MHP lideri Bahçeli’nin "çocukların cinsel istismarı" ile "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak" suçları için istediği idam cezası önerisi hem uluslararası hem de iç hukukta yeni soruları beraberinde getirdi.
Türkiye’de 2004’te kaldırılan idam cezasının yeniden getirilmesinin hukuken mümkün olmadığına vurgu yapan hukukçular, “Gelirse de Türkiye medeni hukuktan, Batı dünyasından tamamen kopar” uyarısı yapıyor. Bu uyarının ne anlama geldiğini, idam cezasının Türkiye’deki çerçevesini hukukçu ve muhalefet partilerinin görüşleriyle 4 soruda derledik.
“Avrupa Konseyi protokolleri hukuken bağlayıcı”
Türkiye’yi idam cezasında ilk olarak uluslararası hukuk bağlıyor. Türkiye idam cezasını Avrupa Konseyi’nin hukuki açıdan bağlayıcılığı olan protokollerini imzalayarak kaldırdı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ek olan ve idam cezasının savaş halleri dışında kaldırılmasını öngören 6 numaralı protokolü 2003’te imzalandı ve yürürlüğe girdi. İdam cezasını savaş ve yakın savaş tehdidi dahil her koşulda kaldıran 13 numaralı protokol ise 2004’te imzalandı, 2006’da yürürlüğe kondu.
Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu’na göre Türkiye idam cezasını kaldırarak 1949’dan beri üyesi olduğu Avrupa Konseyi hukuk ilkelerine bağlanmış oldu. Türkiye’nin ölüm cezasını yeniden ceza kanununa eklemek ve uygulamak için öncelikle bu protokollerden imzasını çekmesi gerektiğini söyleyen Kaboğlu DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Eğer böyle olursa da, Türkiye Avrupa Konseyi’nden çıkar. Medeni hukuktan, Batı dünyasından tamamen kopar. Bu da sonuç olarak Türkiye’nin yaklaşık 75 yıldır insan hakları alanında uluslararası toplum önündeki kazanımlarını ortadan kaldırır” ifadelerini kullandı.
2- Avrupa Konseyi’nden çıkmanın sonuçları ne olur?
Profesör Kaboğlu, Türkiye’nin Batı dünyasıyla hiçbir hukuki konuda işbirliği yapamayacağını söyledi. Türkiye’de 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimini hatırlatan Kaboğlu, “15 Temmuz öncesinde ve sonrasında yurt dışına kaçan kişilerin iadesi hiçbir şekilde istenemez. Çünkü idam cezasının olduğu bir ülkeyle geri iade koşulları hukuken işlemez” dedi.
Eski cumhuriyet savcılarından Ömer Faruk Eminağaoğlu, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkmasını “çağdaş hukuktan uzaklaşmakla” eş tutuyor. Eminağaoğlu DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Türkiye adil yargılama-yargılanma hakkı başta olmak üzere tüm evrensel hukuk kurallarını çiğneyeceğini ilan etmiş olur. Ortaçağ hukukuna yelken açar” değerlendirmesi yaptı.
“Anayasayı değiştirecek çoğunlukları yok”
3- İdam cezasını getirmek isteyen Türkiye’nin iç hukukta neler yapması gerekir, sonuçları ne olur?
Profesör Kaboğlu, Türkiye’nin idam cezasını getirmek için Avrupa Konseyi protokollerinden çekildikten sonra anayasa değişikliğine gitmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Ancak anayasa değişikliğinin mecliste kabul edilmesi için 400, referanduma götürülebilmesi için de mecliste 360 oyun bulunması gerekiyor. AKP’nin mecliste 291, MHP’nin de 37 sandalyesi olduğunu hatırlatan Avukat Turgut Kazan, iktidardaki AKP ve MHP ortaklığından kurulu Cumhur İttifakı’nın bu aritmetikle anayasa değişikliğini gerçekleştiremeyeceğini söylüyor.
DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Kendi çoğunlukları anayasa değişikliği için yeterli değil. Muhalefet cephesi tümüyle idam cezasının geri gelmesini istemiyor. Erdoğan her durumda referanduma gitmek istemez” diyen Kazan, “Referandumu zorlarlarsa felaket olur. Karanlık bir döneme girilir. Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a uygularlarsa hiç şaşırmam. Ülke darbe hukukuyla yönetilmek isteniyor olabilir ama buna hukuk hiç izin vermez” ifadelerini kullandı.
Muhalefet: Gündem çarpıtma
4 – MHP lideri Devlet Bahçeli’nin idam istemesine Cumhur İttifakı ortağı AKP ve muhalefet partilerinin temsilcileri nasıl bakıyor?
Bahçeli’nin idam isteğinden sonra AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, halkın idam cezasının getirilmesi konusunda talebi olması halinde parlamentoda bunun gereğini yapmak durumunda olduklarını söyledi.
AKP Grup Başkanı Naci Bostancı ise son idam cezasının 12 Eylül’de uygulandığını hatırlatarak, “Partilerarası mutabakatla kaldırıldı, tekrar konuşabilmek için toplumda ve parlamentoda çok yüksek bir mutabakat gerekir, böyle bir mutabakat olmaksızın adım atmak doğru olmaz” sözleriyle AKP içinde tartışmalar olduğuna işaret etti. MHP’li vekiller ise “Bizim oyumuz yetmiyor. Konsensus aranmalı” demekle yetiniyor.
Muhalefet cephesi ise iktidarın son dönemde “gündem çarpıtma”ya çalıştığını, bunun için idam cezasını da kullandığını düşünüyor. CHP Sözcüsü Faik Öztrak “Biz idam cezasına karşıyız. İdam cezası gelirse, yurt dışındaki Fetö elemanları gelemez. Avrupa’yla ilişkiler kopar” derken, İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada “Bu kurgu, bu gündem değiştirmenin içinde olmak istemiyoruz. Türkiye’nin gündemi idam değil” şeklinde konuştu. HDP’liler de “Türkiye’de darbeye karşı çıkanların darbeci yöntemler ortaya atması kabul edilemez” eleştirileri getiriyor.
Hilal Köylü / Ankara
©Deutsche Welle Türkçe