Davet Mektubu Gönderen Arabulucunun Başına Gelmeyen Kalmadı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dünürü olan Baykar Makina Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar’a “zorunlu arabuluculuk” sisteminden gelen bir dava dosyası kapsamında “davet mektubu” gönderen arabulucu avukat Seher Okşar Kadırgan’ın başına gelmeyen kalmadı. Adalet Bakanlığı, Kadırgan hakkında idari soruşturma başlatırken, savcılık ise arabulucu Kadırgan’a dava açtı.
Dava dosyasına göre her şey, arabulucu avukat Seher Okşar Kadırgan’a arabuluculuk sistemi üzerinden gelen bir dosya ile başladı. 2017-2018 yıllarında Baykar Makina adlı şirketin bir taşeronuna bağlı olarak çalıştığını iddia eden Harun İlkay Zengin adlı kişi, tazminat ile diğer haklarını almak için Baykar Makina’ya dava açtı. Mahkemeye gitmeden önce dosya, zorunlu olarak arabulucuya gönderildi. 4 Ekim 2018’de gelen dosya üzerine arabulucu Kadırgan, Baykar Makina ve alacaklı İlkay Zengin’e arabuluculuk görüşmesi için davet mektubu gönderdi. Baykar Makina’nın sahibi Özdemir, bunun üzerine arabulucu Kadırgan’a önce ihtirname gönderdi. Bayraktar, ihtarnamede şirketinin milli teknolojiler ürettiği için devlet, millet düşmanları ve PKK yandaşları tarafından saldırıya uğradığını vurguladı. Bayraktar, Kadırgan hakkında da görevi kötüye kullanma iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
SAVCILIK DAVA AÇTI
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, avukat Kadırgan hakkında görevi kötüye kullanma suçundan iddianame düzenledi. Büyükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 15 Ekim’de görülen ilk duruşmada avukat Kadırgan, sanık olarak hâkim karşısına çıktı. Kadırgan, taraflara davet mektubu gönderdiğini belirterek bunun üzerine kendisini arayan Özdemir Bayraktar’ın “Senden bana bir şey geldi, sahtekâr. Ben seni biliyorum, senin amacın ne? Bu kişi bizde çalışmamış. Gör sana neler yapacağım” dediğini anlattı.
‘BİR DAHA ARAMA'
Daha sonra Bakırköy Emniyet Müdürü’nün aradığını anlatan Kadırgan, şunları kaydetti:
“Bakırköy Emniyet Müdürü, bana ‘sen benim babamı’ üzmüşsün, izahat ver dedi. Babanız kim diye sordum. Özdemir Bayraktar, dedi. Daha sonra Adalet Bakanlığı’ndan beni aradılar. Bir daha karşı tarafı sakın arama dediler. Adalet Bakanlığı’ndan hakkımda idari soruşturma açıldığı, savunma yapmam gerektiğine dair yazı geldi. Savunma yazdım, gönderdim. Onun arkasından Büyükçekmece Başsavcılığı’ndan arandım. Hakkımda suç duyurusu olduğu, ifadeye gelmem gerektiği söylendi. İfademi verdim. Bu hukuksuz durumun sona ereceğini düşünürken, jet hızıyla bütün devlet mekanizması kısa sürede üzerime yollandı. Türk yargı sistemini kimsenin bu şekilde keyfi olarak kullanmaya hakkı yoktur.”
Mahkeme, taraflara davetname göndermenin arabuluculuk açısından görevi olup olmadığı konusunda Adalet Bakanlığı’na yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
BÜLBÜL: HUKUK SKANDALI
Dava sürecini takip eden Adalet Komisyonu üyesi CHP Aydın Milletvekili avukat Süleyman Bülbül, açılan davanın tam bir hukuk skandalı olduğunu belirterek “Müşteki Özdemir Bayraktar’ın hazırlık ve dava sürecinde bir kere bile ifadesi alınmamış. Buna hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku uygulaması denir. Buna hukuk tanımazlık denir” dedi.