CAN UĞUR @canugur1987
Suruç ve Ankara Katliamı sonrası Türkiye’nin en çok tartıştığı konuların başında IŞİD ve canlı bombalar geliyor. Aranan isimlerin kullandığı sahte isimlerle ilaç alınmasından düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan IŞİD’cilerin saldırı hazırlığında olmasına kadar ortalıkta dolaşan haberler tehlikenin boyutunu net biçimde gözler önüne seriyor. Ortaya çıkan tabloda en dikkat çeken taraf ise ‘canlı bomba’ olabilecekleri için aranan IŞİD’cilerin yaş ortalaması. Emniyet tarafından ‘resmi’ olarak aranan IŞİD’cilerin yaş ortalaması 24. Aranan IŞİD’cilerin en büyüğü 1984 doğumlu iken 1996 doğumlu isimler de listede yer alıyor. Bu kadar genç yaşta insanın ‘canlı bomba’ olup katliamlara imza atabilmeyi düşündüğü bir ortamın arka planında neler olabileceğini konuyla ilgili çalışmaları bulunan isimlere sorduk.
DİNDARLIK PAYE OLDU
Yaşananların sosyolojik ve politik olarak bir temeli bulunduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi’nden Sosyolog Yasin Durak, AKP döneminde uygulanan politikaların gericiliği normalleştirdiğini ve o figüre ‘meşruiyet’ kazandırdığını söylüyor. Ortaya çıkan meşruiyet algısını Durak şöyle özetliyor: Herkes dindarlığını ispat etme çabasında. Çünkü devlet kapısında torpil yaptırmanın da, basit bir kantinin ihalesini almanın da raconu dindarlık. Mahalle baskısından azade olmanın da, kimi yerde iş bulmanın da koşulu. Birçok insan için aynı zamanda bir savunma biçimini almış durumda. Bu yüzden dindarlık sürekli performe ediliyor. En basit düzlemde selamlaşma adabının değişmesi bile bunun göstergesi.
İRRASYONEL BEKLENTİ!
Laik eğitimin AKP döneminde ciddi biçimde geriletilmeye çalışıldığına işaret eden Kocaeli Üniversitesi’nden Akademisyen Dr. Orkun Saip Durmaz, gelinen noktada laikliğin önemine şu sözlerle değiniyor: Modern ve laik profile sahip birisi karşısındakine bakarken, referans noktası olarak dini almaz. Kendi inancından olmadığı ya da "kafir" olduğu için karşısındakinin canına kastetmez. Çok basit ve banal bir anlatı gibi gelse de, laik yurttaş "cennet" gibi irrasyonel bir beklentiyle "cihat" etmez, nihayetinde de "şehit" olmaz.
***
Laik birey gerekiyor!
Dr. Orkun Saip Durmaz:
Çok basit ve banal bir anlatı gibi gelse de, laik yurttaş “cennet” gibi irrasyonel bir beklentiyle “cihat” etmez, nihayetinde de “şehit” olmaz. Şuna dikkat etmek gerekir. Burada genel ve modern bir mücadele etme ve bedel ödeme anlatısı yoktur, tam aksine dinsel vaatler eşliğinde müminin geleceğine yatırım yapması durumu vardır ve bu anlamda kesinlikle pre-modern ve irrasyoneldir. Yüzlerce insanımızı kurban verdiğimiz şu günlerde ise biraz da o irrasyonelliği yaşıyoruz. Laikliğin silindiği bir coğrafyada cihatçı terör adeta bizlerin kabuslarına yatırım yapıyor. Bundan sonra ise, hem devrimci bir düzleyici olarak, hem de yeni yurttaşı yaratacak eğitimin başlıca unsuru olarak laikliği yeniden tesis etmek zorundayız. Başka çaremiz yok.
***
Dincilik linç motivasyonu
Akademisyen Yasin Durak:
AKP yıllardır yobazlığın pire yumurtalarını böyle yatağımıza serpti. Dincilik şu anki resmi ideoloji. Ancak mesele bunlarla kalmıyor. Dindarlıktan yobazlığa geçiş arasındaki ince zar artık yırtıldı. Artık dindarlık başka hayatlar üzerinde tasarruf sahibi olacak şekilde icra ediliyor. Karşımızda bulunan şey müdahil bir dindarlık, başlı başına bir linç motivasyonu. Ve toplumsal kutuplaşma arttıkça dindar nüfusun bu yobaz potansiyeli de artacak.
İşte böylesi bir konjonktürde, cihat uğruna şehit olma motivasyonuyla yola çıkan canlı bomba bu toplum için gerçekten de pek marjinal değil. Cihatçı fanteziler zaten devlet eliyle üretiliyor. Dinciliğin hemen her türünü bağrına basabilen yurdum tutuculuğunun irtifa kazandığı şu dönemde böylesi radikal bir yobazlığın Türkiye’de de gençlerin kimlik inşasında tesirli olması, proletaryanın lümpen kesimlerinde güç istencine karşılık gelerek kolayca taraftar bulması çok muhtemel. Zira görüyorsunuz ki açıklanan listedekilerin hepsi belirli bir yaşın altında. Hepsi genç insanlar. Sanki tarih “al sana dindar gençlik” der gibi. Bu nedenle inatla ve ısrarla kültürel mücadeleyi sürdürmek, lümpen nüfusa sırtını değil yüzünü dönmek ve bilakis laikliğin önemini iyi kavramak gerekiyor.
birgün