Masa, sandalye ve yemek maliyetlerinin tahmini değerini açıklayan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan'a, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın suç duyurusu üzerine ceza davası açıldı. Candan, davada ilk ifadesini bugün verdi. Davada savunmayı üstlenen Avukat Turgut Kazan, savunmasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın suç duyurusunu savcılığa yapmak yerine doğrudan Adalet Bakanlığı'na yaptığını, bu yolla da savcıların baskı altına alınmak istendiğini belirtti. Kazan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin böyle bir suç duyurusu yapmaya yetkisi olmadığını söyledi. Savunmasında Kazan, "AİHM kararlarına göre Cumhurbaşkanlığı ifade özgürlüğü kapsamındaki eleştirilere katlanmak zorundadır." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde verilen iftar yemeğinin ardından başlayan tartışma, dava süreciyle bir kez daha gündeme geldi. Açılan davada bugün ifade veren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, daha sonra Şube'de basın toplantısı düzenleyerek süreç hakkında bilgi verdi. Basın toplatısına CHP Ankara Milletvekilleri Murat Emir, Necati Yılmaz, Nihat Yeşil, Ali Haydar Hakverdi ve İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi de katılarak destek açıklamasında bulundu.
"CUMHURBAŞKANLIĞI GENEL SEKRETERİ YARGIYA BASKIYI AMAÇLADI"
İftar yemeğinin konusu masa ve sandalyeler ile yemeklerin maliyetlerini açıklayan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga suç duyurusunda bulundu. Ancak Kasırga suç duyurusunu savcılığa yapmak yerine Adalet Bakanlığı'na yaptı. Adalet Bakanlığı da bir yazıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na talimat verdi. Savcılığın harekete geçmesiyle açılan davada Tezcan Karakuş Candan bugün ilk savunmasını yaptı. Candan'ın avukatlığını üstelen Turgut Kazan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın Türk Ceza Yasası'nın 257. ve 288. maddelerini ihlal ettiğini vurguladı.
Kasırga'nın suç duyurusu için savcılık yerine Adalet Bakanlığı'na başvurusunu "inanılmaz ve akıl almaz" olarak niteledi. Kazan, "Böylece kovuşturma izni verme/vermeme yetkisi taşıyan makam devreye sokularak, önce savcılık makamına, sonra bakanlığın takdir hakkına ve yargılamayı yapacak makama açıkça baskı kurulması amaçlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu. Kazan, "Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Teşkilat Yasası'na göre genel sekreterin böyle bir suç duyurusunda bulunma ve bu yolu da bakanlık üzerinden kullanma yetkisinin olmadığını" da kaydetti.
"RAKAMLAR GERÇEĞE AYKIRIYSA FATURALAR AÇIKLANMALI"
Candan'ın iftar yemeğiyle ilgili açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu savunan Avukat Turgut Kazan, "Suç duyurusunda belirtildiği gibi eğer bu rakamların gerçeğe aykırı olduğu ifade ediliyorsa, faturaları gösterilerek açıklama yapılır, olur biter. Demokraside izlenecek yol budur, aslolan şeffaflıktır. Böylece kamuoyu gerçeği öğrenir ve ikna edilir. Bütçe kaynaklarının kullanımıyla ilgili eleştiriler, ceza davalarıyla susturulamaz. Şeffaflık, ceza tehdidine başvurmayı değil, belge göstermeyi gerektirir." değerlendirmesini yaptı.
Müvekkilinin değerlendirmelerinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirten Kazan, eleştiri hakkının engellenemeyeceğini kaydetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını örnek gösteren Turgut Kazan, Cumhurbaşkanının eleştirilere açık olması gerektiğini kaydetti. Kazan, savunmasına şu ifadelere yer verdi: "Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın yapımı, maliyeti ve harcamaları kamuoyunda tartışılıyor, konuşuluyor, eleştiriliyor. Müvekkilimiz de bu harcamalara çarpıcı bir örnek olarak iftar yemeğinin maliyetine ilişkin görüşlerini açıklamıştır. Suçlamanın AİHM kararları ışığında değerlendirilmesi gerekir. Bu kararın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucu verildiğine işaretle, Cumhurbaşkanının bu tür eleştirilere katlanmak zorunda olduğunu belirtiyoruz."
CHP'Lİ VEKİLLER: CANDAN'IN YANINDAYIZ
Basın toplantısında söz alan CHP'li milletvekilleri, Tezcan Karakuş Candan ve Mimarlar Odası'nın Saray'ın maliyetleriyle ilgili dava ve açıklamaları nedeniyle hedef haline getirildiğini belirterek, "Sonuna kadar yanınızdayız." dediler. Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, "Cumhurbaşkanı, benim hukukum, benim yargım, benim sivil toplum kuruluşum diyerek ona uymayan herkesi yargılarım, korkuturum diyor." derken, Necati Yılmaz ise Türkiye'de bir hukuk katliamı yaşandığını söyledi. Yılmaz, "Siyasal iktidar, hukuku kendi despotizminin bir sopası olarak kullanıyor." dedi. Cumhurbaşkanı'nın kendisine göre bir Türkiye hayal ettiğini vurgulayan Murat Emir, bu hayallerin 1 Kasım'daki erken genel seçimde suya düşeceğini vurguladı.
CİHAN