Anadolu halkı, 21 YY da Mustafa Kemal’i terk etti. Anadolu şimdi, iskeleden ipi kopmuş bir gemi gibi nereye gideceği belli olmayan bir yola yöneldi. Ülkemiz etnik ve mezhep temelli dört gruba bölündü. Halkın %95 i bu gruplara oy vermeye zorlandı. Sünnici bir görüşle yönetilen bir rejime sahip olduk. Demokrasimiz, etnik ve dini temelli parti sistemine dönüştü. Öyle ki TBMM de alevi/sünni küfürleşmesini bile başlattık. Bu gelişmeler hayra alamet değil, onun için, hayrola Tayyip… demek geldi içimizden. Acaba bir alevi milletvekili Sünni bir milletvekiline küfürler sarf etse ne olurdu acaba. Sünni rejimin geldiği boyut bu, buyrun buradan yakın. 1900 lü yıllarda yeşermeye başlayan ulusalcılık hareketleri 2000 li yıllarda yok olmaya başladı. Şimdi yıldızı parlayan Sünnicilik ve Sünni temelli Kürtçülük hareketi doludizgin gidiyor. Acaba bu anlayış, Anadolu’ya ve Ortadoğu’ya barışı getirebilecek mi?
İktidarda Akparti var, diğer üç parti ise bu partinin plan ve projelerine destek vermekte ve başarılı olması için ellerinden gelen tüm desteği cilveleriyle göstermektedirler. Niçin mi? parti oligarşilerinde, saltanatları güme gitmesin diye. Millet de bu iki partinin ninnileri ile uyumakta. Görenler de sanır ki, bunlar muhalefet etmekte. Fakat kazın ayağı öyle değil. Planlar Akparti’den, projeler ise diğer üç parti tarafından uygulamaya konulmakta ve halk uyutulmakta. Ülkemiz işgal edildi de biz mi? farkında değiliz. TSK, Cumhuriyete aptal mantığı ile sahip çıkma ve sahiplenmenin cezasını çekmekte. İhtilaller TSK’dan, İşkenceler TSK dan, Faili meçhuller TSK’dan, Demokrasiyi on yılda bir sekteye uğratmak TSK dan, Halkına bk yedirmek TSK dan. Türkiye’de solu ve solculuğu, vatana ihanet ve vatan hainliği gibi halka gösterme ve ikna planları TSK’dan. Bunlardan sonra, beynin sol yanını kullanamayan bir toplum yaratılarak bunun günahı çekilmektedir. Halka sol ideoloji adına nasıl rezil bir anlayış, uygulama ve sosya-kültürel bir dünya görüşü gösterildi ki, vatanseverlik adına bir sol nefret yaratıldı ise, ondan sonra da aynı anlayış ile bir Türk imajı yaratılarak, halkın Türk’ lükten soğutulmasıyla, ümmetçiliğe yöneltildi. Doğru fikirlere sahip tüm yurtseverler, halkın nazarında dinsiz, imansız, vatan haini, solcu diye kışlanın kapısına bırakıldılar. Kendi ülkende, TSK’yı tutuklular ordusu haline getirirsen eğer, bu halk da vurdumduymaz hale gelerek kayıtsızlaşır. Buradan bir ibretlik ders dahi çıkaramazsın.
PKK sınır dışına çıkacak, peki sonra ne olacak, işin ucu açık, çık işin içinden çıkabilirsen. Bugün eli silahlı PKK yayan gidiyor diye sevinirken, yarın zırha bürünmüş PKK ya muhtaç hale gelirsin. Yine başa döner isek, şu anda iktidar olan güç, milletin gemisini açık denizlere açtı ama kendisi bile yönünü idrakten bi haber. Gidiyoruz kara günlerde ama gittiğimiz yolu biz de bilmiyoruz.
Bu gidiş iyi gidiş değil. Nasıl olmasın ki, eli silahlı bir bölücü örgüt diye diye yola çıktık, şimdi ver elini PKK barışalım dedik. Niye bir yıl önce değil, niye bir yıl sonra değil de şimdi. Ne oldu da bugün bayram diye PKK yı öptük. İşte dememiz o ki, Hayrola TAYYİP… size sözümüz bundandır. Ülkemizde barış ve kardeşlik sağlanacak ise, ülkemizde bulunan tüm toplum katmanları ile sağlanmalı, yoksa sadece AKparti ile Kürtler arasında bir barış olamaz. Olacak ise önce;
Aleviler ile Sünniler arasında,
Akpartililer ile CHP’liler arasında,
MHP’liler ile BDP’liler arasında,
Cami eşrafı ile Cemevi eşrafı arasında,
Zenginler ile Fakirler arasında,
Hakları yenmişler ile Hak vermemişler arasında,
Sadaka verenler ile Sadaka toplayanlar arasında,
Silahlı Kuvvetlerden atılanlar ile atılmayanlar arasında olsun da, ondan sonra T/ K kardeşliğine gelsin sıra. Zaten sen bunları sağlayacak iradeye, anlayışa, olgunluğa ve fedakarlığa ve anlayışa gelir isen, TÜRK/KÜRT kardeşliği için açılıma ve Akil Adamlara da gerek kalmaz. Çünkü bu açılımın mayası az yukarda sıraladığımız açılımların özüdür.
Hayrola Tayyip !, nereye gidiyorsun ? Daha ayran içecektik. Etme, yapma, kendine de yazık edersin bu topluma da yazık edersin. Hiç vakit kaybetmeden, derhal bu açılımı durdur. Bu bahar, yaz olmadan asıl açılımı yetmişbeşmilyonu düşünerek başlat ki, bak bakalım akillere gerek olacak mı? Halk senden bunu bekliyor. Başkasının değil, Anadolu halkının sesine kulak ver. Bir alevi can dostunu al, Cuma namazına götür. Bir Sünni yoldaşını al, bir ceme götür, sadaka verenin evine götür, bir Mhp liyi alda Bdp linin kongresine götür, bir TSK dan atılmış vatan hainini al, Genel Kurmay Başkanına çay içirmeye götür, bir şehit vermiş aileyi alda, bir şehitsizin evine götür, bir hakkı yenmişi al, hak vermemiş olanın evine götür.
Ondan sonra gel milli içkimiz olan ayranı hep beraber içelim...
Av. Bahattin Yavuz
Ankara, 31.05.2013
