Anayasa Mahkemesine Mutlaka Bir Kadın Seçilmelidir

~ 19.01.2022, Av. İbrahim Aycan ~

 


 

Geçen haftalarda Hollanda’da yeni bir hükümet kuruldu. Hollanda kabinesindeki 28 bakandan 14'ü kadın üyelerden oluştu. İşin ilginç yanı yeni hükümette iki Türkiye asıllı kadın bakan görev alacak. Dünya, erkek ya da kadın olsun insan olmanın eşit yurttaşlık temelinde yeterli olduğuna doğru yürürken bizim ülkemizde işler nasıl yürüyor?

 

Türkiye’de Anayasa Mahkemesinde başkan, başkan vekili ve üyelerden oluşan heyette bir (sayıyla: 1) tane bile kadın yer almıyor. Cumhurbaşkanlığı kabinesinde bile utanma belasına, göstermelik de olsa bir kadın bakan bulunurken, laik, cumhuriyetçi ve modern görünümlü Barolar Birliğinde yapılan seçimde oy kullanan baro başkanları hiçbir üyesi kadın olmayan AYM’ye ortak kararla bir kadın aday gösterme iradesini sergileyemediler.  

 

Tüm Baro Başkanlarına açıkça sesleniyorum: Yarın, kadınlara seçme ve seçilme haklarının verildiği günlerde; sakın ola ki, web sitenizden yahut sosyal medya hesaplarınızdan bu günleri kutlama mesajları yayınlamayınız! Bu günleri kutlamaya sizlerin hakkı yoktur! 

 

Ortaya çıkan sonuçtan cumhurcu baro başkanları dâhil olmak üzere tüm baro başkanları kendilerini sorumlu tutmalı, gerekirse tüm adayları geri çekip yeniden seçim yapmalıdırlar. Bu bir tercih değil, zorunluluktur.

 

Türkiye modernleşme tarihinin yüzkarası olarak nitelenen sonuç tüm herkesi rahatsız etmeli, hiçbir baro başkanının uykusu tutmamalıdır.

 

Baro başkanları, tek bir kadın üyesi kalmayan Anayasa Mahkemesine TBMM tarafından yapılacak seçim onucunda mutlaka bir kadının gönderilmesini sağlamak ve bu utançtan kurtulmak zorundadırlar. Aksi halde baro başkanlarının tamamı ile birlikte Barolar Birliği de büyük bir saygınlık kaybı yaşayacaklardır.

 

Barolar Birliği tarafından aday gösterilecek listeye girmek için aday adayı olan 32 kişinin nitelikleri ayrıca tartışılabilir. AYM’ye nitelik katacak adayların olup olmadığı da konuşulabilir. Üstelik aday adayları arasında uluslararası deneyimleri olan, Venedik Komisyonu üyeliği yapmış olan, Türk Hukukçu Kadınlar Birliği başkanlığı yapmış olanlar da varken bile bu tartışma yapılabilir.

 

Öte yandan, AYM’ye aday gösterilmesi muhtemel erkeklerin; insan hakları ve adil yargılanma hakkı ihlallerinde deneyimleri olup olmadığı sorgulanmalıdır. Anayasa Hukuku ve İnsan Hakları Hukukuna vakıf olup olmadıkları ile AİHM ve AYM konusunda nosyonları olup olmadığı tartışılmalı, hukuk pratikleri bu bakımdan sorgulanmalıdır. Yapılan seçimin, hukuk nosyonu çerçevesinde mi yoksa siyasi açıdan mı sonuçlandığı bizzat kendileri tarafından da irdelenmelidir.

 

TBB seçimlerinde, TBMM’ye aday gösterilmek üzere seçin 2 erkek adaylıktan kesinlikle çekilmeli, hiçbir üyesi kadın olmayan AYM’ye bir kadının seçilmesi sağlanmalıdır. Şayet yeterli oyu alan kadın adayda ittifak edilemiyorsa ve bu aday “beğenilmiyorsa” seçimler derhal iptal edilmeli, tüm adaylar vazgeçmeli ve seçim yeniden yapılmalıdır.

 

Yenilenecek seçimlerde, hukuk dünyasında hem avukat hem de bilim insanı olarak görev yapan onlarca adayın çıkabileceği gözetilmeli, ülkemizin yüz akı olan kadınlar adaylığa teşvik edilmeli ve TBB tarafından bu kişiler arasından seçim yapılmalıdır. Bunun formülünü bulmak Baro Başkanlarının tarihsel bir görevidir.   

 

Aksi bir durumda, Türkiye modernleşme tarihinde geriye gidişi sembolize eden bir çivinin de, avukatların temsilcisi olan barolar tarafından çakılmış olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.

 

 

 

 

Av. İbrahim Aycan | Tüm Yazıları
Hits: 8327