Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurularda ihlal yasadan kaynaklanıyorsa, o yasa maddesinin iptal edilip edilmeyeceğini gündemine aldı. İlk uygulama yüzde 10’luk seçim barajına ilişkin bireysel başvurularda tartışılacak.
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurularda verilen ihlal kararının yasadan kaynaklanması halinde, söz konusu yasa maddesini iptal edip etmemeyi “ciddi olarak” tartışıyor. Avrupa Konseyi’nin Bireysel Başvuru Sistemi İhtiyaç Analizi Raporu’nda anayasanın 150. maddesi uyarınca, mahkeme niteliğinde sayılan bölümlerin yasaları iptal için Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’na gönderilmesine olanak tanınmasını istendi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Anayasa Mahkemesi, bu yollar tüketilmeden bunu acaba biz Genel Kurul’a götürebilir miyiz şeklindeki yaklaşım belki çok ileri bir düşünce olabilir. Anayasa Mahkemesi bunu ciddi şekilde düşünmelidir” dedi. Yüzde 10’lık seçim barajına ilişkin yapılan bireysel başvuruların genel kurula taşınması da bu yolda ilk uygulama oldu. Anayasa Mahkemesi raportörünün hazırladığı raporda, yasanın iptal edilmesini de tartıştığı öğrenildi.
Anayasa Mahkemesi, mevcut uygulamalarında iki yöntemle önüne gelen yasaları anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edebiliyordu. İlk yöntem, Meclis’te kabul edilen bir yasanın ana muhalefet partisinin başvurusu üzerine AYM tarafından iptal etmesi şeklindeydi. İkinci olarak mahkemeler, baktıkları bir davada bir yasayı anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Yüksek Mahkeme’ye taşıyabiliyordu. Mahkeme de bunun iptalini görüşüyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi, şuan “üçüncü bir yolu” tartışıyor ve hatta gündemine aldı.
Geçen çarşamba ve perşembe günü Antalya’da yapılan bireysel başvuruda bu konu da gündemdeydi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, söz konusu tartışmalar sırasında söz alarak “Bir ihlal, yasadan kaynaklanıyorsa Anayasa Mahkemesi ne yapacak” sorusunu ortaya attı. Bu soruyu yine kendisi yanıtlayan Kılıç, bireysel başvuruda yasa iptalinin görüşülmesine sıcak baktığını şu sözlerle ifade etti:
“Yasadan kaynaklanan hak ihlali, tüketilmesi gereken yollarda eğer başvurma yolları varsa, adli ve idari yargıda görüşülürken kişi bunun anayasaya aykırı olduğunu iddia edebilir. Mahkeme, davayı bekletici neden olarak kabul ederek bunu anayasaya aykırıdır diye Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Veya mahkeme bunu getirmeyebilir. O zaman kişi, temyiz aşamasında yerel mahkemenin anayasaya ayrılık iddiasını ciddi bulmadığını da temyiz aşamasında tekrar gündeme getirebilir. Temyiz makamı da bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürebilir. Belki temyiz merci, bunu Anayasa Mahkemesi’ne getirebilir. Bu yollar açıkken Anayasa Mahkemesi, bu yollar tüketilmeden bunu acaba biz Genel Kurul’a götürebilir miyiz şeklindeki yaklaşım belki çok ileri bir düşünce olabilir. Bence Anayasa Mahkemesi olsa olsa bu tüketilmesi gereken yollardan hiçbir şekilde ne idari ne adli yargıda askeri yargıda hiçbir şekilde böyle bir imkan yoksa bu konuda anayasaya aykırılık konusunda ileri sürülebilecek yoksa yol kapalıysa Anayasa Mahkemesi bunu ciddi şekilde düşünmelidir. Bu noktada Alman uygulaması çok da isabetli bir düşünce olduğunu belirtmek isterim.”
Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Sistemini Destekleme Projesi kapsamında Avrupa Konseyi raportörü Luca Perilli tarafından hazırlanan “Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Sistemi İhtiyaç Analizi Raporu”nda bu konuya da destek çıktı. Raporda, konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç ve üyeler ile yapılan görüşmeler anlatılırken, “Bireysel başvuru davalarında ihlal kararı verirken bölümlerin bir yasayı iptal etme yetkisinin olmadığı yasama geçmişine bakıldığında açıkça görülmekle beraber AYM Başkanı ve üyeleri, anayasanın 150. madde ve AYM Kanunu’nun 40 maddesi uyarınca bölümlerin davayı iptali için Genel Kurul’a göndermesine olanak tanınabileceğini belirtmişlerdir. Ancak bu konu henüz somutlaşmamıştır” denildi.
Raporda, iptalin nasıl olacağına ilişkin yol “Anayasa Mahkemesi Yasası’nda 40. madde uyarınca bölümler ‘mahkemeler’ olarak kabul edildiğinde anayasanın 150. maddesi uyarınca iptal için davanın genel kurula gönderilmesine olanak tanınmaktadır. Üyelerin önerdiği ‘dolaylı yol’ AYM’nin ihlal tespit ettiği ancak resmi olarak yürürlükte olan yasal bir hükümden kaynaklandığı için ihlale etkin bir çözüm getirmediği durumları engellemek için uygulanabilir” sözleriyle anlatıldı.
İlk örnek seçim barajı
Bu konuda ilk somut adımın ise seçim barajına ilişkin atıldığı ortaya çıktı. Yüzde onluk seçim barajına ilişkin üç partinin yaptığı bireysel başvuruya ilişkin Haşim Kılıç, daha önce yaptığı açıklamada, “Raportör arkadaşlar çalışmalarını tamamladı, raporda önemli tartışmalar var. Konu hassas olduğu için ‘bireysel’de değil de ‘genel kurul’da görüşüp 2-3 hafta içinde karara bağlayacağız” dedi. Kılıç, hak ihlali kararı verilirse bunun anında uygulanacağını da söyledi.
Raportör de tartıştı
Ancak burada Milletvekili Seçimi Yasası’nın 33. maddesinde yüzde 10’lık baraj varken “nasıl ihlal kararı verilecek ve bu nasıl uygulanacak” sorusu ortaya çıkıyor. İşte burada Anayasa Mahkemesi, eğer ihlal kararı verirse, bunun önünde engel niteliğinde olan yüzde 10’lık seçim barajını düzenleyen yasa maddesini iptal etmesi gerekiyor. Cumhuriyet’in Anayasa Mahkemesi kaynaklarından aldığı bilgiye göre, seçim barajının kaldırılmasına yönelik bireysel başvuruya ilişkin raportörün raporunda, Milletvekili Seçimi Yasası’nın 33. maddesinin iptal edilip edilmeyeceği de tartışıldı. Eğer iptal kararı çıkarsa, AYM bireysel başvurularda yasaların iptal yolunu açacak. Ancak iptal istemi reddedilirse 10 yıl boyunca bu konu bir daha görüşülemeyecek.