YARGITAY 13. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/2043
KARAR: 2014/14537
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, 03.07.2008 tarihinde davalılardan ... A.Ş.den, 25.255,10-TL bedelle satın aldığı aracın bagaj ve tavan bölümünde paslanmalar meydana geldiğini, 16.06.2010 tarihinde yetkili servis olan davalı ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.’ye (Çamlıca) aracı götürdüğünü, aynı tarihli iş emri ile paslanmaların tespit edildiğini ancak ayıbın giderilmediğini, 19.07.2010 tarihli ihtarname ile aracın geri alınarak, araç bedelinin iadesini istediğini ileri sürerek, araç satış bedelinin reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalılar, aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı satıcı ... Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava ayıplı ürünün bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde davalı satıcı ... San. ve Tic. A.Ş.den aldığı aracın ayıplı çıktığını ileri sürerek araç bedelinin iadesini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre aracın gizli ayıplı olduğu tespit edilmiştir. Bu hususta yerel mahkeme ile Dairemiz arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkemece, araçtaki gizli ayıbın onarım ile giderilebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinin birinci bendinde; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.” denilerek ayının tanımı yapıldıktan sonra, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; “Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” düzenlemesine yer verilerek, ürünün ayıplı çıkması halinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Sözü edilen fıkra metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, ürünün ayıplı çıkması halinde ürünün bedelsiz onarımını isteyebileceği gibi sözleşmeden dönerek bedelin iadesini de isteyebilir.
Somut olayda, davacı sözleşmeden dönerek bedel iadesi tercihinde bulunmuş ve davasını bu şekilde açmıştır. Hal böyle olunca mahkemece, davacının bu talebi doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalı satıcı şirketin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalı satıcı firmanın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
http://www.kararara.com/forum/viewtopic.php?t=21401&p=42126#p42126