Üniversitede okurken 1968 kuşağından “Hakkari’de Zap Suyu’na Gençlik Köprüsü yapmaya birlikte gittiğimiz” 40 arkadaşımdan biri olan Yaşar Yılmaz, İTÜ’den mezun mühendistir.
Ciddi bir çalışma yaptı.
Bütün Anadolu’yu dolaştı
Antik tiyatroları inceledi.
115 antik kentin tarihini araştırdı ve “Anadolu Antik Tiyatroları” adında bir kitap yazdı. Yaşar Yılmaz, bu kitabı yazabilmek için mecburen antik dönem kent kralıklarını (Ligya, Lidya, İyonya. Kapadokya, Psioya, Aolis gibi) inceledi.
Şu gerçeği buldu.
Ordusu zavallı olan çöküyor.
İkiye bölünüyor.
Küçülüyor.
Yaşar Yılmaz, Anadolu antik tarihinde ayrıca şu gerçeği de buldu: Orduları zavallı duruma; akçalı işlere bulaşmak yani ticaretle uğraşıp “askerliğin temeli olan savaşmaktan uzaklaşmak” getiriyor.
Xxx
Bizim ordu da zavallı oldu!
Beytüşşebap’da PKK yandaşları gösteri yürüyüşü yaparken “askeri lojmanın balkon demirine asılı Türk bayrağının ortam gerilmesin diye indirilmesi emri” çıkarttı. Oysa o günün gecesinde “bayrağı yere indirmemek” için 10 asker şehit olmuştu.
Bizim ordu bayrağı indiriyor.
Afyon’da cephaneliği patlatıyor.
Görmüşsünüzdür.
Dün bütün gazeteler aynıydı.
Sorular sıralıyorlardı:
Kaza mı? Sabotaj mı?
El bombaları fünyeli miydi?
El bombası düşünce patlar mı?
Gündüz ışığı varken gece far ışığında el bombası tasnifi mi yapıldı?
Savaşta mıyız ki, gece sayılıyor.
Cephanelikte acemi erin ne işi var?
Uzman 3 er bulunamadı mı?
Uzman 3 er yerine 50 acemi ere, 76 yıl önce Alman Ordusu’ndan hediye riskli bombalar mı tasnif ettirildi?
Xxx
Sorular günah keçisi arıyor.
Bir sorumlu bulunacak.
Patlama onun üstüne yıkılacak!
Bir ordu günün her saatinde, her koşulda bomba taşıması yapar, bomba tasnif eder. Gece de bomba nakleder, gündüz de… Karakışta da… Çöl sıcağında da… Ordular hangi şartlarda savaşıyorlarsa o şartlarda eğitim yapar, tatbikata çıkarlar. Ordular, eğitim noksanlığını, dikkatsizliği sıfıra indirler, orduya katılan erlerde “bize bir şey olmaz abi” kaderciliği varsa; bu kaderciliği sıkı eğitimle, çelik disiplinle, sürekli tatbikatla kazıyıp atarlar.
Ordular günah keçisi aramazlar.
Orduların cephanelikleri patlayınca ya da patlatılınca Su Bakanı’nı TV’lere çıkartıp “Kaza oldu… Pakistan’da da oluyor… Hindistan’da da…” diye zavallı kaderciliğe sığınmazlar. Cephaneliği patlamış bir ordunun Genel Kurmay Başkanı da “Konuşmayacağım… Hiçbir şey konuşmayacağım… Ortada her şey…” diyerek arkasını dönüp yürüyemez.
Xxx
Sorulması gereken asıl soru:
Böyle zavallı ordu olur mu?
Bayrağını indiriyor.
Cephaneliğini patlatıyor.
“Ortada her şey…” diyor.
Arkasını dönüp gidiyor.
4 Kuvvet komutanı belki istifa eder. Belki Genel Kurmay Başkanı da istifaya katılır. İstifa etmeyeceklerse; halka “PKK yandaşları ortamı germesinler diye bayrağı indirme emrinin” nasıl verildiğini ve “cephanelikte acemi erlerin ne işi olduğunu” halka açıklamaları gerekir.
KUTU
(Uyan Borusu)
Adana’da Çete!
Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın emrini dinlemeyip, seçime başka partinden girip kazanınca kendisini “çete davasından” mahkeme önünde buldu. Savunmasının özetini gönderdi: Hakkımda 4 iddia var. Bu iddialar şöyle; 1- İki şahsa ait 3 adet korsan bilboarddan para alınmayarak kamu zararına sebep olmak suçu! 2- Bir şahsın kaldırımda yürürken görüntüsünün çekilmesinden doğan özel hayatın gizliliğini ihlal etmek suçu! 3- Ruhsatsız birkaç mermi bulundurmak suçu! Böylece, 3 bilboarddan iki kişi + kaldırımda görüntü çeken bir kişi daha = etti üç, mermi de var! = ETTİ ÖRGÜT! Adanalı Hemşerilerim müsterih olsunlar, 33’ü mülkiye başmüfettişi olmak üzere 81 müfettiş 2,5 YILDIR bula bula bunları suç diye ortaya atıyor…
