Yargıtay'dan soyadı kararı

~ 29.06.2015, Yeni Yaklaşımlar ~

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir kadının boşandığı eşinden olan çocuğunun soyadını değiştirerek, yeni evlendiği kişinin soyadını çocuğuna verebileceğine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.

Yargıtay'dan soyadı kararı
İstanbul'da 2000 yılında Mahmut Ünlü ile evlenen Emine Ünlü, 2007 yılında eşinden boşandı. Çiftin 2005'te dünyaya gelen Ali isimli çocuklarının velayeti anneye verildi.

 

Emine Ünlü, 2010 yılında Ali Ertaş ile evlenerek Ertaş soyadını aldı. Kadın, eski eşinden olan çocuğunun yeni eşinin soyadını taşıması için İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtı.

 

Mahkeme davayı kabul ederek, çocuğun "Ünlü" olan soyadının "Ertaş" olarak değiştirilmesine hükmetti.

 

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

 

Bozma kararında, 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesindeki "evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır" ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı davaları açtıkları anlatıldı.

 

- "Evrensel hukuk düzeni izin vermez"

 

Söz konusu düzenlemenin, velayet hakkının kullanılmasında kadın ve erkeğin birbiriyle eşit oldukları ilkesine aykırılık nedeniyle iptal edildiği anlatılan kararda, "Durumdan vazife çıkartarak ya da geçici elde edilmiş bazı hak ve imkanlardan yararlanarak kadın veya erkeğin kendi lehine bir üstünlük yarışına girmesine milli yasalar ile evrensel hukuk düzeni izin vermez" ifadesi kullanıldı.

 

Kararda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinin Anayasa Mahkemesinin incelemesinden geçtiği ve "çocuğun, ana ve baba evli ise ailenin soyadını alacağı" hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verildiği anlatıldı. Buradaki "aile" deyiminden babanın anlaşılacağının Anayasa Mahkemesince de kabul edildiği belirtilen kararda, aynı kanun maddesindeki "evli değilse ananın" ibaresinin baba lehine iptal edildiği bildirildi.

 

Kararda, şunlar kaydedildi:

 

"O halde, bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde anası ile babasının evli olup olmadığına bakılması gerekir. Doğum tarihinde ana ve baba evliyse çocuk ailenin, diğer bir anlatımla babanın soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına veya başka nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Velayet hakkı, ana ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani 18 yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması halinde velayet hakkının anaya verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermez."

 

Bozma kararında ayrıca, velayetin yeniden babaya verilmesi halinde bu kez babanın, çocuğun soyadını değiştirmek isteyeceği, böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliğini ve istikrarı zedeleyeceği, çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratabileceği belirtildi.

 

Bozma kararı üzerine dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme ise ilk kararında direndi.

 

Direnme kararında, iptal edilen düzenlemenin, boşanma halinde dahi çocuğun soyadını belirleme hakkını babadan aldığı, eşitlik ilkesi gereği bu hakkın anne tarafından da kullanılabilmesine olanak tanıdığı savunuldu.


Direnme kararının ardından dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun gündemine geldi. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını bozarak, kadının boşandığı eşinden olan çocuğuna yeni eşinin soyadını veremeyeceğine hükmetti.

AA

Hits: 1200