Mahkeme, duruşmayı 2 Nisan 2015 tarihine erteledi, 27 sanığın da yurtdışına çıkma yasağı ve duruşmalara katılma zorunluluğu kaldırıldı.
İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz 35 sanık ve avukatları hazır bulundu. Bazı sanıkların duruşmaya formayla geldiği görüldü.
Duruşmaya, baro temsilcileri ve İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal katılırken, CHP İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal, Umut Oran, Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, DGP Genel Başkanı Kütahya Milletvekili İdris Bal ve ressam Bedri Baykam da izleyici olarak katıldı.
Duruşma başlamadan önce Mahkeme Başkanı Metin Tamirci, milletvekilleri, basın mensupları, avukatlar ve baro temsilcilerinin dışındakilerin salondan çıkarılmasını istedi.
Bunun üzerine söz alan avukat Ömer Kavilli, duruşmanın büyük salonda görülmesini talep ederek, duruşmanın sesli ve görüntülü yapılmasını da istedi.
'Mahkeme ne kadar deplasmana gittiyse...'
Hakim de sanık avukat sayısını değerlendirdiklerini belirterek, ''Duruşmayı burada yapmaya çalışacağız çünkü ne kadar mahkeme deplasmana gittiyse Türk hukuk tarihinde hep sıkıntı yaşandı'' dedi.
Sanık avukatları yeniden itiraz ederek, duruşmanın büyük salonda yapılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, karar için duruşmaya ara verdi.
Mahkeme heyeti, sanıkların kimlik tespitinin tamamlanmasının ardından, duruşmanın adliyedeki büyük salonda yapılmasına karar verdi.
Kısa aranın ardından dava adliyedeki büyük salona alındı. Davayı izlemek için gelenler bu salona da sığmadı, bazı kişiler duruşmayı ayakta takip etti.
Mahkeme heyeti başkanı Metin Tamirci, salonda kamera kaydı yapanlarla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.
Duruşmanın ses ve görüntü kaydı alınarak yapılması talebini reddeden hakim, iddianameyi okudu.
Telefon kayıtları talebine ret
Sanık avukatları, iddianamenin dayanağı olarak gösterilen dosyadaki telefon kayıtlarının usule uygun alınmadığını söyledi. Avukatlar, bu kayıtların dosyadan çıkartılmasını istedi.
Mahkeme heyeti başkanı Tamirci, telefon kayıtlarının dosyadan çıkarılması yönündeki talepler ile duruşmanın ertelenmesi taleplerini reddetti.
Tamirci, duruşmaya öğle arası verirken de "Şekeri düşenler oldu. Yemeğinizi yiyin" dedi.
‘Darbe gücümüz olsaydı, takımı şampiyon yapardım’
Savunma yapan Beşiktaş tribün liderlerinden Cem Yakışkan, Gezi Parkı eylemleri sırasında Twitter hesabının olmadığını ifade ederek, “Kimseyi yönlendirmedim” dedi.
Cem Yakışkan, “Darbe gücümüz olsaydı, Beşiktaş’ı şampiyon yapardım” diye konuştu.
Yakışkan, “Mesele birkaç ağaç meselesi değil” sözlerinin de kendisine ait olmadığını dile getirdi.
Diğer tribün liderlerinden Numan Bülent Ergenç, taraftarları Başbakanlık Ofisi’ne yürüttüğü iddiasına ise “1 Haziran’daki yürüyüşte Tekirdağ’daydım. Örgüt kurma suçuyla ilgili bilgim yok” dedi.
‘Terörist değil, taraftarız’
Bu arada, duruşma başlamadan önce koridorda bekleyen aralarında sanıklar ve izleyicilerin bulunduğu kalabalık, "Terörist değiliz, taraftarız" şeklinde slogan atarak, alkış tuttu.
Adliye Sarayı’nın içini adeta tribüne çeviren taraftarlar, çeşitli sloganlar atıp marşlar söyledi.
Taraftarlardan destek
Öte yandan, İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan Beşiktaş taraftar grubu ''Çarşı'', sanıklara destek vermek amacıyla eylem yaptı. Çarşı grubuna diğer taraftar grupları da destek verdi.
Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe bayrakları açan gruptakiler, "Her yer Taksim her yer direniş", "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" ve "Beşiktaş Çarşı, faşizme karşı" sloganları attı, meşaleler yaktı.
Futbolla ilgili slogan atılmasını isteyen gruba, başka bir grup ise "Sadece futbolla ilgili burada değiliz. Siyasi slogan da atacağız" diyerek tepki gösterdi.
Kendilerini ''Antikapitalist Müslümanlar'' olarak adlandıran bir grubun da adliye önünde Çarşı grubuna destek verdiği görüldü.
50 yıla kadar hapis istemi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın kurucu ve üyelerinin de bulunduğu 35 kişi şüpheli, 9 polis de müşteki olarak yer alıyor.
İddianamede, tüm şüpheliler hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede ayrıca şüpheliler hakkında ayrı ayrı ''örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak", "sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin taşınması ve bulundurulması", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu malına zarar verme", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet'' gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları isteniyor.
