2- Ancak bu durum, Cumhuriyet Halk Partisi’nin başarısızlık sebeplerinin sorgulanmasına engel değildir. Aksi takdirde, Recep Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye’sinin şekillenmesinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin herhangi bir katkısı olmayacaktır. Çünkü HDP’nin, solun sahipliğine talip olduğu tereddütsüz ortaya çıkmıştır.
3- İktidar alternatifi olması gereken Cumhuriyet Halk Partisi, AKP'deki büyük düşüşe rağmen oy oranını ve milletvekili sayısını arttıramamış, tam aksine geriletmiştir. OYSA ANA MUHALEFET PARTİSİ DIŞINDAKİ BÜTÜN MUHALEFET PARTİLERİ, HEM OY ORANLARINI, HEM MİLELTVEKİLİ SAYILARINI ARTTIRMIŞTIR. CHP İSE KENDİ YEREL ÖRGÜTLERİNİN İNSAN ÜSTÜ ÇABASINA VE FEDAKARLIKLARINA RAĞMEN AZALTMIŞTIR.
4- Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nun hiç kimsenin inkar edemeyeceği kadar çok çalışmış olmasına, dudak uçuklatan maliyetlere ulaşmış reklam kampanyalarına ve uzun yıllardır görülmemiş kapsamdaki basın desteğine rağmen ortaya çıkan bu başarısızlığın sebebi, sadece CHP’nin değil, Türkiye'nin geleceği açısından sorgulanmalıdır. Şöyle ki, Türkiye merkez sağ alternatifinden yoksun kaldığında AKP nasıl radikalleşmiş ise, HDP de, Cumhuriyet Halk Partisi’nin eridiği bir ortamda hem solu temsil etmeye başlayacak, hem de giderek radikalleşecektir.
5- Cumhurbaşkanlığı seçimi hezimeti tartışılmadan, göstermelik bir kurultayla yola devam edilmesinin sonucunda, genel seçim hezimeti gelmiştir. CHP'nin, kuruluş felsefesine gönül vermiş, kuruluş ilkelerini 21. yüzyılın ihtiyaçlarına göre yorumlayarak hayata geçirmeye kararlı, güven veren bir kadro tarafından yönetilmemesi durumunda, bırakınız iktidar alternatifi olmayı, ilk genel seçimde ana muhalefet partisi olma niteliğini kaybedeceği aşikardır.
6- Cumhuriyet Halk Partisi’nin koalisyon ortağı olabileceğine dair söylemler veya böyle bir ihtimal, Partinin seçimde başarısız olduğu gerçeğini değiştirmez. Genel Başkan önce yüzde 35 hedefi koymuş, sonra bunu yüzde 30’a, ardından yüzde 26’ya çekmiştir. Bu hedeflerin hiçbirinde tek başına iktidar iddiası yoktur. Neticede, yüzde 24.96 ile, gösterilen bütün hedeflerin altıyla yetinilmek zorunda kalınmıştır. Hal böyleyken, koalisyon ortağı olabilme ihtimalini, bazı parti yöneticileri, kendi başarısızlıklarını perdelemek ve bu başarısızlıklarının sebeplerinin sorgulanmasını erteleyerek, parti içi iktidarı korumak için kullanmaktadır.
7- Bu açıklamalarımız, Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir şartta koalisyona girmesini istemediğimiz anlamına gelmemelidir. Elbette, Cumhuriyet Halk Partisi koalisyon ortağı olabilir. Elbette Türkiye hükümetsiz kalmamalıdır. Açıkça ve doğrudan söylediğimiz şudur: Diğer siyasi partilerle koalisyon görüşmesi yapılacak olsa bile, bunu yapacak parti temsilcileri, geçici koalisyon hevesi içinde olanlar değil, CHP’yi tek başına iktidara taşıyacak, güvenilir, ilkeli, tabanı temsil eden ve en üst organ olan Kurultaydan güvenoyu almış ve yine Genel Kurul tarafından koalisyon şartları konusunda talimatlandırılmış kadrolar olmalıdır.
8- Koalisyon görüşmelerinin sonucu ne olursa olsun, ufukta bir erken seçim görünmektedir. Erken seçime son anda değil, bugünden başlayan bir kadro hareketi içinde ve iktidar hedefi konularak yürünmelidir.
Netice:
Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanı ve Parti Meclisi, hiç kuşku duymadığımız ilkeli duruşlarının gereğini yapmalı; seçim sonuçlarının, koalisyon konusunun ve Partiyi iktidara taşıyacak ilkelerin görüşüleceği, delegenin Partinin gidişine yön vereceği ve seçimli Büyük Kurultayı derhal toplamalıdır.
Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU