Türkiye'de taklit pazarının büyüklüğü 20 milyar dolara ulaştı. Piyasada ciddi bir istihbarat ağı var ve sahte ürün yakalatanlar parça başına 1 dolar alıyor. Türkiye, taklit ürünlerde dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldi. Dünyada 350 milyar dolar, Türkiye'de ise 20 milyar dolarlık taklit ürün pazarı var. Yurt dışı gümrüklerde yakalanan 70 milyar dolarlık taklit ürünün yüzde 5'i yani 3.5 milyar dolarlık ürünün çıkış noktası Türkiye... Hal böyle olunca markaların taklitle mücadelesinin bedeli de büyük oluyor. Tescilli Markalar Derneği (TMD) Başkanı Tahsin Özlenir, avukatlık bürolarının özel istihbarat birimleri kurduğunu ve yakalanan mallarda parça başına 1 dolar alındığını söyledi.
Vatan Gazetesi'nden Necla Dalan'ın haberine göre bu paranın yarısının istihbaratı veren kişilere gittiğini kaydeden Özlenir, "Baskın çok pahalı bir olay. Baskında hacim ne kadar küçük olursa maliyeti o kadar fazla oluyor. En az 2 sene dava süreci var. Malların ele geçmesi, saklanması, imha süresi, ödenen istihbarat parası gibi birçok boyutu var. Avukatlık bürolarının istihbarat teşkilatı var. Parça başı 1 dolar para alıyorlar" diye konuştu.
Özlenir, bireysel istihbaratta da parça başına yaklaşık 50 cent ödeme yapıldığını ifade ederek, "Yani 10 bin parçalık malı yakalatan biri markasına göre 5 bin dolar kazanabiliyor" dedi.
DEPOLAR GÜNEY'E KAYDI
Tahsin Özlenir, taklit malı turistlerin çok aldığını bu nedenle depoların Antalya gibi illere taşındığını da vurguladı. Özlenir, "Antalya'da çok büyük operasyonlar oldu. Taklit ürünler turistik bölgelerde çok satılıyor. Bu nedenle oraya gidiyorlar" dedi. Bir kalemde 50 bin ürünün yakalandığı operasyonlar olduğunu hatırlatan Özlenir, en fazla giyim, aksesuar, çanta, ayakkabı, saat ve kozmetiğin taklit edildiğini belirtti.
Riski olan markaların taklitlerinin çok fazla yapılmadığını da anlatan Tahsin Özlenir, "Marka korumasını yapan bir firmanın taklit edilebilirliği azalıyor. Zaten korumayı ancak marka sahipleri yapabiliyor, distbürütörlerin bu konuyla ilgili herhangi bir yetkisi bulunmuyor. Bu yüzden kimi zaman markaların taklit edilmesi engellenemeyebiliyor" değerlendirmesini yaptı.
MARKALARINI BÜYÜTECEK
Özlenir Grup, Diesel'in distribütörü, JeansLab mağazalarında birçok markayı aynı çatı altında sunuyor. Sisley'in de temsilciliğini alan grubun Glocal adlı markası ise dünyanın farklı lokasyonlarındaki bayanların giyim tarzlarını globalize etmeyi hedefliyor. 5 yılda 30 Sisley, 30 da Glocal mağazası açmayı hedeflediklerini belirten Tahsin Özlenir, şöyle konuştu: "Her iki markamızda da atağımız sürecek. JeansLab'te şuan 30 mağazamız var bu rakamı da 5 yıl içerisinde 90'a ulaştırmayı düşünüyoruz. Sisley, dünyaya örnek olacak iş modeli ile Türkiye'de büyüme kararı aldı. Bu modeli Türkiye'de bizlerle birlikte ilk kez uygulayacak olması bizim için çok önemli. Bugüne kadar distribütörlük ve perakendecilik alanında edindiğimiz tecrübeleri ve başarılı modelleri Sisley'e uygulayarak, markanın algı ve bilinirliğini üst seviyelere taşıyacağız." Lacoste, Diesel, Adidas ve Nike'ın en çok taklit edilen markalar olduğunu kaydeden Tahsin Özlenir, Türkiye'nin önemli miktarda taklit malı ihraç ettiğini de anlattı. Özlenir, bu anlamda en önemli ihracatın İran'a yapıldığını vurguladı. Özlenir, "Avrupa'ya da Türkiye'den taklit mal gidiyor. Ayrıca Damat, Koton, Mavi gibi yerli markaların da taklidi var. Ancak bu ürünler Anadolu'da satışa sunulduğu için büyük şehirlerde karşılaşmıyoruz" diye konuştu.