Hayata hangi 'değerler' gerek!
Sosyal nesne kimliklerimiz; "Hiç olmaktan" iyi midir.
Küresel dünyanın egemenci ortamında; İçgüdü ve bilinçaltlarınız dönüştürülür; getirdiklerinizin pek azını kullanabilirsiniz! Nasıl biçim alacağınıza onlar karar verir.
Aileden seçilen rol modelden yansıyanımızın; sosyal pozisyonuna önem veririz.
Kişisel gelişim v.s. yürüyecek yollarımız için önce; 'boş zaman' bulmak gerekir.
Düzen ve rutinlere eklenerek hayatın içine girer; özdeşleşiriz.
İtirazlarımızla oluşan değer ve biçimlerin sahiciliklerinde gönüllü roller alırız!
Duygu ve deneyimlerimizi yükleyeceğimiz ütopyaların konforlu hayatlarına da "bize yapıldığı gibi" ön açarız.
Ailede hoşgörü güvenliği ve egemen söylemin zorunda oluşan gerçekliğin "ceza ve mükafat" mantığına inanmak gerekir.
Böylesi alanın yanılsaması içinde içtenliği ve değişimi gerçekliği ve olağanlığına alışır insan! İşimiz buraya kadar işte!
Düzensizde 'Düzen Mülkiyeti'
Sınıflı toplum düzenine oyunu kuran kültüre 'eli boş varoluşlarımızla' gelir, teslim alınırız! Sömürü adaleti ve aklının ateşli savunucuları haline dönüştürülmemiz sistemin fıtratında var!
Özgürlüklerimizi kaybettik! Suçu başka yerde aramak nafile. Mağdurduk, mecburduk; talep eden bizdik ve suçluyuz. Bumerang etkisi.
Kendin yapar ve kendini bulursun. Hayat böyledir. Hay ben ağzıma s.çayım!
Küresel kültür 'tıkır tıkır' işliyor
Ortaklığımızı gözeten güç dengeleri; "Sömürü ekonomisini" koruma altına almış.
Mustafa Çebi