyoruz diyorsunuz” diye konuştu.

Bunun üzerine mahkeme başkanı 13 avukatın dinleneceğini söyledi, salonda bulunan jandarmaları bir kısmı da dışarı çıkarıldı.

Ardından Avukat Murat Yılmaz, Betül Vangölü Kozaçağlı adına savunma yaptı. Müvekkili ile ilgili dosyada elle tutulur tek bir delil olmadığını söyledi, beraat talep etti.

ÖRGÜTÜ ÖRÜMCEK ADAMLA MI YÖNETECEKLER?

Güçlü Sevimli’nin müdafi olarak söz alan Ali Şafak, yargılamada ana delil olarak kullanılan Hollanda-Belçika belgelerine dair yapılan beyanları hatırlattı ve şunları söyledi: "Dün meslektaşlarım dijitalde ne olmadığını anlattı, ben de size dijitalde ne çıktığını anlatayım. İçinden Spider Man (Örümcek Adam) filmi çıktı, örgütü örümcek adam ile mi yönetecekmiş bu adamlar? Batman olsa yine neyse…”

Sözleri salonda gülüşmelere neden olan Şafak şöyle devam etti: “Delil yok, burada yargılanan avukatlık pratiğidir. O gün ‘FETÖ’cüler vardı, bugün Sülücüler var.  Suçlamalara delil yok, müvekkilimin tüm suçlar yönünden beraatını talep ediyorum.”

Oya Aslan müdafi olarak söz alan Avukat Uğur Keşküş ise şunları söyledi: “40 tane tanık yazmışsınız, dörtte birini savcılık tek başına dinlemiş, savcı da cımbızlaya cımbızlaya iddianameye almış. Talimat ile dinlenen tanığa bakın, olay sıralamasını inceleyince o tarihte Oya'nın 17 yaşında olduğu ortaya çıkıyor. Alın size tanık. Diğer tanık bir başka dosyadaki ifadesinde demiş ki işkence ve tehdit altında ifade verdim diyor, alsanıza dosyanıza bunu da.”

MÜTALAADAN ALINTI YAPTI: ‘YUKARIDA ANLATILDIĞI ÜZERE’ DENİYOR, YUKARISI YOK…

Güray Dağ müdafi olarak söz alan Avukat Şiar Rişvanoğlu, mütalaada yer alan "...yukarıda anlatıldığı üzere örgüt üyesi oldukları..." cümlesini hatırlattı, "Savcıya soru soracağım, cevap vermeyebilir. Siz sayın heyet de sormalıydınız. Mütalaada ‘yukarı’da diyor ya… Yukarısında yazı yok. Zahmet edip kes yapıştır bile yapmamış, fezlekeden kes yapıştır bile yapamamış” ifadelerini kullandı.

Rişvanoğlu, “İddianame diye önümüze konan şey olsa olsa fezlekename ya da komploname olabilir. Bakın Bu Hollanda Belçika belgeleri dediğiniz şeyler mesela. Kaç gündür anlatılıyor, bu belgeler olsa olsa küçüklüğümüzdeki tekerleme kadar kıymeti var: "İsveç, Norveç, Danimarka; Belçika Belçika Hollanda". Bu belgeler bundan başka şey anlatamaz, anlatmıyor” dedi.

ALMANYA’DA BULUNDU DEMİŞSİNİZ, HİÇ ÇIKMADI

Metin Narin müdafi olarak söz alan Avukat Nesrin Öztürk, delilerin sahte olduğunu hatırlatarak beraat talep ederken, Selda Kaya müdafi olarak söz alan Avukat Hüseyin İnan İzmirlioğlu ise Kaya’ya yöneltilen suçlamaları hatırlattı, “Müvekkile Halkın Hukuk Bürosu'nda çalıştığı iddiası yöneltilmiş. Müvekkilim bundan gurur duyardı. Ancak bunu bile araştırıp öğrenememişsiniz, hiç orada çalışmamış. Almanya'da bulundu demişsiniz, bulunmadı orada. 'Mutlaka ceza vereceğiz' diyorsunuz, anlıyoruz. Bari iddialarınızı düzgün yazın. En azından bulunduğu yerlerde itham edin” dedi.

Serhat Arıkanoğlu’nun müdafi olarak söz alan Fatma Ceren Arıkanoğlu, babasını savunacağını söyledi. Babasının hak savunuculuğu mücadelesi veren Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi olduğu için yargılandığını belirten Arıkanoğlu, beraat talep etti.

AVRUPALI HUKUKÇULAR: İZLEDİK BİLİYORUZ, ADİL YARGILANMA HAKKI İHLAL EDİLDİ

Adil yargılanma talebiyle başladığı ölüm orucunda hayatını kaybeden Avukat Ebru Timtik’in müdafisi olarak söz alan Avukat Çiğdem Akbulut, Ebru Timtik'in hayatını kaybettiği için düşme kararı verileceğini söyledi ve ekledi: “Ama size bu duruşma için kısaca söyleyelim, şunu bilin ki her yerde Ebru'nun mücadelesini anlatmaya devam edeceğiz” dedi.

Akbulut ardından duruşma salonunda olan Avrupalı hukukçuların mesajını paylaştı: “Bugün burada 8 farklı ülkeden 60 avukatız. Bu dava, Türkiye'de avukatlara yöneltilen büyük saldırının bir görüntüsü. İzledik ve biliyoruz ki, adil yargılanma hakları ihlal edildi.”

AVUKATLARDAN SON SÖZLER: BU DOSYA EBRU’NUN 30 KİLOLUK BEDENİNİN ALTINDA KALDI

Verilen aranın ardından dosyada sanık olarak yargılanan avukatların son sözlerine geçildi. Yargılama boyunca kendilerini savunan avukatlar ile ailelerine teşekkür eden avukatların son sözleri şöyle:

Selçuk Kozağaçlı: Bunun zor olduğunu bilirim, 5 gündür buradalar, sadece dayanışma için burada olan tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. Tek bir şey söyleyeceğim size. 10 yıldır bu dijital belgeler ortaya çıkmamıştı. Verdiniz, inceledik: Şunu artık biliyorsunuz, bize yönelttiğiniz hiçbir iddia bu dijitallerde yokmuş. Artık biliyorsunuz ve bunu bilerek karar vereceksiniz. 10 yıllık komplonun yükü sizde. Bunu bilerek karar verin. Biz asla bu tür davalarla, komplolarla, taviz vermeyiz. Biz iyi ve güzel olanı temsil ediyoruz. Gerçekler ısrarcıdır, mademki bir kere ortaya çıktı o da kendi izini sürecektir. Biz avukatız, bu mücadeleyi mutlaka biz kazanacağız.

Oya Aslan: Yargı sopasının fotoğrafı işte bu görüntü. Meslektaşlarımız savunmalarını yapamadı. Bu davanın mührü olarak duracak orada. Kemal Özer’den bir alıntı ile bitireyim:

“Umutsuzluğa düşmedik hiçbir zaman

Yenildiğimiz oldu ama umutsuzluğa hiç düşmedik…

...ne bizimle başladı, ne kesilip kalacak bizden sonra

kavradık durdurulmaz yapan nedir bu akışı…”

Bu davada son sözü Ebru (Timtik) söyledi. Benim de son sözüm budur…

Barkın Timtik: Benim de son sözlerim teşekkürden ibaret olacak. Burada bulunan tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim. Benim annem-babam yok. Teyzem ve dayıma teşekkür ederim.

Benim açımdan bu dosya 27 Ağustos 2020 günü kapandı. Ebru, bildiğim kadarıyla gittiğinde 30 kiloydu. Onun bedeninin altında kaldı bu dosya.

Özgür Yılmaz: Hayatımda ilk defa hukuki savunma yapacaktım, ama yapamadım. Hayat beni doğruladı, siyasi savunma yapmak gerekiyor. Benim hakkımda özgeçmiş raporu var deniyor, ama harddiskte yok yok yok. Hollanda-Belçika belgeleri dediğiniz belgelerde hiçbir şey yok yok.

50 yaşına geldim, yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Özgür bir vatan için, adalet için, sosyalizm için her zaman mücadele edeceğim. Son sözüm Ebru’ya ve halkımıza olsun: Haklıyız, kazanacağız.

Serhan Arıkanoğlu: Çocuklar babalarını savunmak zorunda kalmasın diye heyetinizden adil bir karar bekliyorum.

Güray Dağ: 21 yıldır avukatlık yapıyorum, avukatlığı sadece profesyonel bir meslek olarak görmedim. Nerede bir hak mücadelesi var, bir parçası olmak için Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi oldum. Yaptığım hiçbir şey suç değildir.

Güçlü Sevimli: 10 yıldır bu davada dosyayı takip eden avukatlara ve herkese teşekkür ederim.

Betül Vangölü Kozağaçlı: Buraya son sözümüzü söylemek üzere çıktık, ben daha önce dedim ki bu dosyanın gereği daha en başından düşünüldü, bugün yüzümüze okundu. Olmayan deliller üzerinden hüküm kurulacak. Bu son söz son söz değil. Bu adil yargılanma hakkının ihlali.

22 tane avukatı yargıladınız, 10 yıl boyunca yüzlerce avukat, halk, uluslararası hukuk örgütü izledi. Bu bizim tarihimiz kadar sizin de tarihiniz olacak. Bu hukuksal anlamda bir son söz değildir.

 

Ben iki önce dedim ki Ebru gitti, bir tel koptu ve ahenk değişti. Ama onun arkamızdan gelen gençleri ne kadar sevdiğini o kadar iyi biliyorum ki. Ve burada genç arkadaşlarımız yaptılar savunmalarda o ahengin devam edeceğini gösterdiler. Sözüm bundan ibaret.

10 YILLIK ÇHD DAVASINDA NELER YAŞANDI?

10. yılına yaklaşan ÇHD’li avukatlara yönelik yargılamada ilk dava 2013 yılında başladı. 20 avukatın sanık olarak yer aldığı İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan dosyayı hazırlayanlar 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminden sonra ihraç edilen, tutuklanan ya da firar eden savcı ve emniyet görevlileri idi. Avukatların yargılaması sürerken 2017’de ikinci bir dava daha geldi. İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi görülen davada deliller aynı idi. Bu kez dava açılan avukat sayısı 22’ydi ve bunların 14’ü tutuklu yargılanıyordu. Dahası görülen davada sanık olarak yer alan bazı avukatlar ilk davada da sanıktı. İkinci davada yargılama bir yıl sonra başladığında, avukatlar da bir yıldır tutukluydu.

5 gün süren duruşmada mahkeme heyeti oy birliğiyle tahliye kararı verdi. Aynı gece savcı karara itiraz etti ve tahliye edilen avukatlar hakkında aradan 24 saat geçmeden tekrar tutuklama kararı verildi. Tahliye veren hâkim de başka bir mahkemeye gönderildi. Mahkeme başkanlığına da hâkim Akın Gürlek getirildi. Gürlek, avukatlar hakkında iddialarda bulunarak tutuklanmalarını sağlayan tanık Berk Ercan’ı soruşturma aşamasında tutuklayıp yargılama aşamasında da tahliye etmişti.

Pek çok usulsüzlüğün yaşandığı yargılama sürecinin karar duruşmasında avukatlara dava açılmasında kilit rol oynayan ve ‘silahlı yağma’, ‘bıçaklı saldırı’ gibi suçlardan hükümlü olan gizli tanık İ.Ö.’nün 141 ayrı davanın gizli tanığı olduğu ortaya çıktı. Öyle ki İ.Ö. o duruşmada ‘Ben çok mahkemede tanığım, bu hangi mahkeme bilmiyorum’ bile diyebildi.

Tutuklu avukatların ve müdafilerinin katılmadığı 20 Mart 2019 tarihli duruşmada kararı açıklayan mahkeme 18 avukata toplamda 159 yıldan fazla ceza verdi. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Eylül 2020’de 14 avukat yönünden mahkûmiyet kararını onadı, avukatlar Barkın Timtik, Selçuk Kozağaçlı ve Ezgi Çakır yönünden ise bozma kararı verdi.

Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik’in İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla yargılandığını, 2017’deki dosyada ise ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığını anımsatan Yargıtay, dosyaların birleştirilerek değerlendirilmesine hükmetti. Böylece yargılama ilk dosyada birleşti.

Dava kapsamında tutuklu yargılanan Avukat Ebru Timtik ise adil yargılanma talebiyle başladığı ölüm orucunun 238. gününde hayatını kaybetmişti.

SAHTE DELİLLERLE HÜKME GİDİYOR

2013’te yapılan operasyon sonrası başlayan davada 15 Kasım 2021'de mütalaa sunuldu. Mütalaada savcı, yargılanan tüm avukatların “terör örgütü yöneticiliği”, “terör örgütü üyeliği” ya da “terör örgütü "örgüt propagandası"sı” suçlarından cezalandırılmasını talep etti.

Dosyada cezalandırılması istenen avukatların isimleri şöyle: Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Oya Aslan, Taylan Tanay, Günay Dağ, Betül Vangölü Kozağaçlı, Güçlü Sevimli, Gülvin Aydın, Güray Dağ, Efkan Bolaç, Serhan Arıkanoğlu, Mümin Özgür Gider, Metin Narin, Sevgi (Özer) Sönmez, Alper Tunga Saral, Rahim Yılmaz ve Selda (Kaya) Yılmaz, Naciye Demir, Özgür Yılmaz, Şükriye Erden.

Avukatlara yönelen suçlamaların dayanağı olarak ise takip ettikleri davalar, müvekkilleri ve mesleki faaliyetleri, hapishane ziyaretleri gösterildi. Suçlamaların delili ise itirafçı tanık ve gizli tanık beyanları ile 2004-2006 yılları arasında Hollanda ve Belçika’dan Türkiye’ye getirildiği söylenen ‘örgütsel dokümanlar’dı.

Davanın en önemli dayanağı kabul edilen ve yıllardır ulaşılamayan Hollanda-Belçika belgelerine geçtiğimiz ocak ayında mahkemeye ulaşmıştı. Mahkeme başkanının 25 Ocak 2007’den bu yana hiç açılmadığı söylediği belgeler incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Söz konusu belgelerle ilgili rapor ise eylül ayında görülen duruşmasında dava dosyasına girmişti. Rapora göre, CD ve DVD’lerin herhangi bir müdahaleye uğrayıp uğramadığı araştırılmadı. Mahkeme, dosyaya gelen ATK raporunun yeterli olduğunu söyleyerek avukatların süre taleplerini de reddetti.

1 Nisan 2004'te Hollanda ve Belçika ülkelerinde yapılan uluslararası operasyonda ele geçirildiği belirtilen dijitaller, 2007 yılında dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in imzasıyla adli emanete alınmıştı. Akyürek şu anda, Gülen yapılanması üyeliği, resmi evrakta sahtecilik ve resmi belgeyi yok etme suçlarından hükümlü.

Davanın 11 Kasım’da görülen duruşmasında ise 6 harddisk, 3 DVD ve 1 CD olarak alınan belgeler, Ramazan Akyürek tarafından savcılık makamlarına teslim edilirken 6 harddisk, 3 DVD ve 2 CD oluverdi.

Avukatlar son konusu dijitallerin içerisinde Spiderman, Leon gibi popüler filmler, Ahmet Kaya, Burhan Berken gibi sanatçıların şarkıları da yer alıyor. 1 Nisan 2004'te ele geçirildiği belirtilen dijitallerin içinde, ele geçirilmesinden 22 gün sonra 23 Nisan 2004'te vizyona giren Kill Bill: Volume 2 filminin yer alıyor olmasına dikkat çekti.

Öte yandan mahkeme sanık avukatlarının tahrifat incelemesi yapılması talebini, “Başka dosyada sahtecilik ve kumpas işlerine bulaşmış olmaları, bu dosyada da yaptıkları anlamına gelmez, bu dosyaya özel inceleme yapmak gerekir” diyerek reddetmişti.

https://www.evrensel.net/

Hits: 4225