2015 yılının Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi yayınlandı ve düzenlenmiş olan ücretlerin önemli bir kısmının arttırılmaması avukatlar arasında ciddi bir rahatsızlık nedeni oldu. Üstüne bir çok açıklama yapıldı ve hatta dava açıldı. Bir kısım yönetici, meslektaşı savunmamakla suçlandı; suçlamaların karşısında yapılan başka düzenlemelerle ise kendisini savundu.
Biz, aşağıda imzası olan hukukçular olarak, meselenin özüne indik ve şu soruyu sorduk : "Bu tarife, neyi tarifler, neyi tariflemez?
Bu tarife, neyi tarifledi? Vergi davalarında müvekkil ile vekil ilişkisi nisbi vekalet ücreti üzerinden ilk kez düzenlendi. Keza borçlu vekilliğinde de nisbi vekalet ücreti düzenlendi. Seri dosyalarla ilgili dilekçe bazlı vekalet ücreti tartışmasına da bir çözüm getirildi. Nisbi vekalet ücretinin basamakları düzenlenerek artış sağlandı. Bu düzenlemeler, teşekkürü hak eder; teşekkür ederiz...
Gelelim tarifenin tariflemediklerine....Asliye Hukuk Mahkemeleri ile icra müdürlüklerindeki maktu vekalet ücretleri arttırılmadı. Yani, binlerce meslektaşın gelirine zam yapılmadı. Yukarıda teşekkür ettiğimiz düzenlemeler, küçük bir meslektaş grubunu etkilerken; en geniş kesimi etkileyecek olan bu zam yapılmadı.
Kiranın dahi enflasyona uyarlandığı, tüm yargı harç ve giderlerine ortalama %10 zammın yapıldığı bir dönemde sadece avukatın emek ve mesaisine hem de kendi örgütü tarafından hazırlanan bir tarifede zam yapılmamasına suskun kalmak mümkün değil.
Sevgili Barolar Birliği ve Yerel Baroların yöneticileri; biz aşağıda imzası bulunan hukukçular;
AAÜT'nin, sadece karşı yandan tahsil edilecek olan bir vekalet ücretini tariflemediğini; sadece vergiye esas değeri tariflemediğini; tam aksine "baro seçimleri öncesi hatırlanan, ama sonrasında hızla unutulan, her yıl yüzlercesinin ruhsat aldığı, meslektaşlarımızın müvekkilleri ile olan ücret sözleşmelerini tariflediğini" sizlere hatırlatmak görevini yerine getiriyoruz.
Bizce, tarifede zam yapılmamasının da, yapılan olumlu düzenlemelerin takdire şayan görülmemesinin de nedenlerinden birii; baro ve birlik genel kurulları öncesinde alevlenip, halen adliye koridorlarında yaşayan kısır grup çekişmeleri nedeniyle her geçen gün meslektaşlarının ahvalini daha da göremez hale gelmiş yönetimlerdir.
Biz, bu kayıkçı kavgasının kayığı batıracağını görüyor ve hepinize açıkça şunu tekraren hatırlatıyoruz: Mesleğimizin acil sorunlarına, can güvenliği sorunumuza, ekonomik istikrar sorununa yüzünüzü dönünüz. Ancak, o zaman göreceksiniz ki bu tarife; ülkemizdeki binlerce avukatın müvekkili ile yaptığı anlaşmadır.Tarifeye zam yapmamak da, yapılan düzenlemeleri yok saymak da gelecek kaygısı içinde bunalan, tavsiye edilen vekalet ücret tarifesinin kapağını dahi açıp bakamayan binlerce meslektaşın derdinden hiç anlamamaktır; yoksul avukattan bihaber olmaktır!
Baro seçimlerinin bir tanıtım yarışına döndüğü ve bu sürece ayrılan ciddi bütçeler sonucunda yönetime gelindiği gerçeği; "tavsiye edilen tarifeyi kullanan yöneticiler" ile "asgari tarifeyi kullanan meslektaşlar" ayrımını derinleştirmekte ve sonucunda, avukatın hayatta kalma mücadelesi, bir kaç grubun karşılıklı siyasi çekişmesine malzeme olmaktan öte Baro siyasetinde yer bulamamaktadır.
Türkiye Barolar Birliğinden talebimiz şudur: Tüm yerel barolardan, bir avukatın zihinsel ve fiziksel varlığını idame ettirmesi için gerekli olan ücret miktarlarını üyeleri ile yaptığı gerçekçi çalışmalara dayanarak araştırılmasını talep etmesi ve bu gerçek veri ile kamu yararını gözeterek, yoksul avukatların çalışmak zorunda kaldığı miktarlarla karşılaştırıldığında tavsiye edilen vekalet ücret tarifesinin geniş meslektaş kesimleri için sadece uzak bir hayal olduğu farkındalığı ile, artık yoksul avukatlığı yok saymadan düzenlenip Adalet Bakanlığına göndermesidir.
“Yetkide ve usulde paralellik” ilkesi gereğince, yetkiyi kullanan idari dava açma süresi içinde düzenleyici işlemini geri alabilir, yeniden düzenleyebilir. Maktu ücretlere en azından enflasyon oranında ya da yargı harç, giderlerine yapılan artış oranında zam yapılmış yeni bir tarife hazırlayıp yeniden Adalet Bakanlığı’na gönderin.
Bunun önünde yasal bir engel yok. Tek engel; ücret tarifesinin, "yoksul avukatı" tarifleyip, tariflemeyeceğine ilişkin tarihsel tercihi yapmanın zorluğudur.
Baro ve birlik yönetimlerinin yoksul avukatları da kapsayan bir perspektiften yaklaşarak sorunu çözmelerini istiyoruz. Dostça söylüyor ve açıkça talep ediyoruz ki "Meslektaşlarınızın gerçeklerini görün! Yoksul avukatlık, yok sayılarak, yok edilemez!"
KAMPANYAYI İMZALAMAK İÇİN TIKLAYINIZ