Gezi eylemlerine katıldıkları için darbecilikle suçlanan Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin avukatı Sabit İnan Kaya, iktidarın yargıya müdahalesine sert tepki gösterdi: “Hükümet hukukla oyuncak gibi oynuyor. Dünyada ilk defa bir taraftar grubu darbe yapmakla suçlanıyor. Türkiye’de adalet testten geçecek. Var mı, yok mu bu öğrenilecek.”
Gezi Parkı olaylarında ‘hükümeti yıkmaya teşebbüs’le suçlanan Beşiktaş’ın taraftar grubu ‘Çarşı’ üyesi 35 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması geçtiğimiz hafta görüldü. Today’s Zaman’a konuşan Çarşı üyelerinin avukatı Sabit İnan Kaya, “Bir taraftar grubunu darbe yapmakla suçluyorsun. O zaman Beşiktaş’ın bütün maçlarında OHAL ilan edilsin. Çünkü en fazla orada toplanıyorlar.” ifadelerini kullandı. Çarşı davasının yargı açısından onur sınavı olduğunun altını çizen Kaya, “Böyle bir şeyi sindirebiliyorlar mı, sindiremiyorlar mı buna karar verecekler. Bizim açımızdan varlık sınavıdır. Ortaya çıkan şey şu olacak. Türkiye’de adalet testten geçecek. Var mı yok mu bu öğrenilecek. Veya sadece Türk adaleti bu kadardır denilecek.” diye konuştu. Sabit İnan Kaya’nın açıklamaları özetle şöyle: ÇARŞI GEZİYE KATILMADI, GEZİ SEMTE GELDİ: Emniyet ve mahkemede müvekkilime sorulan soru şu; Gezi olaylılarına katıldınız mı? Ben bunları böyle esprili bir şekilde anlatmaya çalışıyorum. Hayır, Gezi olaylarına katılmadınız, çünkü Gezi olayları size katıldı. Çünkü Gezi semte geldi. Yani Taksim’deki durum oyken, Beşiktaş zaten yanıyordu. Ben evimin balkonunda polis helikopterlerinin alçak uçarak gaz bombası attığını izliyordum. POLİS, SORGUDA ‘GEZİ’Yİ SİZ Mİ ÖRGÜTLEDİNİZ?’ DİYE SORDU: Gözaltına alınan Çarşı üyelerine, polis “Gezi’yi siz mi örgütlediniz, muhtemelen yabancı ülkelerle irtibat kurmuşsunuz?..” türünden sorular sordu. Buna benim ilk yorumum kısaca ‘yuh’ oldu. Bunu hayal etmek bile benim için zor. Bu insanları hayatın diğer yanlarında toplayamazsın, ancak maça gitmek için bir araya gelebilirler. Gezi sürecinde bile bir araya gelmediler. Ben de içinde yaşıyorum. ÇARŞI’NIN TOMA KAÇIRDIĞINI İDDİA ETTİLER: Savcılıkta iddianamede bir soru yer alıyordu. TOMA kaçırdınız mı? Emniyette kaçırılmamış olarak söylenirken savcılıkta kaçırılmış olarak söyleniyor. Savcı bey şu özeni göstermemiş. Emniyete bir yazı yazıp var mı yok mu böyle bir husus dememiş. Ama insanlar hakkında 49 yıl isterken bunu gerekçe olarak göstermiş. Yalnız şu da var. TOMA’yı kimin ne zaman ve nasıl kaçırıldığına dair herhangi bir bilgi de yok. Yani dosyadaki 35 kişi aynı anda bu olaydan suçlu. Suçun bireyselliğini göz önüne alırsanız iddianamenin bu safhasını yazan kişinin hukuk fakültesi mezunu olmayacağını görürsünüz. ÇARŞI, DOZERLE BEŞİKTAŞ BAŞBAKANLIK OFİSİNİ BASACAKMIŞ: Çarşı grubuna yöneltilen suçlamalardan biri de Ankara ve İstanbul’da eşzamanlı olarak Başbakanlık ofisini basmaya çalışmak. Yine bireyselleştirme yok, bununla ilgili herhangi bir delil de yok. Bunu savcılıkta sormuşlardı. O zaman şu şekilde açıklamıştım: Başbakan o zaman Türkiye’de değil. Basacaksınız da ne olacak? Yani sadece Başbakanlık binasına, bu da kamu malına zarar suçu olur. İddia şu, stadın yıkımında kullanılan dozer o gün orada bulunan kişiler tarafından kaçırılıyor, o dozer 100-150 metre ilerletiliyor, dozeri kullanan insanların yüzleri falan gözüküyor, yani isteseler bence tespit edebilecek durumdalar ama onunla Başbakanlık basılmaya çalışılıyor. ÇARŞI, HER TÜRLÜ HAKSIZLIĞA KARŞIDIR: 2014 yılında ihlal edilen hukuk kurallarına baktığımızda benim için en altı çizilmesi gereken şey, makul şüpheye geri dönüşü değil, ondan önce somut delile dayanan kuvvetli suç şüphesine neden gidildiği. Neden böyle değişiklik yapma gereği duyulduğu. Ve neden şimdi değiştiği. Önce 25 Aralık soruşturmaları başladı. Başladıktan iki ay sonra kanun değişikliği yapıldı. Soruşturmalar kapatıldı. Siz bundan ne anlarsınız? Ben bir şeyin örtbas edilmeye çalışıldığını anlarım. Hukukla oynandığını anlarım ben. Hukukla oyuncak gibi oynanabiliyor. Kanun değişikliği yapıyorsun. HSYK’nın yapısını değiştiriyorsunuz. Yeni getirdiğiniz HSYK birden, bir dosyadaki soruşturmayı yürütmekte olan dört kişiyi anında alıyor. Bakın bu dört kişinin yaptığı yargılamalarla mutabık olduğum anlamına gelmiyor. Ama Çarşı her türlü haksızlığa karşı. Çarşı grubunun hepsine ‘örgüt yöneticisi olmak, silahlı terör örgütü kurmak, darbeye teşebbüs etmek’, suçlaması yapıldığını söyleyen Avukat Sabit İnan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer Çarşı terör örgütüyse, bu terör örgütü ne zaman kurulmuştur? Faaliyetleri nelerdir? Yöneticileri kimlerdir? İstihbarat birimlerinde bunların kayıtları var mıdır? Varsa bize bilgi notu göndersinler. Terör örgütü yöntemleri dışında, darbeye teşebbüs etmek, silahsız çete kurmak. Darbeye teşebbüsün tarihi olarak işte Gezi olayları deniyor. Ama bakın hangi fiilde olduğunu belirtmiyorlar. Sadece belirttiği zaman dilimi, Gezi olayları sırasında. Müvekkilim Cem Yakışkan örgüt lideri ve kurucusu olmakla suçlanıyor. ‘Acaba başkaları darbe yapıyor da siz onun için kullanılmış, ona iştirak etmiş olabilir misiniz?’ diye soruluyor.”Çarşı, silahlı terör örgütü ise ne zaman kuruldu?
http://www.zaman.com.tr/gundem_carsi-grubu-avukati-sabit-inan-kaya-hukumet-hukukla-oyuncak-gibi-oynuyor_2266063.html