Netekim Öldü
Halit Çelenk Yaşıyor
Netekim öldü…
Bazıları “Geberdi!” diyor. O da olur…
Bazıları “Hesabını göremedik tam. Azıcık daha yaşasaydı! ” diyor. O da olur…
Ama Kenan Evren’in ölümü sonrasında bazı şeyleri hatırlamadan olmaz. Bazı şeyleri eksik bırakarak hesap sorulmaz…
Demem şudur…
Kenan Evren bağlı olduğu ezen sınıfın, patronların, emperyalistlerin bir aktörü olarak görevini yerine getirdi. Çok iyi çalıştılar. Faşist çeteleriyle, akıttıkları paralarla, gericileri, sola, sosyalistlere karşı palazlandırmalarıyla, işkence haneleri ile hiç durmadan çalıştılar. Bakmayın siz şimdi cenaze namazına bazı yetiştirmelerinin gideceğiz diyememesine. Yine olsa yine yaparlar. Yapıyorlar netekim…
Bu kısımda fazla söze hiç gerek yok. İktidardaki sınıf, iktidarını tam da böyle koruyor. İktidar sallanmaya bir görsün “Başlarım demokrasiye” diyerek, önce kendi hukukunu çiğniyor. Ve devamında gelenek olarak kendi hukukunu yaratıyor… Hesaplaşma bizim ülkelerde biraz keskin yaşanıyor…
Kenan Evren’in ölümü sonrasında gerek o dönemleri görmüş ama boyun eğmemiş, susmamış ve bildiği kavgayı devam ettirmiş gerekse o dönemlerde yaşamamış ama bakiyesi beynine otomatikman enjekte edilmesine rağmen panzehirini bulmuş kuşakların kaçı “Bu dünyadan bir Kenan Evren geçti” diyebilir?
Demem o…
Geçmediler, ölmediler, köhneler ama henüz yıkılmadılar…
Soma’da can aldılar. Reyhanlı’yı kana buladılar. Roboski’de hiç acımadılar… Kadınların sırtına saplanmış bıçağın kabzası ellerinde. İdam etmek için yaşını büyüttükleri Erdal Eren’imize, Berkin’leri, Nihat’ları, Ceylan’ları eklediler çok büyük bir hızla. O kadar uzatabiliriz ki bu listeyi.
Değiştirmedikçe bunlar da değişmeyecek. Tarihin akan tüm sayfaları artık yıl yıl değil gün gün bunu göstermiyor mu?
Kenan’dan sonra, Tayyip, Tayyip’ten sonra Ahmet, Ahmet’ten sonra Mehmet… Bizler için halk düşmanlarından biri daha ölmüş olacak. Görevlerini yerine getirmiş halk düşmanları…
Peki ya bizler, biz halkın dostları, onun parçası, emekçi halka karşı sorumluluğumuza kıskançlıkla sahip çıkan hukukçular?
Köhneleşmiş sistemin zeten zayıf bacaklarına vuruyoruz. Daha güçlü vurmalıyız. Çıtayı biraz daha yükseltmenin sırası şimdi değil de ne zaman?
Birkaç soru ya da örnekle açıklayayım.
Çağlayan Adliyesi’nde hukukçuların darp edilmesinin ardından “nazik süreç” açıklaması yapmak yerine binlerce hukukçuyu sokağa çıkmaya davet edemeyen bir baro karşısında halen “Kaledir kale” diyeniniz olur mu?
YARSAV ve Yargıçlar Sendikası’nın büyük emeği ile örgütlenen Türkiye Adaletini Arıyor mitinglerinde sırf savcı ve hakim ile avukatı karşı karşıya getiren açıklamalara naçizane eleştirileni sunan aynı kurumlara tepeden bakan meslek örgütlerimizi sorgulamayacak mıyız?
“Hukuk bitti” demeyen Türkiye’de beş on kişiden birinin içinde olmadığımız malum. Peki başlaması gereken hukuka ne kadar emek veriyoruz? Buna ne kadar cesaretimiz var?
Bugün köhneleşmiş bacaklara vurmak, ona karşı çıkmak kadar, uzaklarda kendini gizlemiş ve o bacaklara en büyük desteği sunan ayakları görme zamanı gelmedi mi?
Kenan Evren öldü.
Halit Çelenk’ler ise yaşıyor.
Bir hafta önce dağıtılan Halit Çelenk hukuk ödülleri töreninde ödüle layık görülen eser ya da çalışmalar halkın maruz bırakıldığı saldırılara karşı hukuk savunması niteliğindeydi. Arkadaşlarımızın emeklerine ne kadar teşekkür etsek az.
Yeni Kenan Evren’lerin yetişememesi için yeni Halit Çelenk’leri çoğaltacağız.
Bu da Halit Çelenk’e verilmiş en büyük söz ve ödül olsun. Netekim’in de ruhuna bizden en iyi beddua…
Son olarak,
Eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin derince kazın kuyusun, inim inim inilesin…
Aysel Tekerek