İbrahim Gökçek paylaşımı nedeniyle HSK tarafından hakkında soruşturma başlatılan hakim, soruşturmanın sosyal medyada kendisine yönelik başlatılan linç kampanyasından hemen sonra geldiğini ifade ederek, "Ölümü üzerine üzüldüğümü belirttiğim bir tweetim var. DHKP-C ile bağlantıyı kuran, Kayseri'deki o cenaze ile ilgili 'gömdürmeyiz yakarız' diyen grubun Twitter'da bir saldırısına uğradım" dedi. Pehlivan ayrıca, "Ben mesleğini hakkıyla yapan, yıllardır yargı bağımsızlığı için mücadele eden bir insanım. Taraf tutmakla, DHKP-C'yi övmekle suçlanmak son derece üzücü" ifadelerini kullandı
Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yargıçlar Sendikası Başkanı ve Karşıyaka Hâkimi Ayşe Sarısu Pehlivan'ın sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek hakkında inceleme başlattı. Soruşturmanın başlatılmasının ardından ulaştığımız hâkim Ayşe Sarısu Pehlivan "Yaşam hakkı benim için çok önemli anayasal bir hak. Kim olursa olsun, bunları onaylamadığıma ve ölüm oruçlarından vazgeçilmesi gerektiğine dair çağrım da var. Ben neticede bir insanım, benim de duygularım var" dedi.
Hakim Pehlivan, 7 Mayıs'ta yaptığı paylaşımda, "Ölüm adın kalleş olsun" ifadelerini kullanmıştı.
Pehlivan hakkında başlatılan soruşturma hakkında şöyle konuştu:
"İbrahim Gökçek yaşatılmalı" şeklinde mesajlarım var. Sonrasında da ölümü üzerine üzüldüğümü belirttiğim bir tweetim var. DHKP-C ile bağlantıyı kuranların, Kayseri'deki o cenaze ile ilgili 'gömdürmeyiz yakarız' diyen grubun Twitter'da bir saldırına uğradım ben. Beni linç etmeye kalktılar. HSK de muhtemelen bunları ciddiye aldı ve soruşturma başlattı. HSK'nin artık ne durumda olduğunu siz sorgulayın. Son derece insani olan bir paylaşım üzerinden böyle bir incelemeye gidildi.
(Pehlivan'ın yine Gökçek hakkındaki bir paylaşımı)
Ölümün her türlüsü acıdır. İnsan kedisini köpeğini kaybettiği zaman bile bu duyguyu hissetmez mi? İbrahim Gökçek'in DHKP-C üyesi olduğunu kabul eden bir grup var. Gökçek'in kesinleşmiş bir cezası yok. Ama masumiyet karinesine aykırı o kadar laf söyleyen insan var ki. Durum böyleyken beni linç edip yolunu açtılar ve HSK de bir soruşturma başlattı.
HSK sonuç olarak ne yapacak bilmiyorum; yanlıştan dönecek mi, neyle suçlayacak beni göreceğiz. 'Niye bir insani paylaşım yaptın' mı diyecek bilmiyorum. Savunmam istendiğinde göreceğiz."
Sosyal medyada kendisine yönelik bir linç kampanyası başlatıldığını ifade eden Pehlivan, "Biliyorsunuz 'tolleri' var internette. Önce bir linç kampanyası başlatılıyor. Bu 'troller' zemin hazırlıyor. Sonra yandaş olarak tabir edebileceğimiz gazeteler üzerine gidiyor ve sonrasında HSK de devamını getiriyor. Sistem böyle işliyor.
Ben Yargıçlar Sendikası başkanıyım. Bu tamamen kirli bir propagandadır. Zaten yargı adına bağımsız söz söyleyen tek sivil toplum örgütüyüz. Bizi susturmak için böyle bir şey yaptılar. Umarım HSK yanlışından döner. Çünkü ben mesleğini hakkıyla yapan, yıllardır yargı bağımsızlığı için mücadele eden bir insanım. Taraf tutmakla, DHKP-C'yi övmekle suçlanmak son derece üzücü." dedi.
www.cumhuriyet.com.tr
Derneğimiz üyesi, Genel Kurul Divan Başkanımız aynı zamanda Karşıyaka Hakimi ve Yargıçlar Sendikası Başkanı Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan’ın Twitter’da kişisel hesabından paylaştığı yaşam savunan bir tweeti nedeniyle Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanının twitter adresleri etiketlenerek hedef gösterilmesi sonrası Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından hakkında soruşturma başlatılmış olduğu öğrenilmiştir. HSK'nun, üyemizin sadece düşünce ve görüş paylaşımı yapmıs olması nedeniyle sosyal medya üzerinden hedef gösterilerek bir linç kampanyası başlatılması sonrası bağımsız bir kurum olduğu iddiasını göstermek yerine, otomatik soruşturma başlatmış olması yargı bağımsızlığı için üzüntü vericidir. Üyelerinin her kararnamede disiplin soruşturmalarına maruz bırakıldıkları, emekliliğe zorlandıkları Yargıçlar Sendikası’nın Başkanı olmasının da bu linç kampanyasında Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan’ın hedef gösterilmesinde ve soruşturmaya konu edilmesinde önemli bir payı bulunduğunu söylenebilir. Başlatılma hızı soruşturmanın cezayla sonuçlandırılacağı düşündürmektedir. İfade hürriyetine ilişkin konularda hedef gösterme ve linç kampanyası son zamanlarda toplumumuzda sonuç alıcı bir kültür olarak hakimiyet kazanmaya başladığını, yüreklendirildiğini gözlemlemekteyiz. HSK tarafından başlatılan bu soruşturmanın da hakim kılınmaya çalışılan linçle sonuç alma yönteminin ve kültürünün aracı haline getirilmemesi, parçası olmamasını ümit ediyoruz. Bunun yerine hayata karışan, toplumla etkileşim içinde olan, ülke insanına empati duyarak salt kanunun değil hukukun uygulayıcısı hakim savcıların pratiklerinin yüreklendirilmesi için HSK’yı farkındalık yaratmaya çağırıyoruz. Soruşturmaya konu üyemiz Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan’ın hedef gösterilen paylaşımı, ifade açıklamasından ibarettir. İfade hürriyeti demokratik toplumun ve kamuoyunun oluşumu açısından vazgeçilemez niteliktedir. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Wille - Liechenstein kararında; yargı mensuplarına mutlak ve sınırsız bağlılık ve gizlilik kısıtlamaları getiren her tu?r ulusal kanun ya da başka tu?rden mevzuatın ve uygulamalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (İHAS) ifade hürriyetine ilişkin 10. Maddesini ihla?l edeceği belirtilmiştir. AİHM’in Baka-Macaristan kararlarında özellikle yargısal görevleri kaybetme korkusu nedeniyle hâkimleri kamu makamlarını ve politikaları eleştirmekten caydırma riski taşıyabilir, uyarısıyla ifade hürriyetine müdahale niteliği taşıyacak müdahalelerin demokratik bir toplumda gerekli olamayacağı, İHAS’ın ifade hürriyetine ilişkin 10. Maddesinin ihlalini oluşturacağı belirtilmiştir. İfade hürriyetinin teminatı Yargı Bağımsızlığını savunmanın gerisine düşen bir durum olan hakimin ifade hürriyetini savunmak durumunda kalmak ülkemiz için dikkat çekici bir noktadır. Karşıyaka Hukukçular Derneği olarak, ifade hürriyetinden, hakim ve savcıların ifade kullanımından yana olduğumuzu, hakkında başlatılan bu linç kampanyasına karşı üyemiz Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan’ın yanında olduğumuzu kamuoyuna saygı ile bildiririz. Karşıyaka Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu
