Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının tebliğinden önce Yırca’da 6 bin zeytin ağacının kesilmesi tartışma ve tepki yarattı.
Eski Danıştay Başkanı Hüseyin   Karakullukcu, kararın Danıştay’ın resmi internet sitesinden yayınlandığı   andan itibaren tebligat sayılacak şekilde düzenleme yapılabileceğini   vurguladı. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ve Ankara Barosu Başkanı   Hakan Canduran da sorunun yasada değil, uygulamada olduğunu söyledi.   Köylülerin zeytinleri için suç duyurusunda bulunup, tazminat davası   açabilecekleri kaydedildi.
MANİSA’nın Soma ilçesinde, Kolin Grubu tarafından termik santral   yapılacak bölgedeki 6 bin zeytin ağacının, Danıştay’ın yürütmeyi   durdurma kararının tebligatından önce dozerlerle söküldüğü iddiası yeni   bir tartışma başlattı. Eski Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu,   sıkıntının Tebligat Kanunu ve İdari Yargılama Usül Kanunu’ndan   kaynaklandığını savundu. Hürriyet’e konuşan Karakullukcu, “Danıştay’ın   yürütmeyi durdurma kararı vermiş olmasına rağmen tebligat yapılmadığı   için 6 bin zeytin kesildi. Zeytinlere çok yazık oldu. Tebligat   Kanunu’nda bu tip sıkıntıların önlenmesi için reform şart” dedi.   Karakullukcu, şöyle devam etti: “Danıştay’da daireden yürütmeyi durdurma   kararı veya esastan bir karar ret veya kabul diye çıktıktan sonra en   kıdemsiz üyeden itibaren tüm üyeler bu kararı okuyup imzalıyorlar. Daha   sonra da bu kararın tebligatı yapılıyor. Sonradan elektronik sistem de   getirildi. Son imza atılınca da bu kararlar artık elektronik ortamda   UYAP’a düşüyor. Davanın tarafları bu kararı internet ortamında   görebiliyorlar. Acil durumlarda kararın elden tebligatı da söz konusu   olabiliyor. Ancak İdari Yargılama Usül Kanunu’na göre, bir kararın   verilmesi kararın tebliğine kadar o işi durdurmuyor ve işlem   yapılabiliyor. Burada çok önemli bir eksiklik var. Tebligat Kanunu’na   veya İdari Yargılama Usül Kanunu’na, ‘kamu yararı bulunan ivedi işlerde’   karar UYAP’a konulduğu ve Danıştay’ın resmi internet sitesinden   yayınlandığı andan itibaren tebligat yapılmış sayılır. Bu şekilde ilan   da tebliğ yerine geçer şeklinde düzenleme yapılabilir. Anayasa Mahkemesi   kısa kararlarını ya da yürürlüğü durdurma kararlarını kamuoyunun da   bilgisine sunmak açısından internet sitesinden ilan ediyor. Ama idari   yargıda böyle bir düzenleme olmadığı için bu yola da başvurulması mümkün   olmuyor.”
ZEYTİNLERE YAZIK OLDU
Şirket avukatlarının kararı köylülerin avukatları gibi UYAP’tan   gördükleri, yargı kararının tebliğinden önce zeytinlerin baskın   yapılarak kesildiği ve yargı kararının delindiği, hukukun tanınmadığı da   öne sürüldü. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ve Ankara Barosu   Başkanı Hakan Canduran da bu ihtimale vurgu yaparak, sorunun yasalarda   değil uygulamada olduğunu söyledi. Geçim kaynakları olan zeytin ağaçları   kesilen köylülerin idari yargıda tazminat davası açabileceklerini   belirten Türk ve Canduran, şirket yöneticileri ve avukatları hakkında   Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘yargı kararına aykırı hareket ve Orman   Kanunu’na muhalefet’ten suç duyurusunda bulunabileceklerini savundu.   Türk, “Zeytinlere yazık oldu. Çok üzüldüm. Köylüler yargı kararına   rağmen geçim kaynağı zeytinler söküldüğü için idari yargıda tam yargı   davası açıp tazminat talep edebilirler. Mahkeme de doğayı tahribatın   cezası olarak çok yüklü bir tazminat vererek, örnek bir karar alabilir”   dedi. Canduran ise şirket yetkililerini ve hükümeti yargı kararlarını   delmek ve hukuk tanımamazlıkla suçladı. Ankara Barosu’nun açtığı davaya   ve 6 ayrı yürütmeyi durdurma kararına rağmen hükümetin Cumhurbaşkanlığı   Sarayı’nı bitirmesini örnek gösteren Canduran, “Hükümet bunu yapıyorsa   herkes yapabilir düşüncesi içine girilmiştir. Ne yazık ki bu Kolin   şirketinin yaptığı hareket olarak görülemez. Bu şirket hükümetten feyz   alıp bu işi yapmıştır. Artık hukuk tanımazlık başlamıştır” dedi.   Canduran şöyle devam etti:
KİMSE KARARI BİLMİYORDUK DİYEMEZ
“Burada İdari Yargılama Usül Kanunu’nun bir hatası yok. 28 Ekim’de   karar verildiği söyleniyor. Kararın yazılma ve tebliğ edilme süreci var.   Bu süreler makul süredir. 3 gün de olabilir 5 gün de olabilir. Bu   şirket de artık açık bir şekilde yürütmeyi durdurma kararı verildiğini   UYAP’tan ya da başka şekilde görüyor. Kararın tebliğ edilmesinden önce   fiili bir durum yaratıyor ve orada bir arkadaşımızın da yaralanmasına   sebebiyet verecek şekilde şiddete başvurarak ağaç katliamı yapıyor.   Normal zamanda yürütmeyi durdurma kararı olması insanlara zarar vererek,   bir gecede 6 bin tane ağacı dozerle söküp atacak mıydı o şirket. Yani o   kadar net ve açıkça ortada ki Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı   öğreniliyor. Şirket kendilerine tebliğ edilmeden önce bir alelacele   operasyonla bir gecede insanlara zarar verme pahasına 6 bin zeytin   ağacını kökünden söküp atıyorlar. Bu ne anlama gelir. Hiç kimse çıkıp   biz bu kararı bilmiyorduk diyemez. Biz sonuna kadar bu davayı takip   edeceğiz. Bir kez daha söylüyorum bizim usül kanunumuzda bir sıkıntı   eksiklik yok. Yasaya ne yazarsak yazalım hukuk tanımazlık olduğu süreci   bir önemi olmaz.”
http://www.ohaber.com/zeytinler-icin-suc-duyurusunda-bulunun-h-485793.html