Önleme araması hukuka aykırı

~ 06.07.2015, Yeni Yaklaşımlar ~

Yargıtay, polisin bir hafta önce alınan “önleme araması” kararıyla bulduğu 1.3 gram esrarın hukuka aykırı elde edildiği için delil sayılamayacağına karar verdi ve İç Güvenlik Yasası'nı tartışılır hale getirdi 

HABER MERKEZİ/BERİL KALELİ- İstanbul polisi, 2007 yılında bir hafta süreyle Küçükçekmece ilçesinde hakim kararıyla “önleme araması” yaptı. Bu “önleme araması” sırasında bir araçta 1.3 gram esrar ele geçirildi. Sanığa verilen cezayı bozan Yargıtay adli arama kararı gerekirken önleme aramasıyla elde edilen delilin “hukuka aykırı” olduğuna karar verdi.

Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Av. Güray Dağ'a göre; Yargıtay'ın kararı yerinde. Bu karar polise “önleme araması”, “önleme gözaltısı” yetkisi veren son İç Güvenlik Yasası'nı da yakından ilgilendiriyor. Delil kabul edilmez Yargıtay 20. Dairesi önleme aramasını “suç işlenmesinin veya bir tehlikenin önlenmesi için yapılan arama olarak” niteleyerek “Önleme aramasının muhatapları suç şüphesi altında olmayan kişilerdir.

Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 116. ve 119. maddelerine göre adli arama ise “şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için” yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa önleme araması değil ancak adli arama yapılabilir” diyor.

Önleme araması istisna Yine kararda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun başka bir kararına atıf yapılarak “Adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da olayın koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olacağından Anayasa'ya aykırıdır” deniliyor.

Yargıtay 20. Dairesi olaydan 7 gün önce verilen önleme araması kararına dayanılarak “sanığın üzerinde arama yapılmasının hukuka aykırı” olduğunu ve “bu arama sonucu bulunan uyuşturucu maddenin ise, hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden” hüküm verilemeyeceğine hükmetti. Keyfiliğe yol açar Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Av. Güray Dağ, Yargıtay Dairesi'nin kararı için “doğru” diyor. Av, Dağ, “Bu arama, özel hayatın gizliliği gibi temel bir hakkı ihlal eden bir koruma tedbiri. Bu nedenle çok sıkı şartlara bağlı olarak başvurulması gerek.

Kolluğun keyfi bir şekilde başvurulabileceği bir yöntem değil. Önleme araması denen şey ortada bir suç yokken, suç eşyası elde etme olasılığı olan durumlarda alınan bir karar. Ama önleme aramasının kendisi başlı başına sorunlu bir kavram. Çünkü özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği için ancak bir suç işlendikten sonra veya işlenmekteyken, failin yakalanması ve delillerin ortaya çıkarılması için başvurulması gereken bir karar.

Dolayısıyla ortada bir suç yokken, önleme araması altında bir arama yapılması hukuka ve Anayasaya aykırı” diyor. “Polis bir suç işlendiği izlenimi edindiği anda, hakimden yada çok acil durumlarda savcıdan arama kararı alması gerekirdi” diyen Avukat Dağ, “Genel arama kararıyla polise ortada hiç bir suç yokken bir hafta boyunca gördüğü herkesi arama yetkisi veriliyor. Halbuki arama kararı suç işlendiği durumlarda, o suçla ilgili olmak kaydıyla ve o suçla ilgisi olduğu düşünülen kişilerle ilişkin olur. Yani genel geçer, herkesi kapsayan bir arama kararı verilemez. Suç işlendiği durumda böyleyken ortada hiç bir suç yokken, herkesi kapsayan bir arama kararı anayasaya aykırıdır” diyor.

Ayrımsız uygulanmalı Yargıtay'ın bu kararı emsal olur mu? Ama avukat Güray Dağ bundan pek umutlu değil çünkü Yargıtay çifte standart uygulayabiliyor. “O karar bir uyuşturucu dosyasıyla ilgili, eğer bu siyasi bir dosya olsaydı, bundan böyle bir karar çıkmazdı” diyen Dağ, “Siyasi dosyalarda ya da muhaliflerin yargılandığı dosyalarda bu tür kararlara rastlanmıyor.

 Bu dosyalarda hukuk ayaklar altına alınır ama yargı sesini çıkarmaz. Yine de verilen karar doğru bir karar, bu kararın suç ayrımı olmaksızın, tüm olaylar için uygulanması temennimiz” diyor. İç Güvenlik paketi Yargıtay'ın kararı, Meclis'ten sert tartışmalarla geçen ve hukukçuların ciddi biçimde itiraz ettiği İç Güvenlik Paketi'ndeki “önleme araması” maddesini de ilgilendiriyor.

Daha önce hakim kararı gerektiren arama kararları İç Güvenlik Yasası'yla "Kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sözlü emriyle kişinin üstü, eşyası, aracı aranabilecek” diye düzenlendi. İç Güvenlik Yasası'nı “Anayasal hakları, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel hakları tümüyle ayaklar altına alan, hukuku ortadan kaldıran bir yasa” olarak tanımlayan Avukat Güray Dağ, “Ortada hiç bir suç işleme durumu olmadığı halde, istediği kişiyi gözaltına alma yetkisi dahi veriyor. Savcıya haber vermeden kişileri gözaltında tutmaya olanak sağlıyor ki bunu geçtiğimiz 1 Mayıs'ta yaşadık. 8 genç polis tarafından bir depoya kapatıldı.

Bu bir suç olmaksızın koruma altına alma iddiasıyla tutanak dahi tutulmadan bir yere kapatma yetkisini doğuruyor. Dolayısıyla 90'lı yıllarda yaşanan gözaltında kaybetme olayları, bu yasayla tekrar yaşanabilir” diyor. Dağ, Yargıtay'ın bu kararının, İç Güvenlik Yasası'nın ne kadar yanlış olduğunun ortaya koyduğunu ve bu yasanın hukukla bağdaşmadığını gösterdiğini belirtiyor.

Yurt Gazetesihttp://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/onleme-aramasi-hukuka-aykiri-h91829.html

 

Hits: 1646